Mehmet Antmen: TTB’yi hizaya sokmaya çalışıyorlar

Yayın tarihi: 12 Ocak 2021 Salı 4:39 pm - Güncelleme: 12 Ocak 2021 Salı 4:39 pm

Diyarbakır Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında Türk Tabipler Birliği (TTB) Onur Kurulu üyesi Doktor Şeyhmus Gökalp, 23 Kasım 2020’de tutuklandı. Doktor Şeyhmus Gökalp’ın serbest bırakılması çağrısı yapan Mersin Tabip Odası (MTO) Başkanı Mehmet Antmen, “Gökalp üzerinden gözdağı vermeye ve TTB’yi hizaya sokmaya çalışıyorlar” dedi.

Tükenmez Haber’den Nilay Göl’e konuşan Antmen şunları söyledi:

“İlk olarak; Gökalp’in kişisel haklarına ve kişisel özgürlüğüne yönelik çok ciddi bir saldırı var. Şu anda tutuklanmasını gerektirecek hiçbir şey yok. 3 yıl önce verilen bir ifadeden şimdi bir sıkıntı çıkarmaya çalışıyorlar.

‘TTB’Yİ HİZAYA SOKMAYA ÇALIŞIYORLAR’

İkincisi; bu meseleyi aslında biraz TTB’yi hizaya getirmek, cezalandırmak ve gözdağı vermek için yapılan bir şey olarak görüyoruz. Çünkü; özellikle Bahçeli’nin ve aynı zamanda Erdoğan’ın da TTB’ye yönelik ciddi ve antidemokratik çıkışları oluyor ama doğrudan bir saldırı yapamıyorlar.

Diğer taraftan, TTB pandemiyle mücadelede önemli bir kuruluş. TTB, yapılan bir ankette Türkiye’de en güvenilir kurumlardan biri olarak seçildi. Bu sebepten dolayı “TTB’yi kapatalım” ya da “merkez yöneticilere ceza verelim” gibi bir şeye en azından şimdilik cesaret edemiyorlar. Ancak bunu Gökalp üzerinden biraz gözdağı vermeye ve TTB’yi hizaya sokmaya çalışıyorlar.

‘AİHM’NİN KARARINDAN SONRA ÇOK SIKIŞTILAR’

Üçüncüsü de; Gökalp, Demirtaş’ın akrabası. AİHM’nin kararından sonra çok sıkıştılar. Belki de yakın bir gelecekte Demirtaş’ı salıvermek zorunda kalacaklar. Ama bu durum da kendi tabanlarında, özellikle de MHP’nin tabanında hoş karşılanmayacak bir şey olur. O açıdan da “Bakın, Demirtaş’ı bırakacağız ama en azından akrabalarını içeri alıyoruz” gibi bir boyutu da var bu meselenin.

Ancak nereden bakarsanız bakın, ortada kanunla, hukukla, anayasayla, alakası olmayan bir şey var. Gökalp’in bir an önce serbest bırakılmasının, yargılamanın tutuksuz yapılmasının çok daha hukuka uygun bir şey olduğunu düşünüyoruz.”

‘ÖLÜMLERİN HALA GİZLENDİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUZ’

Salgın boyunca Sağlık Bakanlığı en çok açıklanan rakamlar ve sürecin şeffaf yürütülmemesi konusunda eleştiriliyordu. Sorunların devam ettiğini belirten Antmen, “Ölümlerin hâlâ gizlendiğini düşünüyoruz” dedi.

Mersin’in koronavirüs vaka sayısını üzerinden genel bir tablo çizen Antmen, sözlerine şöyle devam etti:

“Pandemi başladığından beri Mersin’de salgın hastalıktan ölen insan sayısı bin 400’ü geçiyor. Bu sayıdan 100’ü sıtmadan, veremden, şu anda aklıma gelmeyen herhangi bir bulaşıcı hastalıktan öldü. Geriye kalan bin 300 kişi Covid-19’dan ölmüş oluyor. Mersin, nüfusu açısından da, coğrafi açısından da, hastalıkların görülmesi açısından da Türkiye’nin yüzde 2’sini oluşturuyor.

‘ŞU ANDA AÇIKLANAN RAKAMLAR GERÇEK DEĞİL AMA ESKİSİ KADAR DA GERÇEK DIŞI DEĞİL’

Şöyle ki, 1300’ü 50’yle çarpmanız halinde, Türkiye’de Covid-19’dan ölen insan sayısını bulabilirsiniz. O rakamda 65 bine denk geliyor ve ben gerçek sayının bu olduğunu iddia ediyorum. TTB’nin ‘şeffaflık’ konusunda diretmesinden sonra kasım ayından itibaren en azından vakaların 30 binlere çıktığı bir tablo sergilemeye başladılar. Şu anda açıklanan rakamlar hala gerçek değil ama eskisi kadar gerçek dışı da değil.”

‘AŞIYA KARŞI HALKTA BİR TEREDDÜT VAR’

Covid-19 aşısına karşı halkta bir tereddüt olduğunu da söyleyen Antmen, “Buna aşı karşıtlığı demenin tehlikeli olduğunu düşünüyoruz ama aşıya karşı halkta bir tereddüt var” dedi.

‘BİR AN ÖNCE FAZ-3 ÇALIŞMALARININ TÜRKİYE SONUCU AÇIKLANMALI’

“Pandemiyi çok kötü yönettiler, pandemi yönetimine karşı halkta bir güvensizlik var. Bu da doğal olarak aşı sürecine de yansıyor” diyen Antmen, sözlerini şöyle tamamladı;

“65 yaş üstünde de tamamen güvenilir ve etkili olduğu’ açıklaması henüz Sinovac aşısı için yapılmadı. Bu durum bilim insanları, TTB ve halkın nezdinde güvensizlik yaratıyor. Bir an önce Faz-3 çalışmalarının Türkiye sonucu açıklanmalı. Çalışmalar, bağımsız bilim insanları tarafından da onaylanacak bi şekilde yapılmalı. Özellikle 65 yaş üstü meselesine açıklık getirilmeli.”