Kadınların 8 Mart yürüyüşüne polis engeli!

Yayın tarihi: 8 Mart 2024 Cuma 7:19 pm - Güncelleme: 9 Mart 2024 Cumartesi 1:43 am

Kadınların her sene ‘Feminist Gece Yürüyüşü’ adı altında 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde düzenledikleri yürüyüşe polis müdahale etti. Taksim Meydanı’na çıkan sokaklar polis bariyerleriyle kapatıldı. Ankara’da ise kadınların yürüyüşü polis barikatıyla engellendi.

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle binlerce kadın, Taksim Meydanı’nda toplanıyor. Saat 19.30’da toplanacağını belirten grup, İstiklal Caddesi ve Taksim Meydanı çevresinde büyük bir kalabalık haline dönüşürken, İstanbul Valili kararı ile metro girişleri kapatılmış durumda. Taksim Meydanı’na giden yolları polis barikatıyla kapatılmış durumda.

Polisin engellemelerine rağmen bir araya gelen kadınlar Taksim Meydanı’na doğru yürüyüşe geçti. Taksim Meydanı’na doğru yürüyen kadınlar İsrail – Hamas savaşında yaşam mücadelesi veren kadınları da unutmadı. Taksim’in ara sokakları ‘Filistinli kadınlar yalnız değildi’ sloganlarıyla yankılandı.

CİHANGİR OTOPARK’A PANKART

Taksim’e yürüyüşleri engellenen kadınlar Cihangir’de bulunan katlı otoparka pankart astı.

 

Beyoğlu Belediyesi Cihangir Semt Konağı önüne kadar yürüyen kadınlar burada durarak basın açıklamasına geçti.

Basın açıklamasına “Bugün 8 Mart 2024. 22. Feminist Gece Yürüyüşü’ndeyiz. Sadece 22 yıldır değil, kendimizi bildiğimizden beri, yüzyıllardır mücadele vermiş, erkeklere direnmiş kadınlardan aldığımız güçle mücadele ediyoruz” sözleriyle başlandı. Açıklama şöyle devam etti:

“Yalnızca bizler mücadele ettikçe, direndikçe artan iktidarın siyasi baskılarına karşı değil, hayatımızın her alanını ele geçirmeye, bedenlerimiz üstünde söz söylemeye, emeğimizi gasp etmeye, paramıza, malımıza, mülkümüze el koymaya, sırtımızdan geçinmeye, bizi sindirmeye, şiddetle kontrol edip cezalandırmaya çalışan erkeklere karşı her gün her an mücadele verdik. Bu erkekler kimi zaman sokakta tanımadığımız bir erkek, kimi zaman iş arkadaşımız, patronumuz, kimi zaman ve en çok da babamız, sevgilimiz kocamız oldular.”

 

“EV YOKKEN BİLE EV İÇİ EMEK SÖMÜRÜSÜ VARDI”

“6 Şubat depremleri sonrasında bu düzenin nasıl işlediğini en ağır biçimde gördük. Evler yıkıldı, binalar yıkıldı, sokaklar, meydanlar yok oldu ama kadınların yaşamı yeniden kurma yükü ortadan kalkmadı. Ev yokken bile ev içi emek sömürüsü vardı. Günler, aylar boyunca kadınlardan yoklukta düzen yaratmaları, çocuklarına, kocalarına, hastalara, yaşlılara, engellilere bakmaları, su olmadan çamaşır, bulaşık yıkamaları beklendi. Şiddet uygulayan kocalarıyla, akrabalarıyla çadır ve konteyner paylaşmaya zorlandılar. Sağlığa, beslenmeye, güvenliğe, haklarına erişimleri olmadan bir seneyi doldurdular. ‘Bize oy vermezseniz işte böyle olur’ lafını işittiler siyasetin en tepesinden. Biz kadınlar bu tehdidi, ‘bana itaat etmezsen dayağı hak edersin’ diyen erkeklerden, ‘o saatte sokaktaysan, öyle giyindiysen, içki içtiysen tecavüzü hak edersin’ diyen erkek medyadan, yargıdan, toplumdan iyi biliyoruz. Bir de bu yıkımın sorumlusu olan belediye başkanları, bakanlar hiç utanmadan yerel seçimde aday oldular”

