MEHMET TANLI / ALMANYA
Almanya ve Avrupa`da Anadilde medya özlemi
Almanya‘ da 44 yıldır yaşayan gazeteci ve sosyal danışman birisi olarak diğer göçmenler, Türkiye‘ den gelenler gibi bende burada bir çok şeyin özlemini çekmişimdir. Bunlardan biriside (anadilde) güvenilir, tarafsız bilgi ve haber edinme kaynaklarıdır.
Hele bu anadilde ya da iki dilde olursa tadına doyum olmaz. Bu tadı ne yazık ki 44 yıldır ben Almanya‘ da tadamadım. Türkiye Avrupa İlişkileri ve Demokrasi Araştırmaları Enstitüsü’nün yapmış olduğu kapsamlı araştırmada Almanya’da yaşayan Türklerin ve diğer etnik unsurların Alman basınına güvenmediği, tarafsız bulmadığı, olumsuz Türkiye ve Türk algısının birinci derecede sorumlusu olduğunu kabul ettiği aynı zamanda Almanya’daki Türklerin, Almanca ve Türkçe yayın yapan alternatif ve güçlü medya arayışında olduğu ortaya çıktı.
Özellikle şu gerçeği kabul etmek gerekirse Almancayı iyi derecede bilmeme rağmen ne Almanya‘daki devlet TV kanalları olan ARD, ZDF ne de özel TV kanalları bize hiç hitap etmiyorlar.
Alman medyasında buna ek olarak Türkler hakkındaki algı, imaj toptancı, genelleme yapıldığı için çok olumsuz. Bunun sorumlusu sağcı basın ve siyasettir
Almanya‘ da biliyorsunuz bir Radyo-TV vergisi ( Rundfunkgebühr) var ve bunu herkes ödemek zorunda , bu ücret herkesin direkt banka hesabından çekilmektedir.
Ağustos 2021'den bu yana Almanya'daki her hane aylık 18,36 avro lisans yani radyo-tv vergisi, ücreti ödemek zorunda. Bu, kamu hizmeti yayıncılığının finansmanı için üç ayda bir 55,08 avro katkı anlamına geliyor. Altı ayda bir 110,16 avro. Bu da yılda 220.32 avro yapar.
Yılda 220,23 Avro‘nun karşılığında ise Türklere sadece Deutsche Welle‘nin her gün 20 dakikalık bir Türkçe ve Cosmos Radyosunda yine yarım saatlik bir anadilde program var. Orada çalışan arkadaşlara saygı duyuyorum bazılarını da tanıyorum ama bu politikaları çok yanlıştır ve bu hizmet çok cüce kalıyor. Keza son yıllarda bazı kanallarda göçmen kökenli haber, program spikerlerini ekranda görmek mümkün. Bunlar dekoratif girişimler olup ana sorunu çözemiyor.
Neden ARTE gibi bir ortak TV kanalı yok?
Almanya‘ da yaşayan 50 bin Fransız'a karşılık Alman-Fransız ortak kültür kanalı olan ARTE Televizyonu var. 3-4 milyonluk Türk nüfus var ama o boyutta bir medya organı yok. Bazı TV kanalları kendilerine göre iyi yayınlar yapıyorlar zaman zaman bazılarına davet ediliyorum sağ olsunlar ama toplumumuzun belirli kesimleri tarafından izleniyor bu kanallar. Boşluğu dolduramıyorlar yani. Almanlar bir ortak kanalı belki Türkleri daha kolay entegre/asimile etmek için kurmamış olabilirler. Oysaki kurulsa buradaki Türkler göçmenlerde büyük bir kabul görürdü, hoşgörü ortamı yaratırdı.
Ve araştırmalar göstermiştir ki birey kendi kültürünü koruyarak da yaşadığı topluma entegre olabilir. Ben bu alanda büyük bir boşluk olduğuna ve bunun kapatılması gerektiğine inanıyorum.
* Irkçılık, ayrımcılık entegrasyonu engelliyor*
Buradaki yurttaşlarımız hangi inanç ve kökenden, etnik unsurdan olurlarsa olsunlar burada sonu gelmeyen ırkçılık, ayrımcılık, hor görülüp dışlanmaları nedeniyle de Türkiye ile bağlarını koparamıyorlar. Türkiye‘ye her şeye rağmen gönülden bağlılar bu sevgi tek yanlıda olsa. İstenmeyen göçmen özüne döner. Anadil kültürün ve kimliğin bir parçasıdır o dilde haber almada herkesin hakkıdır. Halkımız güzel eğlence, müzik, tartışma ve spor programlarına hasret kalmış durumda.
TELE1 KÖLNDE BİR STÜDYO KURMAK İSTERSE BU DESTEKLENMELİDİR
Dün akşam Tele1 Genel Yayın yönetmeni Merdan Yanardağ‘ın 18 dakika programında Tele1 Köln‘ de bir Stüdyo kurmak istiyor sözleri burada büyük bir heyecan yaratmıştır.
* Düzgün bir yayıncılık kaynaşmayı da hızlandırır*
Tele1 bir medya merkezi olan Köln‘ de stüdyo kurarsa buradaki her sosyal sınıf işçi, öğrenci, iş insanı, sanatçı, siyasetçi, sporcu bundan büyük faydalar sağlayabilir.
Böyle bir kanal derneklerimize aktivitelerinin duyurulmasında ciddi derecede destek sağlar, kötü imajımızı yıkarak çağdaş yayınlarıyla yurttaşlarımızın Alman toplumuna uyum sağlamasınada yardımcı olur, Almanlarla aramızın Türk-Alman ilişkilerinin daha iyi olmasını sağlar. Asla paralel toplum, gettolar kurulmasına izin vermez. Insanlarımıza cesaret, özgüven verir daha bilinçli davranmalarını sağlayabilir.
Almanya'daki Türklerin birinci gündemi toplumsal kabul ve kültürlerine saygıdır. Bizim insanlar, Türkler, gündemi maalesef internetten takip ediyorlar. İrili ufaklı çok haber siteleri var onların emekleri değerlidir ama ciddi bir marka olan
Tele1 gibi donanımlı ve başarılı bir TV kanalı burada bir stüdyo açarsa ve ilerde iki dilde yayın yaparsa bu müthiş bir şey olur, Almanya gündemini alternatif bir bakış açısıyla değerlendirir. Bu nedenle bir sosyal sorumluluk projesi de sayılabilecek bu girişime başlanırsa tüm duyarlı Almanyalı yurttaşlarımızın, derneklerin, iş insanlarının destek vermeleri kendileri ve toplumsal çıkarlar açısından da isabetli olacaktır.