Kobani Davası’nda Kürtçe tercüman olmadan talepler alındı

Yayın tarihi: 20 Mayıs 2021 Perşembe 5:15 pm - Güncelleme: 20 Mayıs 2021 Perşembe 5:15 pm

108 kişinin yargılandığı Kobani Davası’nın üçüncü duruşması 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam etti. Yargılananların talepleri Kürtçe tercüman olmadan alındı. Eski HDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder konuşmasında, “Yargı siyasallaşmış’ demek gerçeği açıklamaya yetmiyor bugünün şartlarında söylenmesi gereken şudur:  ‘Siyaset yargısallaşmıştır’ Dün de öyleydi bugün de öyle” dedi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) yöneticilerinin de aralarında bulunduğu 28’i tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobani Davası’nın üçüncü duruşması Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam etti. HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar’ın da katıldığı davada, reddi hakim ve tahliye taleplerine ilişkin Kürtçe savunma yapanların talepleri tercüman olmadan alındı.

ZEKERİYA ÖZ HATIRLATMASI

Duruşmada HDP önceki dönem Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi ve Parti Sözcüsü Günay Kubilay, reddi hakim talepleri ve tahliye talebine ilişkin söz aldı. Kobani iddianamesinin iktidarın kendisine siyasi rakip olan partilerinin tasfiye etmek için hazırlandığını belirten Kubilay, “Mahkemeleriniz sadece bu kritik davalardaki AİHM kararlarını değil, AYM kararlarını da tanımıyorsunuz. AYM herkesi uyardı. Saray rejimine de uyarıyı yaptı. Türkiye’de hukuk devleti bir retorikten ibaret değilse AYM kararlarını uygulamalısınız dedi. Yaptığınız şey burada koskocaman AİHM Büyük Dairesi’nin kararını uygulamıyorsunuz. AİHM kararını beğenmeyebilirsiniz, iktidarın da hoşuna gitmiyor ama bunu uygulamak zorundasınız. Uygulamadığınız da Anayasal suç işlemiş olursunuz. Şimdi sağlam bir şekilde Ağrı Dağı’na sırtınızı dayamış olabilirsiniz, size Zekeriya Öz’ü hatırlatayım. Altına zırhlı araç verilmişti. Siyaset arenası her zaman oynaktır. Biz 2013’ten itibaren AKP ile birlikte çözüm süreci yürüttük. Sırrı Süreyya Önder diyor ki, ‘Kobanê olayları olduğunda bakanın yanındaydım.’ Şimdi neredeyiz, hapisteyiz. Türkiye’deki siyasi koşullar değişti, öküz öldü ortaklık bozuldu” diye konuştu.

KÜRTÇE SAVUNMA ÇEVRİLMEDİ

HDP eski Mardin Milletvekili Gülser Yıldırım, reddi hakim gerekçelerini Kürtçe açıkladı. Mahkeme salonunda tercüman bulunmadığı için Yıldırım’ın savunmaları çevrilmedi.

Yıldırım’ın konuşmasından sonra söz alan avukatlar, “Duruşma salonunda tercüman bulunmadığından reddi hakim talebinin gerekçelerini anlamadınız. Ama birazdan bu konuda bir karar vereceksiniz. Gerekçelerini duymadığınız bir duruma dair karar vereceksiniz. Kürtçe konuşacak başka arkadaşlarımız da var. Bu nedenle tercümanın bulundurulmasını istiyoruz” dedi. Mahkeme başkanı ise, “Ne karar vereceğime dair şimdiden bir kanaat oluşturmayın, biz SEGBİS kayıtlarını dinlemeden reddi hakim talebini bir karara bağlamayacağız” dedi.