“YASAKLARA KAYBEDECEK HAYATLARIMIZ YOK”

“Bu siyasetin en üst mertebesinden Aile şuralarıyla, Medeni Kanunu ve Anayasa’yı değiştirme çabalarıyla, toplumsal cinsiyet eşitliğinin tamamen silindiği eğitim sisteminin Diyanet’in etkisi altına girmesiyle örgütleniyor. Bize kapatılan bu sokaklar, ‘Büyük Aile Buluşmaları’ adı altında LGBTİ+ nefreti yayan tarikatlara açılıyor. Onların aile dedikleri, içinde istismara ve şiddete uğradığımız, emeğimizin, bedenizim, varlığımızın yok sayıldığı ve sömürüldüğü bir dayatma. Barınacak bir ev için, geçinebilmek için eşitsizliğe razı gelmemiz bekleniyor. Başka türlüsünü yaşamak ise ‘ayıp’ ve ‘yasak’. LGBTİ+ların film gösterimleri, Kuirfest gibi festivalleri, piknikleri, sergileri bile yasak. Yıllardır var olan Bayram Sokak’ın mühürlenmesiyle transların, seks işçilerinin evlerinde yaşaması, çalışması yasak. Ayıplara, yasaklara kaybedecek hayatlarımız yok!”

“300’ÜN ÜZERİNDE KADIN ÖLDÜRÜLDÜ”

“Özetle, paramız olmadığı için erkeklere mecbur olalım istiyorlar. Yoksulluğu gizlemek için buldukları yöntem patriyarkayı pekiştirmek. Bu sırada o ailelerin içinde kadınlar öldürülüyor veya şiddetten kurtulmak için öldürmek zorunda kalıyor, sonra da hayatta kaldığı için en ağır şekilde cezalandırılıyor. 1980’lerden bu yana feminist hareket o kutsal addedilen ailelerde yaşanan şiddeti ifşa ediyor. Erkeklerin şiddetinin devletin uygulamalarıyla meşrulaştırıldığını anlatıyor. Resmi olmayan verilere göre 2023’te de 300’ün üzerinde kadın erkekler tarafından öldürüldü. Sadece iki gün içinde 9 kadın ya evlilik içinde ya boşanmaya çalışırken ya boşandıktan sonra uzaklaştırma kararına rağmen katledildi. Biz erkek şiddetini, şiddetin engellenmeyişini, erkek egemenliğini bir toplumsal sistem olarak ele alıyoruz. Kolluğun görevini yapmadığını, 6284’ün etkin uygulanmadığını, hakimlerin cinsiyetçi yargılamalarını, devlet sığınaklarının yetersizliğini gündeme getiriyoruz”

“GAZZE’DE SOYKIRIM”

“Bu yıl yine her yanımız savaşla kuşatılmış halde. Gazze’de gözlerimizin önünde açık bir soykırım sürüyor. Bu soykırım Batı dünyasında feminizmle meşrulaştırılmaya çalışıyor. Halbuki işgalle, soykırımla feminizm olmaz. Türkiye bir yandan Filistin’e destek olduğunu söylerken öte yandan İsrail’le ticareti, sürdürüyor. İsrail’e betonu, çeliği, petrolü sağlamaktan geri durmuyor. ”

ANKARA’DA POLİS BARİKATI

Ankara’daki 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü yürüyüşünde de kadınların yolu polis barikatıyla kesildi. Polis  barikatının önüne gelen kadınlar ‘Barikatı aç’ diye slogan attı.

Kaynak: TELE1