Hulusi Akar umreye nasıl gitti? ‘Ulusalcılar sizi çok eleştirir’

Yayın tarihi: 11 Nisan 2019 Perşembe 4:00 pm - Güncelleme: 11 Nisan 2019 Perşembe 4:00 pm

Genelkurmay Çatı Davasında, 15 Temmuz döneminde Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın özel kalem müdürü olan Ramazan Gözel dün başladığı esas hakkında mütalaaya karşı savunmasına devam etti.

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Genelkurmay Çatı Davasında, 15 Temmuz döneminde Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar’ın özel kalem müdürü olan Ramazan Gözel dün başladığı esas hakkında mütalaaya karşı savunmasına devam etti.

Odatv’nin haberine göre; Davada Hulusi Akar, Yaşar Güler, MİT Müsteşarı ve AKP Milletvekili Şirin Ünal başta olmak üzere çok sayıda kritik ismin dinlenmediğini hatırlatan Gözel, “Bunların dinlenmesini istedik. Aslında bizim istememize gerek yoktu. Gerçekleri ortaya çıkarmak isteyen mahkeme zaten çağırırdı. Belki siz de uğraştınız, belki sizin de gücünüz yetmedi, bilmiyorum. Ayrıca saklayacak, gizleyecek şeyleri yoksa gelirler, bizimle yüzleşirlerdi” dedi.

Akar’ın darbecilerin odasından aldığını belirttiği MHP Lideri Bahçeli’nin hediye ettiği tabancanın 15 Temmuz’dan 6 gün sonra bulunduğunu, ancak Akar’ın bunu 3 yıl gizlediğini anlatan Gözel, MSB makam odasından bir fotoğraf gösterince, şu diyaloglar yaşandı:

Başkan Dik: Orayı ne zaman konuşacaksın, merak ediyorum.

Gözel: Ben rahatım, bıraksanız 1 hafta konuşur, her sorunuza cevap veririm.

Başkan Dik: 1 hafta çekilmezsin.

Gözel: Hulusi Akar’ı 5 dakika getirin, şu tank sorusunu soralım, yeter. Başkanım diğer fotoğrafına bakın. Bu yumruk hareketi bizim yaptığımız bir şey değil. Amerikalılar yapar.

“DUNFORD ABD GENELKURMAY BAŞKANI GECE 3’TE UYANDIRILIYOR, KONUŞUYOR”

Hulusi Akar, Yaşar Güler, Salih Zeki Çolak’ın ifadeleri ile MİT’in TBMM Komisyonu’na gönderdiği yazı arasındaki çelişkilere dikkat çeken Gözel, 15 Temmuz’da Akar’ın odasında MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve Erdoğan’ın Koruma Müdürü Muhsin Köse arasında gerçekleştiği bildirilen telefon görüşmesiyle ilgili şunları söyledi:

“İhbar konusu MİT’e saldırıysa, Cumhurbaşkanı Koruma Müdürü niye aranıyor ve böyle bir olayın Cumhurbaşkanı’nın güvenliğiyle ne ilgisi var? Güvenlikle ilgili bir sıkıntı varsa, aranacak ilk kişi Muhsin Köse değil Güvenlik Daire Başkanı Ramazan Bal’dır. Daha önce Muhsin’in arandığını hiç görmedim, duymadım. Ayrıca Cumhurbaşkanı ile görüşme hiçbir zaman Muhsin üzerinden olmamıştır.

Bir akşam Türkiye’de saat 9, ABD’de gece 03. Makamda Adalet, İçişleri Bakanları ve MİT Müsteşarı var. Hulusi Akar,  ‘Beni Dunford’la görüştür’ dedi. Arkadaş modunda. Dunford, ABD Genelkurmay Başkanı. Gece 3’te uyandırılıyor, konuşuyor. Bu seviyede iletişimi olan birisinin o gün için, ‘Cumhurbaşkanına ulaşamadık’ demesi inandırıcı değil.”

