"Kız çocuğunun fotoğrafını çekti" denilerek öldürülen Ergün Arslan'la ilgili yeni bir gelişme yaşandı. Kız çocuğunun ifadesinde "Fotoğrafımı çeken o değildi" dediği belirtildi. Arslan'ın ailesi de açıklama yaptı.
Diyarbakır'da Ergün Arslan’ın 12 yaşındaki kız çocuğunun fotoğrafını çektiği iddiasıyla bıçaklanıp öldürülmesiyle ilgili tutuklu sayısı 3'e çıktı. Arslan’ın kardeşi Süleyman Arslan, olaydan sonra kendisini farklı biri olarak tanıtıp gittiği mahallede çevredekilerle konuştuğunu, ağabeyinin kızlara laf atanlara tepki gösterince çıkan arbedede öldürüldüğünü öğrendiğini söyledi. Kız çocuğunun da alınan ifadesinde fotoğrafını çeken kişinin Ergün Arslan olmadığını söylediği belirtildi.
3 Nisan'da Diyarbakır Sur'daki Anzele Parkı'nda meydana gelen olayda Ergün Arslan, parkta oturan kız çocuğunun fotoğrafını çektiği iddiasıyla, bir grup tarafından 3 yerinden bıçaklandı. Dövülüp, yaralı halde sokaklarda gezdirilen Arslan, kaldırıldığı hastanede kan kaybından yaşamını yitirdi.
https://tele1.com.tr/parkta-kiz-cocugunun-fotografini-cektigi-iddia-edilen-kisi-olduruldu-596371/
ÜÇ KİŞİ TUTUKLANDI
İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri, çevredeki güvenlik kamerası ve Kent Güvenlik Yönetimi Sistemleri (KGYS) kameralarını incelemeye aldı. Olayla ilgili 7 kişi gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şüphelilerden S.D. (16), E.H.T. (16) tutuklandı, 5 kişi serbest bırakıldı. İtiraz üzerine şüphelilerden Baran Eren (23) yeniden gözaltına alınıp, çıkarıldığı mahkemece bu kez tutuklandı. Ergün Arslan ise Diyarbakır'da toprağa verildi.
ÇOCUK 'FOTOĞRAFIMI ÇEKEN O DEĞİLDİ' DEDİ
DHA'nın haberine göre fotoğrafının çekildiği iddia edilen kız çocuğu ile annesinin ifadesine başvuruldu. Kız çocuğuna, öldürülen Ergün Arslan'ın fotoğrafı gösterilerek, fotoğrafını çeken kişinin o olup olmadığı soruldu. Çocuk, fotoğrafı çeken kişinin başkası olduğunu söyledi.
Tutuklanan şüpheliler de Ergün Arslan'ın nasıl bıçaklandığını görmediklerini ve yaralıyı polis merkezine götürmek istediklerini, suçsuz olduklarını öne sürdü.
'MAHALLEYE GİDİP KENDİMİ FARKLI BİRİ OLARAK TANITTIM'
Ergün Arslan'ın kardeşi Süleyman Arslan, olaydan sonra mahalleye gittiğini belirterek, "Kendimi farklı biri olarak tanıttım. Mahalledekiler bana, bazı gençlerin Anzele Parkı'nda suya giren kızlara laf attığını ve tacizde bulunduğunu söyledi. Daha sonra ağabeyim de onlara yaptıklarının ayıp olduğunu belirterek, 'Ramazan ayındayız ne yapıyorsunuz, terbiyesizlik yapmayın' demiş. 'Sen de kimsin' gibisinden konuşmuşlar. Bir arbede yaşanıyor. Orada öğrendiğimiz, öldürüldükten sonra olay ağabeyimin üzerine dönüyor. Mahalledekilere 'Bu tacizde bulunmuş, kovalayıp öldürdük' demişler. Bu ramazan ayında kimsenin günahını alamayız. Taciz olayı kesinlikle yoktur" dedi.
'BENİM İÇİM YANDI ONLARIN DA İÇİ YANSIN'
Eşi Azize Arslan da 19 yıldır evli olduğu Ergün Aslan'ın böyle bir şey yapmayacağını, o gün oruç tuttuğunu ve öğle namazını kıldıktan sonra meyan kökü almak için Sur ilçesine gittiğini söyledi. Azize Arslan, "Polis memuru beni aradı eşimin Sur’da vurulduğunu söyledi. Niyetli olduğunu ve öğlen namazını kılıp dışarıya çıktığını söyledim. Sürekli Sur ilçesine giderdi. Ramazan ayında meyan kökü ve şerbet alırdı. Ben ona sürekli şerbet yapardım, sürekli de oradaydı. Orada doğup büyümüştü. Kocama iftira atmışlar, 19 yıldır evliyim. Kocamdan böyle bir şey görmedim, küçük bir çocuğu gördüğünde bile seven bir insan değildi. 'Ben korkuyorum ki bu çocuğu taciz ediyor' diyecekler diye sevmiyordu. Bebek görse bile sevmiyordu. Çocuğumuz da yoktu, korkudan çocukları bile dışarıda sevmezdi. Allah onların belasını versin. Onlar tacizcidir ki herkesi öyle görüyorlar. Benim içim yandı onların da içi yansın” diye konuştu.
'NASIL BÖYLE BİR İFTİRA ATIYORLAR'
Ergün Arslan'ın annesi Zübeyde Arslan, hasta olduğu için oğlunun kendisiyle sürekli ilgilendiğini belirterek, şunları söyledi: "Bu insan hayatta böyle bir şey yapar mı? Dünya ayağa kalksa ben hayatta inanmam böyle bir şeye. Oğlum evine bağlı bir çocuktu. Beni öpmeden ve hiçbir zaman helallik istemeden evden çıkmazdı. En son abdest aldığını ve ezanın okunmasını beklediğini söyledi. Ben Kuran okumaya geçecektim oğlum çıktı. Aşağıda olduğunu söyledi, 'Bir şey lazım olursa eğer söylersiniz' dedi. Normalde sürekli beni arardı ama o gün hiç konuşmadık. Evimin büyüğüydü, sorumluluk hep onun üzerindeydi. Nasıl oğlumun üstüne böyle bir iftira atıyorlar. Benim kapı komşularıma sorun çocuğumu."