İsrail altı aydır Gazze’yi bombalıyor ve Batı Şeria’da Filistinlilere her türlü vahşeti yaşatıyor.
Bugün Bayram ama İsrail son altı ayda 35 bin Filistinliyi öldürerek, evlerini yıkarak, iki milyon Filistinliyi sürgün ederek ve hepsini aç ve susuz bırakarak on binlerce çocuğu Bayram sevincinden yoksun bıraktı. AKP yönetiminde Ankara ise İsrail ile ticaretinde rekor üzerine rekor kırıyordu.
Ticaret Bakanı Ömer Bolat 27 Mart’da TV 24’de katıldığı bir programda Türkiye’nin İsrail’le ticaretini eleştirenler için “ marjinal siyasi unsurlar, terör örgütlerinin sahte sosyal medya hesapları ve Mossad ajanları’ demişti.
Sayın Bolat’ın bakanlığı da önceki gün yaptığı açıklama ile İsrail ile yapılan ticareti itiraf etmiş ve İsrail’e ihraç edilen 54 malın gönderilmesine ‘kısıtlama’ getirildiğini ilan etti.
Tamamen durdurma değil ‘kısıtlama’!
Çok havalı bir ‘sözcük’!
Herkes gibi biz de soralım :
İsrail’e ihraç edilen tüm mallar ( sayısı belli değil) değil de neden 54 kalem.
‘Kısıtlama’ olacaksa , ki bunları denetleyecek kimse yok, o zaman neden altı ay beklendi!
CHP lideri Özgür Özel, YRP lideri Fatih Erbakan, Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu, SP lideri Karamollaoğlu, BTP lideri Hüseyin Baş ve benim görmediğim bir çok parti lideri, sözcüsü ya da milletvekili bu ‘kısıtlama’ kararına sert tepki gösterdi. Kuşkusuz en sert açıklamayı Fatih Erbakan yaptı. Erbakan “ Özellikle de Gazze katliamlarında kullanılmış olması kuvvetle muhtemel olan uçak benzini ve jet yakıtının Türkiye’den gönderilmiş olması tam bir felakettir. 35 bin Filistinli masum katledildikten sonra alınan bu karar son derece geç kalınmış bir karardır. Hükümetin sadece bu ilan edilen 54 madde ile yetinmeyip, diğer tüm ticari alanlarda da İsrail’e yönelik kısıtlama getirmesi, İsrail’i füze saldırılarına karşı korumak için kurulmuş olan Malatya Kürecik Radar Üssü’nün kapatılması ve İncirlik Üssü üzerinden İsrail’e yönelik muhtemel silah ve mühimmat sevkiyatının da durdurulması konusunda önleyici tedbirleri acilen alması gereklidir. Ayrıca İsrail’e Türkiye üzerinden sevkiyat yapması muhtemel diğer ülkelere karşı gerekli önlemleri alarak tüm hava sahamız, karayollarımız ve denizlerimiz üzerinden İsrail’le ticarete izin verilmemesi gerekmektedir’ dedi. Buna benzer söylemlerle seçim kampanyasında Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP’ye yüklenen Erbakan Türkiye genelinde %6.2 oy alarak ‘Erdoğan ve AKP’ye oy verenler İsrail ve Amerika’ya oy vermiş olur’ diyen babası rahmetli Necmettin Erbakan’ın izinde yürüyeceğini kanıtladı.
Fatih Erbakan ve Erdoğan’ın İsrail çelişkisini sık sık gündeme taşıyan muhalefet liderleri, gazeteciler ve aydınların bu tavrı iktidarı çok sarstı ve sarsacak. Bundan sonra İsrail’le ticaret konusunda ne yapar ve nasıl kararlar alır bilinmez ama Erdoğan’ın işi içeride ve dışarıda çok zor. Ticaret Bakanlığının ‘kısıtlama’ kararına tepki gösteren İsrail Dışişleri Bakanı Katz Erdoğan ve Türkiye’ye tehditler savurdu ve ‘ Türkiye’den hesap sormaları için ABD Kongresindeki dostlarımıza söyledim.” dedi. Kongre’dekilerin Katz’ı dinleyeceklerini sanmıyorum çünkü artık herkes İsrail’den bıkmış durumda. İsrail’i kurduran, bugüne kadar var olmasını sağlayan ve cinayetlerine ortak olan Amerika’yı bile dinlemeyen Netanyahu’dan artık herkes nefret ediyor. Cesareti olanlar bu nefretini açıktan dile getiriyor farklı hesapları olanlar ticari ‘kısıtlama’ kararlarıyla durumu idare ediyor. Bu da normal çünkü 9 Mayıs’da Cumhurbaşkanı Erdoğan Beyaz Saray’da Başkan Biden’la görüşecek ve Biden Kasım’daki seçimler öncesinde Yahudi lobilerini kızdırmak istemeyecektir.
Ama aynı Biden İsrail ile İran arasındaki olası savaşın risklerini taşıyabilecek durumda değil çünkü ABD her yerde çuvallamış durumda ve dünya halklarının ezici çoğunluğu Washington’un emperyalist politikalarından nefret ediyor ve bu politikalara karşı savaşıyor.
ABD’nin bu politikaları olmasaydı 1947’de ‘İsrail’ diye bir devlet kurulmayacaktı ve biz bugün ne Gazze’yi ne de Türkiye’nin ticari kısıtlamalarını ne de başkaları gibi babası Polonya’dan Filistin’e göç eden ruh hastası katil Netanyahu’yu konuşmayacaktık. Ve yine ABD olmasaydı biz bugün İsrail’in İran’a yönelik büyük saldırısını konuşmayacaktık. NATO üyesi Türkiye’nin bu olasılığa karşı ne kadar hazırlıklı olup olmadığını bilmiyoruz ama Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 22 Eylül’de NewYork’da eli kanlı Netanyahu’ın hararetle sıktığını hatırlıyoruz. Bu Netanyahu’nun da önceki gün Hamas lideri ve Filistin halkının seçilmiş eski Başbakanı İsmail Heniye’nin üç çocuğu ve dört torununu öldürme emrini verdiğini de hatırlatıyor ve bombayı atan uçağının Türkiye’den gönderilen yakıtı kullanıp kullanmadığını merak ediyoruz!