“BUNLARIN HEPSİNDEN ÇEKİNEN AKAR…”

5-6 ay öncesinden 15 Temmuz ortamının nasıl hazırlandığını anlatırken, bu dönemde Hulusi Akar’a arz edilen ulusal ve yabancı medyadaki yazılar ile bilgi notlarını aktaran Gözel, şöyle konuştu:

“Hulusi Akar’ın bilgi düzeyi çok yüksektir. Sadece askeri kaynaklar değil İstanbul’da görüştüğü, otelde bir araya geldiği kişilerden, farklı kaynaklardan sıra dışı yollardan bilgi alan biridir. Cumhurbaşkanından daha fazla bilgiye sahiptir. 15 Temmuz’dan önce darbe iddialarıyla ilgili her bilgi sunuldu. Bunları arz edenlerin tamamı burada.”

Gözel, 30 Mart 2016’da Akar’la arasında geçtiğini iddia ettiği bir konuşmayı da şu sözlerle açıkladı:

“Pakistan’dayız. Arabistan’a geçeceğiz. Arabistan devlet yetkililerinin Kabe’ye götürme teklifinde bulunduğunu belirtip, ‘Gidelim mi?’ diye fikrimizi sordu. Artısını, eksisini konuştuk, ‘Giderseniz çok eleştirilirsiniz,  ulusalcılar veya sizi bu noktada eleştirenler tarafından. Öte yandan o zaman Suudi Arabistan’la aramız çok iyi. Devlet erkanının daveti olabilir’ dedim. Düşündü, ‘Biz Temmuz’dan sonra gidelim’ dedi. 15 Temmuz’dan sonra Erdoğan ve Fidan’la umreye gidince bende jeton düştü. Şimdi yorumluyorum, Temmuz ayının bizim için bir önemi yoktu, ama Mart’ta bunu söyledi.”

Gözel, şunları da söyledi:

“15 Temmuz’dan önce çay toplamaya davet edildi, gitmedi. Nasıl gitmedi, söylemeyeyim, ama bir yolunu buldu, gitmedi. İstanbul’un fethinin yıldönümü törenlerine davet edildi, gitmedi. Suriye sınırında denetlemeye gitti. Bir başka toplantıda konuşma yapması istendi, allem etti, kallem etti, tarihçi bir albayı gönderdi. Bunların hepsinden çekinen Akar, Yenikapı mitingine katılıp, konuştu ve Türk Milleti’ne 50 kez teşekkür etti.”

“AKAR, AŞAĞIYA DOĞRU BUNLARI ÖRGÜLÜYOR…”

Duruşmanın saat 14.00’te başlayan öğleden sonraki bölümünde hakkındaki suçlamalara cevap veren Gözel, Kara Kuvvetleri Komutanı Salih Zeki Çolak’ı Akar’ın, “Salih’i karşıla” emri üzerine karşıladığını, derdest etme amacının olmadığını belirterek, “Eğer darbeci olsam, derdest edeceğim Kuvvet Komutanı’nı protokole uygun olarak karşılamam, aşağı inmem bile” dedi.

Çolak ve İhsan Uyar’ın ifadelerindeki değişiklikler için, “Tepede Hulusi Akar, aşağıya doğru bunları örgülüyor, ifadeler 15 Temmuz’un ruhuna uygun olacak şekilde değiştiriliyor” iddiasında bulunan Gözel, bu iki ismin ifadelerini detaylı şekilde irdeleyince Başkan Oğuz Dik, “Onların beyanlarına itibar edeceğimizi nereden şey ediyorsun? Sen kendi açından değerlendir” diye konuştu. Devamında şu diyaloglar yaşandı:

Gözel: Yaşayacaklarını ve olacakları biliyorlardı.

Başkan: Türkiye Cumhuriyeti’nde ne zaman bir orgeneral yere atılmıştır?

Gözel: Şu dönemde yaşanan olaylar hangi Genelkurmay Başkanı döneminde yaşandı? Bunlar yaşayacaklarını normal gördü, “Kimsiniz, ne yapıyorsunuz?”diye bile sormadılar ve şaşırmadılar. Ben onlardan daha çok şaşırdım. İfadesindeki farklılıklara rağmen Çolak burada dinlenirken siz, ‘İfadelerinin aynı olduğu görülmüştür’ dediniz.

Başkan: Ben senin gibi ayrıntılara bakmıyorum. Hulusi’yi bitirdik, Salih Zeki’ye geçtik. Bi de Ramazan’ı anlatsan.

Gözel: Anlatacağım.

Başkan: Önce kendini anlat, vaktin kalırsa onları da anlatırsın.