BİLGEN: TUTUKSUZ YARGILANAN ARKADAŞLARIMIZ KAÇMA ŞÜPHESİ SERGİLEMEDİLER

Eski Kars Belediye Eş Başkanı Ayhan Bilgen, “Yargılanmaktan kaçmamak için kendi irademle belediye başkanlığını seçtim. ‘Dokunulmazlıktan yararlanmaya ihtiyacım yok’ dedim. Kaçma şüphesinden bahsediyorsunuz. Dosyadaki arkadaşlarımızın bir kısmı siyaseti bıraktı, 4 yıldır bu arkadaşların çoğunu görmedim, bir kısmı özel işleriyle ilgileniyor. Bize sadece bir suç makinesinin mekanik dişleriymişiz gibi davranılıyor, bu yönde bir otomatik karar veriliyor. Bu dosyada tutuksuz yargılanan arkadaşlarımız var. Tutuksuz yargılanan arkadaşlarımız bir kaçma şüphesi sergilemediler” dedi.

Sağlık sorunları olduğunu ve avukatlarının mahkemeye başvurduğunu ifade eden Bilgen, tedavi olabilmek için tutuksuz yargılanma talebinde bulundu.

KIŞANAK: BU İDDİANAMEYİ SİZE İADE EDECEĞİZ

Davanın demokratik siyaseti Meclis’ten atma davası olduğunu söyleyen Gülten Kışanak ise, mahkeme heyetini kastederek, “Siz buna hizmet ediyorsunuz, konuşmamızı keserek, “keşke mecliste konuşsaydınız” diyerek bize burada demogoji yapmayın” dedi ve şunları kaydetti:

“Bugün yargının içinde olduğu durum büyük yapısal bir krizdir. Yargı iktidarın oyuncağı olmuştur. Yolsuzlukların, arsızlıkların, mafyatik ilişkilerin üstü örtülüyor. Ama tek bir tweet attığı için insanlar tutuklanıyor. Biz şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da bu ülkenin sorunlarının çözümü için kendimizi muhatap olarak görüyoruz. Siz ne kadar bizi siyaset dışına atmaya çalışırsanız çalışın. Biz halkın desteğiyle yine karşınıza çıkarız. Önümüze getirilen şey bir iddianame değil. Bir senaryo, bir kurgu. Siz bu senaryoda aktör olmak istiyor olabilirsiniz ama biz olmayacağız. Biz barışı, demokrasiyi, kadın haklarını savunmaya devam ederek bu iddianameyi size iade edeceğiz.”

GÜR: PEKER’LE BAŞI BELAYA GİREN SOYLU YARGIYA SIĞINDI

HDP eski MYK üyesi Nazmi Gür ise, “Bağımsız bir yargının Türkiye’nin ekmek hava kadar ihtiyacı olduğunu her koşulda dile getirdik. Şimdi başı Sedat Peker’le belaya giren İçişleri Bakanı Süleyman Soylu yargıya sığındı. Bu çok ironik” ifadelerini kullandı. Mahkeme başkanını kasteden Gür, “Az önce Gültan Kışanak konuşurken ‘yargıya müdahale edildiğine dair bir tane belge getirin, istifa ederim” dediniz. Sizin önünüzde tam 3530 sayfalık yargıya müdahalenin belgesi duruyor” diye konuştu.

ÖNDER: BEN SİZE NE YAPTIM? ETİNİZİ Mİ ÇALDIM SÜTÜNÜZÜ MÜ DÖKTÜM

Eski HDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, konuşmasında, “Yargı siyasallaşmış” demek gerçeği açıklamaya yetmiyor bugünün şartlarında söylenmesi gereken şudur: “siyaset yargısallaşmıştır”. Dün de öyleydi bugün de öyle” dedi.

Filistin konusunda gösterilen hassasiyet ile Kobani konusunda gösterilen hassasiyetin aynı olduğunu belirten Önder, “Bunu yargılamaya çalışarak 6 milyonu olağan şüpheli haline getiremezsiniz” değerlendirmesinde bulundu.

Önder, davaya müşteki olarak avukat gönderen Et ve Süt Kurumu’na da seslendi, “Et ve süt kurumunun temsilcisi de orada, soruyorum: Ben size ne yaptım? Etinizi mi çaldım, sütünüzü mü döktüm? Bana ve arkadaşlarıma 38 müebbet istenen bir davada müşteki olacak kadar ne geldi başınıza?” dedi. (Gazete Duvar)