Dün geceki Beşiktaş-Samsunspor maçını izlerken hepinizin aklında farklı sorular vardı. Beşiktaş'ın oyuncuları yeni hocalarının gözüne girmek için çok hırslı başladılar maça ama sahadaki tablo öyle bir hal aldı ki, Samsunspor’un oyunu tüm odağımızı farklı bir yöne çekti.

Dediğim gibi Beşiktaşlı oyuncular, belli ki yeni teknik direktörün gözüne girmek için ekstra bir mücadele veriyorlardı. Yine de Samsunspor’un karşısında neredeyse çaresiz kaldılar. Gerçek şu ki Samsunspor’a "taş gibi takım" dersek haksızlık etmiş olmayız. Sahada her hareketlerinin bir anlamı, her paslarının bir planı var.

Şöyle bir düşünün: Galatasaray ve Fenerbahçe’yi bu ligden bir anlığına çıkaralım. İşte o zaman elimizde kalan Eyüpspor, Samsunspor, Göztepe ve Başakşehir arasında yaşanacak bir yarış belki de bizi daha çok heyecanlandırabilir. Çünkü bu takımlar yalnızca mücadele etmiyor; birbirleriyle kafa kafaya girebilecek bir oyun aklı sergiliyor. Samsunspor ise bu grubun adeta lider adayı gibi görünüyor.

Maç boyunca bir şey çok dikkat çekiciydi: Samsunspor haddini bilen ama aynı zamanda yeri geldiğinde haddinin sınırlarını zorlayan bir oyun oynadı. Beşiktaş mı? Aslında bireysel olarak bakıldığında daha kaliteli oyunculara sahipler. Ama takım olarak sahada bir türlü varlık gösteremediler. Peki neden? İşte bu yeni teknik direktör Ole Gunnar Solskjaer'in üzerinde duracağı en önemli konu olacak. Eminim maçı izlerken kara kara düşünmüştür.

Samsunspor, neler yapabileceğini bilen ve bunu başarmak için yorulmadan çalışan bir takım. Oyuncuları akıllı, planlı ve sakin oynuyorlar. Ve bu sakinlik, Beşiktaş gibi büyük bir kulübü neredeyse bir Anadolu takımı gibi göstermeye yetiyor. Bu noktada artık yeni yönetim ve yeni teknik heyetin gecesine gündüzüne katıp Beşiktaş'ı Galatasaray ve Fenerbahçe arasında geçen mücadelenin içine sokmak zorundalar.