Hamas ve Filistinli diğer grupların Gazze’den İsrail’e yönelik operasyonlarıyla ilgili konuşan ya da yazan sözde uzman ve azmanların büyük bölümü bilerek ya da bilmeyerek sürekli saçmalıyorlar.
Çok fazla detaylara girmek bu saçmalıklara yanıt olabilecek bazı tarihsel gerçekleri yazayım dedim.
1- 1917’de Osmanlı bölgeden çekildiğinde Filistin’de 50 bin civarında Yahudi ve 650 bin Müslüman ve Hıristiyan Arap vardı.
2- 1947’de ABD; BM’ni kullanarak Filistin’i böldü ve yarısından fazlasını Yahudilere verdi. Elli bin Yahudi 30 yılda 600 bin olmuştu çünkü dünyanın dört bir yanından Yahudiler İngilizlerin de yardımıyla Filistin’e taşınmıştı.
3-1948’de kurulan İsrail devleti; topraklarını ele geçirdiği yüz binlerce Filistinliyi terör yöntemleriyle ülkelerinden kovdu. Bölece Filistinli mülteciler komşu Suriye, Ürdün, Lübnan, Mısır ve başka ülkelere sığınmak zorunda kaldı ve şu anda sayıları 7,2 milyon.
4- ‘Filistinliler toprağını satıp kaçtı’ lafı kasıtlı bir yalandır.
2020’de yayınlanan ‘Filistin Benimdir’ kitabımda detaylarını anlattım ama burada da söyleyeyim. 1948’de İsrail devleti kurulduğunda Yahudilerin Filistin’deki tapulu malları Filistin yüzölçümünün %6’ı geçmiyordu. Bunun da yaklaşık %0.5’ı Filistinlilerden (korkutarak ve tehdit ederek), bir bölümünü bazı Lübnanlı ve Suriyeli toprak ağalarından( 5 katı fiyat vererek), bir bölümünü Osmanlı vali ve kaymakamlarından ve daha çok İngiliz sömürge yönetiminden almışlardı.
5- Konusu açılmışken şu ‘Araplar Türkleri arkadan vurdu’ saçmalığına da değineyim. Şerif Hüseyin’in ayaklanması 1916’da ama öncesinde 1908 ve 1911’de Türk olan İttihatçılar Osmanlıyı dağıtmış ve özellikle Balkanlarda her yeri kaybetmiş, Kıbrıs elden gitmiş, Ermeni ayaklanması ve tehcir yaşanmış ve Birinci Dünya Savaşı’da büyük yenilgi almışlardı. ‘Osmanlı’yı arkadan vuran’ Şerif Hüseyin Haziran 1916’da ayaklanmayı başlattığında yüz binlerce Arap Osmanlı ordusu saflarında Balkanlar’da, Çanakkale’de ve Sarıkamış cephelerinde Türklerle birlikte savaşıyordu. Mustafa Kemal’ı ‘eşkiya yani terörist ve vatan haini ilan eden Vahdettin ise Şerif Hüseyin’i ayaklandıran İngilizlerle işbirliği yapıyordu!
6-Yine konusu açılmışken bazı kıt zekalı kötü niyetlilerin zaman zaman dillendirdikleri Şerif Hüseyin’in bayağındaki renklere gelelim. Bu tiplere göre bu renkler Osmanlıya ayaklanmayı ve Türkleri öldürmeyi ifade ediyormuş. Aslında Google’a bir baksalar her şeyi öğrenecekler. Bayraktaki beyaz renk Emevileri, siyah renk Abbasileri, yeşil renk Fatimileri ve kırmızı renk Haşimi aşiretinin Mekke’de yani Osmanlıdan 400 yıl önce kullandığı renk. Yani Osmanlı ve Türklerle hiç ilgisi yok.
7- 1948 ilk Arap- İsrail savaşından sonra ikinci savaş olan 1967 savaşında İsrail geri kalan Filistin toprağı Batı Şeria ve Gazze ile birlikte Suriye’nin Golan ve Lübnan’ın Şebaa bölgelerini işgal etti. Yani Batı Şeria ve Gazze 56 yıldır işgal ve kuşatma altında (İsrail 2005’te Gazze’den çekildi ama kuşatma altında tutuyor).
8- Geçen süre için İsrail onlarca kez Gazze’yi bombaladı, binlerce insanı öldürdü, sakat bıraktı Batı Şeria’da olduğu gibi binlercesini hapislere attı.
