İstanbul Sözleşmesi kararı anayasaya aykırı mı? İşte çelişen maddeler

Yayın tarihi: 23 Mart 2021 Salı 9:40 am - Güncelleme: 23 Mart 2021 Salı 3:32 pm

TELE1 programcısı ve Korkusuz yazarı gazeteci Can Ataklı bugünkü köşesinde, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İstanbul Sözleşmesi‘nden Türkiye’yi çıkarmasına yönelik tartışmaları kaleme aldı.

Can Ataklı bugünkü köşesinde İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılması sonrası “sözleşmeden çıkılma şekli anayasaya aykırı mı?” sorusuna cevap bulmaya çalıştı

İşte Can Ataklı’nın yazısının ilgili bölümü:

Anayasa Profesörü Gözler’den feshe ilişkin flaş açıklama

SORDUM ÖĞRENDİM

Anayasaya aykırı kararname, anayasaya aykırı bir başka kararnameye dayandırılıyor
Hukuk çevreleri tartışıyor.

Erdoğan’ın İstanbul Sözleşmesi’ni tek başına iptal yetkisi var mı?

Ağırlıklı olarak söylenen şu;

“Anayasa’nın 90’ıncı maddesi uluslararası anlaşmaların ancak Meclis kararıyla onaylanacağını, bu nedenle iptal kararının da yine Meclis kararı ile olabileceğini hükme bağlıyor.”

Baktım, 90’ıncı maddede şöyle diyor;

“Türkiye Cumhuriyeti adına yabancı devletlerle ve milletlerarası kuruluşlarla yapılacak

andlaşmaların onaylanması, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin onaylamayı bir kanunla uygun bulmasına bağlıdır.”

Maddenin devamında ilginç cümleler var ve bunların hepsi AKP iktidarı döneminde bizzat Erdoğan tarafından anayasaya kondu.

Anayasa madde 90, uluslararası anlaşmalarla ilgili diyor ki;

“Usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesi’ne başvurulamaz. (Ek cümle: 7/5/2004-5170/7 md.) Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır.”

Yani bu maddeye göre, uluslararası anlaşmalar anayasanın da üzerindedir.

Zamanında bu konuyu defalarca dile getirdik “Bu durumda Türkiye’nin egemenlik hakları yok ediliyor” diye anlatmaya çalıştık, nafile dinlemediler ve “Bütün Avrupa bu kurallara uyuyor yapacak bir şey yok” karşılığını verdiler.

Burada açıkça görülüyor ki, Erdoğan’ın İstanbul Sözleşmesi’ni kendi başına tek imza ile ortadan kaldırması anayasaya aykırı bir durum.

Peki Erdoğan bu açık anayasa hükmüne rağmen nasıl oluyor da bir imza ile İstanbul Sözleşmesi’ni iptal edebiliyor.

Onun sırrı da fesih kararının açıklandığı 3718 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nde gizli.

Buna göre İstanbul Sözleşmesi’nin feshi, 9 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 3’üncü maddesi gereği yapılmış.

Bu sefer de açıp 9 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’ne baktım.

9 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin ana başlığı şu; MİLLETLERARASI ANDLAŞMALARIN ONAYLANMASINA İLİŞKİN USUL VE ESASLAR HAKKINDA CUMHURBAŞKANLIĞI KARARNAMESİ

Yayın tarihi 15 Temmuz 2018.

Söz konusu kararnamenin atıfta bulunulan 3’üncü maddesi şöyle;

“Milletlerarası andlaşmaların onaylanması, bunların feshini ihbar etmemek suretiyle yürürlük süresini uzatma, Türkiye Cumhuriyeti’ni bağlayan bir milletlerarası andlaşmanın belli hükümlerinin yürürlüğe konulması için gerekli bildirileri yapma, milletlerarası andlaşmaların uygulama alanının değiştiğini tespit etme, bunların hükümlerinin uygulanmasını durdurma ve bunları sona erdirme, cumhurbaşkanı kararı ile olur.”

Yani Erdoğan, 24 Haziran 2018’de cumhurbaşkanı seçildikten sadece bir ay sonra bu kararnameyi çıkarmış.

Bu kararname ile anayasaya aykırı olarak kendisine uluslararası anlaşmaları feshetme yetkisi vermiş.

İşte Erdoğan, şimdi anayasaya karşı çıkardığı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi sayesinde İstanbul Sözleşmesi’ni iptal etti.

Yani diyor ki, “Ben anayasanın da yasaların da parlamentonun da üstünde biriyim. Kendi çıkardığım kararnamelere uyarım. Nokta.”

O halde geçmiş olsun Türkiye.

NOT: Bu kararnamenin anayasaya aykırı olduğunu fark eden CHP, Anayasa Mahkemesi’ne başvurmuştu. Ancak Anayasa Mahkemesi hâlâ bir karar veremedi. Tabii kararname, Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi olunca aksine bir karar vermek de zor oluyor haliyle.

DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER

Tarikatçı, gerici takımı işte bu yüzden İstanbul Sözleşmesi’ni istemiyor
İstanbul Sözleşmesi’ni gerici çevrelerin kendi eşleri de özgürleştiği için istemediklerini dün bu köşede dile getirmiştim.

Bugün sizlere bir kadın avukatın gönderdiği mesajı paylaşmak istiyorum.

Kadını kendi malları gibi görenler elbette kendilerine engel olunmasını hazmedemiyor.

Onlar ne düşünürlerse düşünsünler, İstanbul Sözleşmesi ile sonuçta kadınlar kurtuluyordu.