AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan ‘ekonomide acı reçeteyi uygulamaktan kaçınmayacaklarını’ söyledi.
Merkez Bankası Başkanı ve Ekonomiden sorumlu Bakanı’nın görevden alınmasından sonra Erdoğan’ın ‘acı reçeteden ‘ söz etmesi tesadüf değil.
Bunu en son söyleyecek kişinin Erdoğan olduğunu tahmin etmek zor değil.
Belli ki durum ‘vahim’
Daha 6 ay önce ‘ekonomiye kötü demek’ yasaktı.
‘Manipülasyonu cezalandırma gerekçesiyle hazırlanan yönetmelikle bankaların yanı sıra ekonomi ile ilgili yazan, görüş açıklayan, sosyal medya paylaşımında bulunanlar da cezalandırılabileceği’ yolundaki kararı hatırlayın.
Acı reçete ne anlama geliyor? vergi, kemer sıkma, zam v.s.
Yani yoksulluk daha da artacak.
Türkiye’de hükümetler ne zaman ‘acı reçete’ sözünü telafuz etse IMF’yi (Uluslararası Para Fonu) çağrıştırır.
IMF programlarının uygulandığı ‘Stand-by’ anlaşmalarının karşılığı ‘acı reçete’ olarak bilinir.
‘IMF’de nereden çıktı?’ diyeceksiniz.
Geçen Eylül ayında CHP ve İyi Parti’li yöneticilerle görüşmeseydi IMF heyetinin geldiğini öğrenemeyecektik.
Avrupa Direktörü Poul Thomsen başkanlığındaki heyet davetsiz misafir miydi? Tabii ki hayır.
AKP bir ağızdan ‘ IMF’ye ihtiyacımız yok’ diyordu.
Sadece Erdoğan kabinesinin alacağı önlemlerle ekonomi iyileşir mi?
Yabancı yatırımcı Türkiye’ye gelir mi?
Döviz girişi olur mu?
Uluslararası piyasada ‘güven’ sağlayabilir mi?
AKP Yönetimi herhalde ekonomiyi yeniden rayına oturtmak için ‘McKinsey şirketini yeniden çağırmayı düşünmüyor.
İMF’ye ihtiyaç var mı yok mu ? göreceğiz.