Bakan Mehmet Şimşek tasarruf paketlerine vergi istisnaları eklenecek deyince halk arasında bu soruya sıkça rastlar olduk. Öyle ya "işsiz çocuğuma iş" diyor gidiyor "bizi de görürsen yaparız bir şeyler" diyenle karşılaşıyor. Belediyelerin kapısını çalıyor, imar komisyonunda misal işi olur aynı mevzu. Köyünde kaçak yapın varsa imar affından yararlanmadıysan "gel seninle anlaşalım." cümlesi okunur yüzüne. Hastaysan bıçak parası, ihaleye girdin "ihaleden çekilirim ama şu şartla" lirası, büyük firmalara malını satmak için satış direktörlerine ödenenler, jestler, tatiller, arabalar, evler derken yelpaze geniş. İBAN ile iş yapan esnafı ihbar edecekler yerine "rüşvetle karşılaşırsanız bize bildirin" dense daha mı çok gelir elde edilirdi? diye düşünmeden edemiyor insan. Bakanın baktığı yerde bin TL damlaya damlaya göl olacak. Rüşvetlerde durum farklı TL yok mesela en revaçta olanı ABD Doları. Milyon dolarlık aday bağışları, milyon dolarlık arsa el değişimleri bakıyorsun emlakçı değil ama komisyonu var geziyor ortada yüzlercesi. İşte bu durumdan haya etmeyenlerle ulu orta her yerde yüzleşen halk soruyor : Rüşvetin vergisi olacak mı? Rüşvet baya ciddi bir gelir kapısı oldu malum. Milletin hali ise içler acısı.15 milyon vatandaş 10 Bin TL ile, 9 milyon vatandaş asgari ücretle, 5 milyon 101 bin 689 kamu personeli açlık sınırının az ötesinde, TÜİK verilerine göre yoksulluk sınırı kenarında yaşarken 3 milyon 214 bin kişi de işsiz olarak kayıtlarda yer tutuyor. 15 Mart 2024 itibariyle 7 milyon 83 bin öğrenci yükseköğretime kayıtlı onlar işsiz olarak sayılmıyor ancak şartları işsize denk. Türkiye'de bugün 4 kişiden 1'i sosyal yardım alıyor! Daha da vahimi Türkiye’de sosyal yardım alan hane sayısı son yıllarda giderek artıyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, 2023 yılı faaliyet raporunu 18.03.2024'te yayımladı. Verilere göre 2022 yılında 17,6 milyon olan sosyal yardımlardan yararlanan yurttaş sayısı, 2023’te 19 milyon 957 bin 824’e çıktı. Böylece 85,3 milyonluk ülke nüfusunun neredeyse 4’te biri yardıma muhtaç hale geldi. Sosyal yardım alan hane sayısı da 4 milyon 989 bin 456'ya çıkarak 5 milyon eşiğine dayandı. "Sosyal yardıma halkı muhtaç etmezsek yılda 497 milyar TL tasarruf sağlarız" diyene daha rastlamadık. Çoğunluk bu rakamdan da durumdan da rahatsız değil anlaşılan. Halkın durumu bu! Ama vergi paketi yine halkın eline bakıyor. Neden? Ekonomiye katkısı olmayan indirim, istisna ve muafiyetler listelendi. Kurumlar vergisinden, gelir vergisine, KDV’den tapu harçlarına kadar birçok başlıkta yürürlükte olan istisna ve muafiyetlerden kaldırılacak olanlar belirlendi. Haydi buradan yak! İstisna derken bugün ortalama 60 liraya satılan bir paket sigarada vergi yükü yaklaşık %80 civarında. Yüzde yirmi taşıyıcı, üretici, dağıtıcı payı. Esasen istisnanın ne olduğunu anladık biz endişeye gerek yok da istisnasız halimizden siz ne anladınız? İşte onu bilemedik! Muafiyetleri kaldırırken "vatandaşın sırtındaki vergi yükünden ne kadar haberdarlar?" diye merak ediyor insan. Hatırlayın 2002'de girdi hayatımıza ÖTV ve daha zengin bir ülke vaadiyle açıldı kapılar ÖTV'ye. Önceki satırlara bakarsak zengin ve olgun bir fakirleşme var halkın hayatında. Vergi uzmanı Dr. Ozan Bingöl'ün deyimiyle, parayı bulan Lidyalıların, vergiyi bulan Sümerlerin yanına verginin vergisini bulan Türkler eklenmişti zaten hayatımıza. Şimdi istisnalar varmış onları da istiyorlarmış. Peki! Yüzde 25 kira artışı sınırının kaldırılması Konut krizini çözmüyor büyütüyor. Millet zaten yatağa aç gidiyor. Ödenen maaşlara, verginin vergisini aldığınız sisteme bakmadan piyasa mekanizmasından bahsediyorsunuz Bakan Şimşek! İşin tuhaf tarafı biz hala nereye, kimin gözüyle baktığınızı da anlamadık. Ne yazık ki bugüne kadar atılan adımlar ekonomik kriz çözmeye değil, ortaya çıkan ağır tablonun tüm yükünü piyasa mekanizması eliyle vatandaşın sırtına yüklemeye yönelik. Biz bunu hissetmiyoruz bizzat yaşıyoruz. Enflasyondaki dengesizlik fiyat algımızı alt üst etti mesela. Neye pahalı, neye ucuz diyeceğiz şaşırdık! Türk Lirasının değer kaybı neden sizin dert ettiğiniz konular arasında yer almaz ? Bu sorunun cevabını bulamıyoruz. Halkın tüm bunlara dayanacak gücü yok! Hükümetin tek taraflı adımlar atmak, yerel yönetimleri dışlamak yerine, ortak aklı öne koyarak, yerel yönetimlerin bilgi ve tecrübelerinden de destek alarak, ekonomide bu dar boğaz ile mücadele için seferberlik başlatması, merkezi hükümet ile yerel yönetimlerin ortak çalışacağı, belirleyeceği ve uygulayacağı politikalar üretmesi gerekiyor. Neyse şimdi geldi aklıma vergi affından yararlandırdığınız şirketler nasıllar iyiler mi? Biz halk için seferberlik diye düşünürken resmi gazetede de bu kelimeyi okuduk geçtiğimiz günlerde. Ancak bizim dertlerimizden bağımsız bir seferberlik olduğunu da 5 satırı okuyunca hemen fark ettik! Milletin hali de yönetenlerin hali de yorumsuz bir şekilde böyle! Einstein diyor ki, "problemi ortaya çıkaran zihniyetle sorunu asla çözemezsiniz" ne dersiniz haklılık payı var mı? Haydi esenlikle güzel günlere...