Karanlığın da karanlığı

Yayın tarihi: 10 Temmuz 2023 Pazartesi 8:53 am - Güncelleme: 10 Temmuz 2023 Pazartesi 8:53 am

Hüsnü Mahalli

Başka bir açıdan

Üç gün önce Zelenski ile İstanbul’da buluşan Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘Ukrayna’nın NATO’ya katılımı desteklediğini’ söyleyerek esir takası sırasında Türkiye’ye teslim edilen ve savaş sonuna kadar burada kalmaları gereken Neo-Nazi tugayının beş komutanını Zelenski’ye verdi o da muzaffer edasıyla alıp onları beraberinde Kiev’e götürdü.

Olaya tepki gösteren Moskova yarın toplanacak NATO zirvesinin sonucuna göre tavır alacağı konuşuluyor.

Çünkü bu zirvede Erdoğan Başkan Biden ile buluşacak ve belki de bazı tavizler karşılığında (örneğin F-16 konusu) İsveç’in NATO’ya katılımına onay verebilecek. Bu olursa Ankara’nın Washington ilişkilerinde enteresan ve tansiyonu yüksek bir dönem başlayabilir. Başlarsa önümüzdeki dönemde Ankara’nın uluslararası ve bölgesel politikalarında yeni U dönüşler yaşanabilir.

Örneğin çok sayıda boyutu olan Rusya ile ilişkiler.

Putin bunun için önümüzdeki ay Ankara’ya gelebilir.

Ankara’nın AB ilişkilerinde heyecanlı bir dönem başlayabilir.

27 Temmuz’da Sisi Ankara’ya gelecek.

Öncesinde Erdoğan; liderlerine söylemediğini bırakmadığı Suudi Arabistan ve BAE’ne gidecek.

Gitmişken Erdoğan ‘en hakiki’ müttefiği Katar’a uğrayacak. Oysa Haziran 2017’de Mısır destekli BAE ve Suudi Arabistan Doha ile ilişkilerini kesip tehdit edince Erdoğan müttefiği Temim El-Sami’yi korumak için Türk askerini Katar’a göndermişti. Geçen yıl da Erdoğan keskin bir U dönüşü ile söylemediğini bırakmadığı Suudi Arabistan ve BAE liderleriyle barıştıktan sonra Katar Emiri Temim düşmanı bu iki lider ve onların müttefiği Sisi ile barıştıktan sonra Erdoğan’la Sisi’yi bir araya getirdi ve ‘dost’ olmalarını sağladı.

Ortadoğu’da Büyük Tiyatro.

Mısır ve Türkiye’nin Körfez’in kral, emir ve şeyhlerinin dolarlarına ihtiyacı var.

Son yıllarda her iki ülkeye milyarlarca dolar pompalayan bu kral, emir ve şeyhler şimdi de farklı tezgahların peşinde olabilirler. Herkes Biden-Erdoğan buluşmasının sonucunu merak ediyorlardır. Olumlu ya da olumsuz sonuca göre bölgemizde ilginç gelişmelerin senaryoları konuşuluyor.

Örneğin Türk askerinin bulunduğu Suriye, Libya ve Irak sorunlarının çözümü. Her üç ülke herkesi ilgilendiriyor ve Türk askeri çekilmediği sürece buralarda çözüm ve dolaysıyla barış olmaz. Başka bir deyimle çözümün anahtarı Erdoğan’da. Putin’le mi yoksa Biden’la mı kullanır bu anahtarı bilinmez ama sonuçta bütün denklemler iç içe ve çok karmaşık.

Örneğin Fırat’ın doğusundaki durum.

Batının her gün yeni ağır ve tehlikeli silahlar verdiği PYD/YPG’nin arkasında Amerikan askeri olduğu sürece bu sorunun çözümü yok. Bu sorun çözülmedikçe Türkiye içi PKK konusu kapanmaz. PKK ya da Kürt sorununa çözüm bulunmadıkça HDP son seçimlerde olduğu gibi önümüzdeki belediye seçimlerinde de gücünü kanıtlamayı sürdürecek. Bunun farkında olan ABD ve müttefiği Batılı ülkeler bildik politikalarıyla Kürt kartını herkese karşı kullanmayı sürdürecek.

Kürtlerin yaşadığı dört ülke ve bu ülkelerde yaşayan Kürtler kendi aralarında kavga ettikleri sürece bu tartışmaların sonu gelmeyecek ve bölge huzura kavuşmayacak.

Uluslararası ve bölgesel kargaşayı gözetleyen ve hiç çekinmeden U dönüşleriyle bir çok ülkeye yönelik çelişkili tavırlarıyla herkesi şaşırtan Cumhurbaşkanı Erdoğan kendine oy verenlerin tepkisini önemsemeyerek herkese istediği tavizleri verdi ve öyle devam edecek.

Erdoğan’ın bir tek amacı var o da iktidarını rahat bir şekilde sürdürmektir. Bunun da iki yolu var :

Bol miktarda yeşil dolar bulmak ve içerdeki muhalefeti sindirip susturmak.

Bu nedenle Tele1’i ve Merdan Yanardağı’ı hedef alan linç operasyonu başlatıldı. Devletin tüm kurum, kuram ve kurallarını kontrol eden Erdoğan halkın ve özellikle kendisine oy verenlerin zor geçeceği belli olan önümüzdeki dönemin gerçeklerini öğrenmesini istemiyor. Muhalefet partileri, sivil toplum örgütleri ve sözde muhalif gazeteci ve aydınların büyük bölümü ona yardımcı olduğu sürece Erdoğan’ın işi çok kolay.

Bu böyle giderse siyasal, ekonomik, kültürel, ahlaksal, dinsel ve yaşamsal tüm verileriyle önümüzdeki dönem toplumun en az yarısı için çok kötü geçecek çünkü karanlığın da karanlığı gelecek.

Nereden mi biliyorum !

Ben bu filmleri Ortadoğu’da gördüm ve yaşadım.

Şimdi sıra Türkiye’de!

Umarım olmaz ama olursa da bu ülkeye çok yazık olur.