Gazi Üniversitesi Hastanesi’nde yoğun bakım servisleri yüzde 100 dolu!

Yayın tarihi: 4 Eylül 2020 Cuma 11:33 am - Güncelleme: 4 Eylül 2020 Cuma 11:33 am

Gazi Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Mehmet Arhan, “Şu anda yoğun bakımlarımızın doluluk kapasitesi yüzde 100. Mart, nisan, mayıs dönemine göre de bu dönemdeki vakaların özellikle akciğer tutulumu ve klinik açıdan daha ağır karşımıza çıktığını görüyoruz ve yatış oranları bu nedenle de oransal olarak daha yüksek” dedi.

Prof. Dr. Arhan, “Özellikle de Kurban Bayramı ve sonraki süreçte Ankara’da vaka sayılarının tekrar hızla artışa geçmesinin ardından başlangıçtaki pandemi eylem planındaki gibi artan ihtiyaca göre yoğun bakım ve yataklı servis kapasiteleri kademeli olarak artırarak sağlık hizmetimizi sürdürmeye çalışıyoruz” diye konuştu.

Prof. Dr. Arhan, Kurban Bayramı sürecinde ve tatil döneminde kent dışına çıkanların Ankara’ya dönmesinin, vaka sayılarının artmasına yol açtığına dikkat çekerek, “Kurban Bayramı sonrası dönemde biz hastane olarak kademeli bir şekilde başvuran hasta talebine göre koronavirüs servisi ve yoğun bakım kapasitemizi koronavirüs olmayan hastaların sağlık hizmeti ihtiyacını da mümkün olduğunca durdurmadan imkanlarımız ölçüsünde artırdık. Şu anda üç yataklı servisimiz ve üç yoğun bakım ünitemizle koronavirüs sağlık hizmetini sürdürüyoruz, servis ve yoğun bakımlarımızda doluluk oranı yüzde 100” dedi.

“İLK DÖNEME GÖRE DAHA FAZLA RİSKLE KARŞI KARŞIYAYIZ”

Virüsün yüksek düzeyde bulaştırıcılığının olduğunu gözlemlediklerini kaydeden Prof. Dr. Arhan sözlerine şöyle devam etti:

“Mart, nisan, mayıs dönemine göre de bu dönemdeki vakaların özellikle akciğer tutulumu ve klinik açıdan daha ağır karşımıza çıktığını görüyoruz ve yatış oranları bu nedenle de oransal olarak daha yüksek. Bu dönemde fark ettiğimiz bazı farklılıklar var; hem klinik olarak vakalardaki akciğer bulgularının belirgin olduğunu hem de bulaştırıcılığın daha fazla olduğunu görüyoruz. Kısacası pandeminin ilk döneme göre daha fazla bulaş riski oluşturan bir durumla karşı karşıyayız.”

“SÜREKLİ MASKEYE DOKUNMAK AYRI RİSK”

Prof. Dr. Arhan, “Sağlık sisteminin kapasitesi üstünde bir hasta yükü ile karşılaşmadan bu sürecin daha kontrollü bir şekilde sürdürülmesini umut ediyoruz. Yaklaşan gribal enfeksiyon mevsiminde Covid-19 hastalarıyla Covid dışı gribal enfeksiyonları ayırt etmek, bunların bulaş riskini azaltacak şekilde yönlendirmesini yapmak sonbahardaki gribal enfeksiyon döneminde bizim önümüzdeki en büyük zorluklardan biri olacak. Burun altındaki maskeyi takmakla maske takmamak arasında çok bir fark yok. Düzgün maske kullanımı çok önemli. Sürekli maskeye elle dokunmak o da ayrı bir risk oluşturuyor” dedi.

“BÖYLE DEVAM EDERSE BİZİ ZORLAYACAK”

Bu süreçte sağlık personelini korumak adına hastanede hizmet içi eğitimler düzenlediklerini anlatan Prof. Dr. Arhan, “Eğitimlerle personelimizi duyarlı hale getirmeye çalışıyoruz fakat bu artışın devam etmesi ve sağlık çalışanlarındaki bu psikolojik yorgunluk eğer bu şekilde devam ederse gerçekten bizi zorlayacak kısıtlayıcı en önemli faktörlerden biri haline gelecek. Çünkü sağlık hizmetinin yürütülmesi demek sadece hekimle yürütülen bir süreç değil bir ekip işi. Bu ekip içindeki oran bozulursa o zaman bizim bu sağlık hizmetini sağlıklı bir şekilde yürütebilmemiz çok mümkün olmaz” diye konuştu.