Kılıçdaroğlu’na ‘destek’ çağrısı yapmıştı! AKP AKUT kurucusu Mahruki’ye dava açtı

Yayın tarihi: 22 Mayıs 2023 Pazartesi 4:41 pm - Güncelleme: 22 Mayıs 2023 Pazartesi 4:41 pm

AKP’nin avukatları, AKUT’un kurucusu Nasuh Mahruki hakkında “partinin kişilik ve saygınlığına saldırıda bulunduğu” iddiasıyla 50 bin liralık tazminat davası açtı.

İktidarın, Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimleri öncesinde muhalif seslere yönelik baskısı devam ediyor. AKP avukatları, Arama Kurtarma Derneği’nin (AKUT) kurucusu Nasuh Mahruki hakkında “partinin kişilik ve saygınlığına saldırıda bulunduğu” iddiasıyla 50 bin liralık tazminat davası açtı.

Avukat Muammer Cemaloğlu ve Burhanettin Sevencan’ın, asliye hukuk mahkemesine sunduğu dava dilekçesinde, Mahruki’nin sosyal medya hesabından, “AK Parti hakkında katlanılması mümkün olmayan suç isnadı ve iftiraların yer aldığı açıklamalar” yaptığını öne sürdü.

DAHA ÖNCE DE DAVA EDİLDİ

Mahruki, daha önce de açıklamaları nedeniyle AKP tarafından dava edilmişti.

Ankara 2. Asliye Mahkemesi, Mahruki’nin sosyal medya paylaşımlarında “AKP’nin kişilik ve saygınlığına saldırıda bulunduğu” iddiasıyla açılan davayı geçtiğimiz haftalarda karara bağladı.

AKP avukatlarından Muammer Cemaloğlu ve Burhanettin Sevencan’ın 50 bin TL manevi tazminat talep ettiği davada mahkeme Nasuh Mahruki’nin 10 bin TL tazminat ödemesine karar verdi.

KILIÇDAROĞLU İÇİN DESTEK ÇAĞRISI YAPTI

Öte yandan Mahruki, geçtiğimiz günlerde Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu için sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım ile destek çağrısında bulunmuştu.

Nasuh Mahruki’den Kılıçdaroğlu’na destek çağrısı! “Kazanabiliriz ve kazanacağız”

Mahruki, paylaşımında şunları söylemişti:

Bu seçimi kazanabiliriz ve kazanacağız.

28 Mayıs, Erdoğan – Kılıçdaroğlu mücadelesi değildir.

28 Mayıs, Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci yüzyılında yönünü belirleme seçimidir.

28 Mayıs, laik, demokratik, sosyal, hukuk devleti Türkiye ile insan onuruna yakışır özgür yurttaşlık mı, yoksa şeriatçı, anti laik, anti demokratik, sadakacı, keyfi devlet Türkiye ile insan onuruna aykırı biat ettirilen, boyun eğdirilen yurttaşlık mı seçiminin mücadelesidir.

28 Mayıs, adayların önemsiz kişisel zafer ve kayıplarından bağımsız, koca bir ulusun kaderini, rejimin geleceğini belirleyecektir. Konuyu Erdoğan – Kılıçdaroğlu rekabeti kalıbından çıkarıp Türk ulusunun geleceği bağlamında görmek gerekir.

Bu nedenle; laik, demokratik, sosyal, hukuk devleti Atatürk Türkiyesi’ni, parlamenter demokrasisini geri isteyen herkes şimdi, şu anda ve derhal amasız ve fakatsız, önköşulsuz, hiçbir şart öne sürmeden Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığı etrafında birleşmeli ve çevresini de buna ikna etmek için çalışmalara başlamalıdır.

Diğer seçenek, Meclis’teki çoğunluğu kaybettiğimiz gibi, Cumhurbaşkanlığı’nı da kaybetmemize yol açar ki bu Cumhuriyet rejiminin ve alıştığımız hayatın sonu olur. Eğer Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanlığı’nı kazanırsa, bu ucube sistem sayesinde Meclis’i kaybetmiş olmamız da anlamını yitirecektir.

Bundan sonra, son 10 gün içinde yapmamız gerekenler;

Erdoğan’ın bunca yanlışın ve olumsuzluğun üstüne aslında bu kadar çok oy alamaması gereken yerlerden nasıl bu kadar oy alabildiği araştırılmalıdır. Bunların sosyolojik sebebleri bulunmalı, karşı hamleler geliştirilmeli ve halkın her kesimine bildiğini zannettiğinin doğrusu gösterilmelidir. Yanlış algıları doğru bilgilerle değiştirilmeli ve Erdoğan’a oy vermemeleri konusunda ikna edilmelidir.

Usulsüzlük yapılan sandıklar ve çalınan oylar tespit edilip, aynı sandıklarda, aynı yöntemlerle aynı oyunların kurulması ve seçimin çalınması engellenmelidir.

Bu seçimi kazanabiliriz ve kazanacağız çünkü iktidar her ne kadar devletin bütün imkanlarını, gücünü, bütçesini, baskısını kullanarak seçime girse de, asıl ihtiyacı olan ve sahip olamadığı tek şeye biz sahibiz; gerçeğe.

Gerçeğin gücü devlet destekli yalanın gücünü yener, eğer biz bu yalanları halkımızın kandırılmış, aldatılmış, algılarıyla oynanmış kesimlerine anlatmayı başarabilirsek.

Bence herkes, yakın çevresini 28 Mayıs’ta mutlaka oy vermesi, oyuna ve sandığına sahip çıkması için motive etmelidir. Çevresindeki AKP’lilere de, Cumhuriyet’in çökertilmesinin, küçük bir azgın azınlık hariç bütün Türk milleti için korkunç sonuçları olacağını anlatmalı, göstermeli ve bu büyük yanlıştan dönmeye ikna etmelidir.

28 Mayıs’ta gerçek demokrasinin işletilmesini sağlamak hepimizin en büyük sorumluluğudur. En önemli konu sandıkların güvenliğidir. Seçim güvenliği için çalışan Türkiye Gönüllülerinin ve Oy ve Ötesi’nin hala çeşitli bölgelerde insan gücüne ihtiyacı var ve sizlerin desteğini bekliyor.

28 Mayıs’ta, daha güçlü Türkiye Gönüllüleri ve Oy ve Ötesi organizasyonlarıyla bu seçimi daha kolay kazanabiliriz.

http://kayit.turkiyegonulluleri.org ve http://oyveotesi.org/kayit/ üzerinden siz de seçim güvenliğine destek olabilir, oylarınıza ve hepimizin oylarına sahip çıkabilir, gerçek demokrasinin kazanmasını sağlayabilirsiniz.