Gülistan Doku dört yıldır kayıp: Baş şüpheliye bilgi aktı deliller karartıldı 

Yayın tarihi: 5 Ocak 2024 Cuma 6:23 pm - Güncelleme: 5 Ocak 2024 Cuma 7:52 pm

Tunceli’de 5 Ocak 2020’den beri kayıp olan üniversite öğrencisi Gülistan Doku‘nun ailesini avukatı Ali Çimen soruşturmanın ilk gününden bu yana delillerin karartılarak tutanaklar değiştirildiğini ifade etti.

Tunceli’de Munzur Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü İkinci Sınıf Öğrencisi Gülistan Doku’dan 5 Ocak 2020’den beri haber alınamıyor. Delillere ve verilen sözlere rağmen “Gülistan Doku nerede?” sorusu cevapsız kaldı. Aradan geçen 4 yılı dava avukatı Ali Çimen TELE1’den Berfin Yıldız’a değerlendirdi.

Gülistan Doku’nun avukatı çelişkilere dikkat çekti: Kamera kayıtları yok, ses kayıtları bozuk

‘BAŞ ŞÜPHELİNİN TUTUKLANMASINA POLİS BABASI ENGEL OLDU’

Av. Ali Çimen, Gülistan Doku’nun kaybolmasından bir gün önce alıkonulmasına ilişkin baş şüphelinin tutuklanmamasına polis babasının engel olduğunu anlattı:

“Gülistan Doku soruşturması 7 Ocak 2020 tarihinde başladı. Soruşturmadan iki gün önce Gülistan’dan haber alamamıştık. Son görüştüğü kişi ise baş şüpheli Zaynal Abarakov’du. Son görüşmeden bir gün önce 4 Ocak 2020’de ise Gülistan’ı zorla araca bindirmeye çalışan kişi baş şüpheliydi. Bu olayla ilgili de bir vatandaşın ihbarı vardı. Polis olay yerine gitmişti. Normalde nöbetçi savcıdan talimat almaları gerekirken, olay yerine giden asayiş şubede görevli polis baba bu duruma engel oluyor ve baş şüpheli serbest bırakılıyor. Bir gün sonra yine baş şüphelinin Gülistan ile görüştüğü görüntüler vardı. Dosya, son görüşmenin beden dili yönünden değerlendirilmesi açısından bilirkişiye gitti. Raporda ise bu iki kişinin görüşmesi normal hayatın olağan akışına uygun görüşme şekli olmadığı belirtildi. Baş şüphelinin fiziksel olarak baskı uyguladığı raporlandırıldı.”

Zaynal Abarakov

‘İNTİHAR ALGISI YARATILDI’

Av. Çimen, baş şüphelinin babasının görevli polis memuru olduğu asayiş şubede tutanakların bir şekilde değiştirilerek olaya intihar algısı verildiğini ifade etti. Çimen şöyle devam etti:

“Baş şüphelinin babasının görevlisi olduğu asayiş şube tarafından bilirkişiye gönderilen tutanaklarda ise, köprüden suya düşen bir nesne izlenimi yaratıldı. Bundan sonra da kayıp soruşturması haline döndü. Basına intihar davası şeklinde yansıdığı da oldu. Biz bu tutanağa itiraz ettik. Suya düşen bir nesne olmadığı kesin bir dille ifade edildi. Soruşturmanın yedinci ayında dosyaya giren resmi bilirkişi raporunun gereği yerine getirilmedi. Gülistan kaybolduğu gün baş şüphelinin telefon kayıtlarında Gülistan’ın araması var. Baz istasyonu verilerine bakıldığı zaman baş şüphelinin de Gülistan’ın da baz istasyonu mezarlık yanı olduğu görüldü.”

‘SORUŞTURMA ETKİN YÜRÜTÜLMÜYOR’

Soruşturmanın etkin bir şekilde yürütülmediğini söyleyen Av. Çimen “Kaybolmasından bir gün önce polislik olunmuş, alıkonulmuş… Kadına şiddet olaylarında kadınlar genellikle yakınları tarafından şiddete maruz kalıyor. Tüm bunlar değerlendirildiğinde o aşamada bir tutuklama gerekiyordu. Tutuklama yapılmadı. Soruşturma yürüten asayiş şube tuttuğu tutanaklarda dosyamızın akamete uğramasına neden oldu, ilerleyememesine neden oldu. Bir gün önce olay yerini gören, baş şüphelinin evini gören güvenlik kameraları bir gün sonra oraları görmediğine ilişkin tutanaklar tuttu. Suya düşen bir nesne izlenimi yaratılarak davanın intihar olarak ilerlenmesi istendi ve buna neden olundu. Tüm bunlar değerlendirildiğinde soruşturmanın etkin şekilde yürütülmediği bellidir” ifadelerini kullandı.

‘DELİLLER KARARTILDI’

Avukat Çimen, delillerin ilk günden bu yana karartıldığını, soruşturma dosyasından baş şüpheliye bilgi akışı sağlandığını söyledi. Avukat Çimen, şunları söyledi:

“Taleplerimiz yerine getirilmedi. Şüphelinin materyalleri üzerinde yapmamız gereken bilimsel bir inceleme henüz tamamlanmadı. Şüphelinin telefonuna 58 gün sonra el konulabildi. Ve şüpheli bir gün önce kız arkadaşına attığı mesajda ‘Telefonumu gelip alacaklar’ diyor. Soruşturma dosyasından baş şüpheliye bilgi akışı var. Delilleri karartma durumu ortaya çıkmıştı. O aşamada tutuklama talep etmiştik ama talebimiz reddedildi. Adli kontrol şartı ile yurt dışına çıkış yasağı da verilmedi. Sadece baş şüphelinin ifadesine başvuruldu. Sonrasında susma hakkını kullandı.”

Kaynak: TELE1