İşte depremi önceden tespit etme çalışmalarında son durum

Yayın tarihi: 15 Şubat 2023 Çarşamba 7:29 am - Güncelleme: 15 Şubat 2023 Çarşamba 7:29 am

Dünya, Türkiye ile Suriye arasındaki sınırın iki tarafında depremden etkilenenlere yardım sağlamaya çalışırken, depremleri neden önceden tespit edemediğimiz sorusu gündeme geliyor.

Türkiye’yi sarsan Maraş merkezli 7.7 ve 7.6 büyüklüğündeki depremlerle ilgili uzmanların yıllar öncesinden defalarca uyarıda bulunduğu ortaya çıkmıştı. Bölgede onlarca yıl sismik hareketin olmaması nedeniyle büyük bir deprem beklendiği resmi kurumların raporlarına bile yansımıştı.

İspanyol kurtarma ekibi neden Türkiye’den ayrıldıklarını açıkladı

BBC Türkçe’de Richard Gray imzalı “Depremler için önceden uyarıda bulunmak mümkün mü?” başlıklı makalede “Dünya, Türkiye ile Suriye arasındaki sınırın iki tarafında depremden etkilenenlere yardım sağlamaya çalışırken, depremleri neden önceden tespit edemediğimiz sorusu gündeme geliyor” denilerek özetle şu bilgiler aktarıldı:

FAY HATLARI ÇOK KARMAŞIK

Depremleri tahmin etmek bilimsel olarak çok zor. İtalya’daki Roma Sapienza Üniversitesi ve ABD’nin Pennsylvania eyaletindeki Penn State Üniversitesi’nde yerbilimleri profesörü olan Chris Marone, “Depremleri laboratuvarda simüle ettiğimizde tüm bu küçük arızaların meydana geldiğini görebiliyoruz: önce bazı çatlamalar ve yarıklar ortaya çıkıyor. Ancak doğada neden genellikle büyük bir deprem olacağına dair ön belirtiler görmediğimiz konusunda çok fazla belirsizlik var” diyor.

Jeologlar en azından 1960’lardan bu yana depremleri tahmin etmek için modern bilimsel yöntemleri kullanmaya çalışıyor ama pek başarılı olamıyorlar.

Marone’a göre bunun en önemli nedeni, yerküreyi boydan boya kat eden fay hatlarının karmaşıklığı. Ayrıca çok fazla sismik gürültü var; Dünya sürekli homurdanıyor ve gürlüyor, bu da trafik, inşaat işleri ve günlük yaşamın insan kaynaklı gürültüsüyle birleştiğinde net sinyallerin seçilmesini zorlaştırıyor.

NEREDE VE NE ZAMAN?

ABD Jeolojik Araştırmalar Kurumu’na göre, gerçekten faydalı bir deprem tahmini yapabilmek için üç şey gerekiyor: depremin nerede olacağı, ne zaman olacağı ve ne kadar büyük olacağı. Şimdiye kadar hiç kimsenin bunu kesin olarak yapamadığını söylüyorlar.

Ancak jeologlar, birkaç yıllık bir zaman dilimi içinde bir deprem olasılığını hesapladıkları “tehlike haritalarında” tahminlerde bulunuyorlar.

YAPAY ZEKA

Son zamanlarda, yapay zekanın insanların gözden kaçırdığı türden küçük işaretleri tespit etmesi konusunda beklentiler giderek artıyor. Marone, “Fay yavaş yavaş kırılırken elastik dalgalar fay boyunca ilerliyor” diyor. “Elastik özelliklerdeki bu değişikliklere ve fay zonlarındaki ön şoklardan gelen gürültüye dayanarak laboratuvarda kırılmanın ne zaman gerçekleşeceğini tahmin edebiliyoruz. Bunu Dünya için de yapabilmeyi çok isterdik ama henüz o noktada değiliz.”

Yapay zekanın bu öngörü gücünü gerçek dünyadaki fay zonlarının daha büyük ve karmaşık ortamına aktarmak çok daha zor. Marone, “İnsanların bir depremden sonra bunun nasıl yapılacağını buldukları birkaç vaka var, bu da bunun işe yarayabileceğini gösteriyor. Ancak henüz büyük bir ilerleme kaydedilmiş değil” diyor.

SU BUHARINDA DEĞİŞİKLİKLER

Bazı araştırmacılar umutlarını farklı sinyallere bağlıyor. Japonya’da bazıları deprem bölgelerinin üzerindeki su buharında meydana gelen değişiklikleri kullanarak tahminlerde bulunabileceklerini iddia ediyor. Testler bu tahminler için % 70 doğruluk payı gösteriyor; ancak sadece önümüzdeki ay içinde bir noktada deprem olabileceğini söyleyebiliyorlar.

Bazıları da Dünya’nın yerçekiminde depremden önce meydana gelebilecek küçük dalgalanmaları kullanarak öngörüde bulunmaya çalışıyor. Ancak tüm bu iddialara rağmen, hiçbiri bir depremin nerede ve ne zaman meydana geleceğini gerçekleşmeden önce başarılı bir şekilde tahmin edemedi.

Morone, “İhtiyacımız olan türde bir izleme yapmak için gerekli altyapıya sahip değiliz” diyor. “Bir fayı izlemek için laboratuvarda kullandığımız türden bir dizi sismometre kurmak için kim 100 milyon dolar verecek? Laboratuvar depremlerini nasıl tahmin edeceğimizi biliyoruz, ancak bilmediğimiz şey, bunların gerçek dünyadaki fayların karmaşıklığına aktarılıp aktarılamayacağı. Örneğin Doğu Anadolu fayı dünyanın karmaşık bir bölgesinde yer alıyor – basit bir fay düzlemi değil, bir araya gelen bir sürü şey var.”

Ve daha iyi tahminler yapılabilse bile, bu bilgilerle ne yapılacağı sorusu hala ortada duruyor.

Doğruluk oranı artana kadar, tüm şehirleri tahliye etmek ya da insanlardan risk altındaki binalardan uzak durmalarını istemek, hata yapılması halinde maliyetli olabilir. Ancak Marone, verilerin iyileşmesi halinde neler olabileceğine dair bazı göstergeler için meteorolojik tahmin dünyasına bakıyor.

Marone, “Büyük hava olaylarını zaten önceden bir miktar doğrulukla tahmin ediyorlar” diyor. Bu sayede devlet kurumları kasırga gibi olaylara acil müdahale için hazırlık yapabiliyor ve halkı güvende tutmaya yardımcı olabilecek uyarılarda bulunabiliyor. Marone, depremler için benzer bir şeyi yapabilmenin hala yıllar alabileceğini söylüyor: “Şu anda buna yakın değiliz.”

HAYVANLAR ÖNCEDEN SEZEBİLİR Mİ?

Depremlerden önce hayvanların ürküp panik halinde kaçtıklarına dair bildirimler binlerce yıl öncesine dayanıyor, ancak bu gözlemleri anlamlı bir şekilde kullanmak zor. Hayvanların davranışları her zaman doğru tahminde bulunmayı mümkün kılmaz. On yıllar önce Çin’de bir depremin olağandışı hayvan davranışları yardımıyla tahmin edildiğine dair haberler var, ancak bu yeniden tekrarlanmadı.

Rönesans Rezidans’ın 10 yıllık sakini: Yöneticiye temelin kaydığını söyledim güldü