9- İşin ilginç olan tarafı o zamanlar, şimdi birilerinin ideolojik nedenlerle saldırdığı Hamas yoktu ve Filistin halkının önderliğini Filistin Kurtuluş Örgütü’nün lideri Yaser Arafat yapıyordu. FKÖ’deki grupların büyük bölümü solcuydu ve bundan dolayı bölge ve Türkiye İslamcıları Filistin hakkının mücadelesine destek vermezdi. Bu destek Türkiye’de Deniz Gezmiş ve arkadaşlarına dünyada ise komünist ve sol eğilimli ülke, parti ve örgütlere kalmıştı. O sıralar ( bir çok yerde şimdi de öyle) İslamcılar emperyalizmin hizmetindeydi.
10- Filistin ve İsrail’in yüzölçümü 27 bin kilometrekaredir. Bunun 21’i İsrail’in geri kalan Batı Şeria ile Gazze ve burada yaklaşık 5.5 milyon Filistinli yaşıyor. İsrail’de ise yaklaşık 8 milyon Yahudi var ve bunlar arasında 750 bin Filistinli Müslüman ve Hıristiyan yaşıyor..
11- Şimdi diyelim ki büyük savaş çıktı ve insanlar birbirine girdi o zaman herkes herkesi boğazlar ve bu iş biter. Üstelik Yahudilere yardım edebilecek (teorik olarak) dünyada toplamda on milyon Yahudi varken Filistinlilere yardım edebilecek (pratik olarak) en az bir milyar Arap ve Müslüman var. Bu arada Arap ve Müslüman ülkelerdeki ABD ve İsrail işbirlikçisi iktidarları da unutmayalım.
12-Bu gerçeklere rağmen İsrail akıllanmıyor. 1978’de Mısır Camp David’de , 1993’de Arafat Oslo’da ve 1994’de Ürdün İsrail ile barış anlaşmaları imzalamasına rağmen Yahudiler saldırganlıklarına devam etti. 2020’de BAE, Bahreyn, Sudan ve Fas benzer anlaşmalar imzaladı ama Yahudiler Filistinlileri öldürmeyi (son üç yılda tüm genç ve çocuk 900 kadar), evlerini yıkmayı, binlercesini hapislerede süründürmeyi ve canları sıkıldıkça Gazze’yi bombalamayı sürdürdüler.
13- Oysa bu sorunun çözümü çok kolay. İsrail işgal ettiği topraklardan çekilecek, bağımsız bir Filistin devleti kurulacak, üç dinin buluştuğu Kudüs iki devletin ortak başkenti olacak ve bu coğrafyada herkes huzura kavuşacak.
Ama olmaz çünkü İsrail’i kuranlar ve onların Siyonist söylemlerine inanarak dünyanın dört bir yanından Filistin topraklarına gelip yerleşenlere ‘Nil’den Fırat’a kadar Büyük İsrail devletine ve sayıları 20 milyon Yahudinin dünyaya egemen olacaklarına’ inananlar asla barış yapmaz ve yapamaz. Barış oldu mu Siyonist ideoloji çöker ve başka ülkelerde yaşayan Yahudiler Filistin/İsrail’e gelmez.
İşte bu nedenle son olaylar çok önemli. Çünkü Yahudilere ‘ Dünyanın en güçlü devleti biziz. Bizim ordu ve istihbaratımızın üstüne yok’ diyen Siyonistler herkese cesaret vererek İsrail’e gelmelerini sağlıyordu. Son olaylarla bitlikte İsrail devletinin, ordusunun ve istihbaratının işe yaramadığı ve bireysel silahlarla saldıran Filistinli gençlere yenilip rezil olduğu kanıtlandı. Binlerce ölü, yaralı ve esir var. Bundan böyle dışarıdan hiç bir Yahudi korkudan İsrail’e gitmez ve gidemez. İsrail’i yönetenler Filistinlilerin özellikle paylaştığı kötü görüntülerden etkilenen toplumun psikolojisini artık toparlayamaz. İş bununla kalmayacak ve bir çok İsrail vatandaşı ilk fırsatta ülkeden kaçarak geldikleri vatanlarına dönecekler.
Bu ise ‘Nil’den Fırat’a Büyük İsrail devletinin’ ve bu söylemi pazarlayan Siyonist ideoloji için sonun başlangıcı olacaktır.
Son saldırıyla Filistinli gençler İsrail’in sahip olduğu atom bombalarının işe yaramadığını kanıtladılar.
Filistinli gençlerin ( üstelik işin içinde Lübnan Hizbullah yok) dünyada benzeri olmayan bu kahramanlıklarını kıskananlar konuyu değiştirerek ve Hamas’ın radikal İslamcılığını ön plana çıkararak İsrail’i kollamanın telaşı içindeler. Oysa şu anda İsrail’i yöneten koalisyonda beş dinci, bağnaz ve Hamas’tan çok daha radikal Yahudi partiler var.
Yemin Billah gerçek yüzde yüz yukarıda özetlediğim gibidir.