Uğur Dündar canlı yayında anket yaptı

Yayın tarihi: 30 Ağustos 2021 Pazartesi 9:04 pm - Güncelleme: 31 Ağustos 2021 Salı 4:23 pm

Duayen Gazeteci Uğur Dündar, 30 Ağustos Zafer Bayramı’na özel Demokrasi Arenası’nı, Bozcaada konukları CHP Grup Başkanvekilleri Engin Altay, Engin Özkoç ve Özgür Özel ile gerçekleştirdi. Uğur Dündar, canlı yayında izleyicilerle anket yaptı.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 11 yıldır olduğu gibi bu yıl da Zafer Haftasında cuma gününe denk gelen hutbesinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını anmamasına dikkat çeken Uğur Dündar, “Maalesef 11 yıldır Diyanet İşleri Başkanlığı, bizim şu anda hür nefes almamızı, bağımsız devlet oluşumuzu, denizlerimizi, topraklarımızı, neyimiz varsa, varoluşumuzu ve nefes alışımızı bile borçlu olduğumuz 30 Ağustos zaferini, büyük önder Atatürk ve silah arkadaşlarına teşekkür ederek anmıyorlar. Bu, bizi çok yaralıyor. Bütün toplumu çok yaralıyor” dedi.

Dündar’ın soruları ile konuklarının yanıtları şöyle:

ENGİN ALTAY: KEŞKE TÜRKİYE 99 YIL ÖNCEYE DÖNSE

Acaba Engin Altay için 30 Ağustos zafer ne anlam ifade ediyor? Bugüne yansıyan 30 Ağustos anlamı nedir?

Gökçeada ve Bozcada bizim namusumuzdur. Zafer Bayramı’mız kutlu olsun. İnşallah bu zaferin coşkusunu tüm Türkiye’de herkesin hele geçmişi biraz bilenlerin herkesin içinde kıpırtı var. Kitaplardan kısmen okuyan ama işin askeri yönüyle birlikte siyasi yönünü çok bilmeyen var. Bilinse bu zafere ne zorluklarla ulaştığımız bilinse Türkiye’yi bu kadar hoyrat kullanmazdık. 30 Ağustos’tan bugüne çok şey var konuşacak.

Türkiye’nin bugünkü yönetimin baktığımızda ayrı bir önem kazanıyor. Büyük Atatürk üstüne kurşun yağarken Cumhuriyet’i kurmuş, demokrasiyi tattırmış. TBMM’de kendisini kıyasıya eleştirenleri sabırla dinlemiş ve onları ikna etmiş. Onları tahliye etmemiş, cezalandırmamış. 15 Temmuz 1921 Türkiye’nin muhtelif yerlerinden 250 eğitimciyi toplayıp maarif kongresini toplamak herkesin harcı değil.

Mesela Türkiye Cumhuriyetinin kasasında 50 kuruş para yok büyük Atatürk uzay bilimlerine kafa yorar. Lamba camı üretemiyorken uzay bilimlerine kafa yormak. İşte vizyon budur. Şimdi nereden nereye. Beyfendi çok kızacak ama keşke Türkiye kafa olarak 99 yıl önceye geri dönse. Bir o günlere bakalım bir de bugünlere.

Biz Sakarya Meydan Savaşı’nı kazandıktan sonra aradan 1 yıl geçer ve asıl başarı hikayesi o 1 yıldadır. Doğu ve Güneydoğu da ki cephelerin batı cephesine ne zorluklarla kaydırıldığı bilinmez. Ses çıkmasın diye askerlerin ayağındaki bot çıkarılır, ayaklarına keçe sarılır. Doğu ve güney cephesindeki karargah boştur ama hepsinde ateş yakılır, ezan okunur ki karargah dolu zannedilsin. 30 Ağustos’taki zaferleri anlatınca ben duygulanırım

30 Ağustos’a gelinen süreçte yapılan fedakarlıkları anlatmakla, saymakla bitiremeyiz onun için ben duygulanırım. Biz bu Cumhuriyeti kolay kurmadık, yolda bulmadık. Bu Cumhuriyet bana göre iki şeyin eseridir: Vatana adanmışlığın ve lidere inanmışlığın eseridir. İnşallah 84 milyon vatan adanmışlığı da inandığı lidere inanmışlığını bundan sonra da sürdürecektir. Mustafa Kemal kimilerine göre her yüzyılda yetişen bir dahidir denir ya bana sorarsanız bin yılda bir yetişen dahidir. Allahım ondan, silah arkadaşlarından ve tüm şehitlerimizden razı olsun, mekanları cennet olsun.

ENGİN ÖZKOÇ: ATAÜRK’Ü REESİMELRDEN KALDIRMAK MÜMKÜN AMA…

Diyanet İşleri Başkanlığı Zafer haftasında cuma gününe denk gelen hutbesinde Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarının isimlerini alarak kutlamasını isterdim. Sayın Özkoç bu konuda neler söyleyeceksiniz?

Erdoğan’ın 30 Ağustos paylaşımında Atatürk’e sansür

Bugün çok önemli bir gün ancak Türkiye Cumhuriyetinin cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturan kişi kendi sitesinden yayınladığı karede Atatürk’ün fotoğrafını çıkararak kutlama gereği duymuş. Önce AKP genel başkanına buradan seslenmek isterim. Başkomutanlık miras yoluyla olmuyor. Başkomutanlık, cephede savaşarak oluyor. Onun için Mustafa Kemal Atatürk’ü resimlerden kaldırmak mümkündür ama Türk milletinin yüreğinden silmek asla mümkün olmayacaktır.

ENGİN ALTAY’DAN DİYANET İŞLERİ BAŞKANI’NA: ALLAH’TAN KORK

Şunu net olarak söyleyeyim Türkiye’de içinde Atatürk olmayan dua olmaz, olursa dua olmaz. Bu topraklarda hür ve bağımsız yaşıyorsak bunu Mustafa Kemal Atatürk’e bağlı olduğumuzu bileceğiz

Meclis’te şöyle bir söz söylemiştim. Bu ülkede Allahtan kork denecek son kişi Diyanet İşleri Başkanıdır aslında ama ben buradan söylüyorum. Ali Erbaş Allah’tan kork. Erdoğan her vesileyle her gün televizyonlara çıktığında yerlilik ve millik edebiyatı yapar ama bakın etrafında hakikaten milli ulusal vatansever kaç kişi var? ben 10 kişi sayamam. Maalesef bu hale geldik. Erdoğan ve avanesinin Atatürk’le bir sorunu var amam bu onların amacına erişmek için sırtlarındaki en büyük yüktür. Karşı devrimciler hep olmuştur. Onların başında fes vardır ayaklarında cızlavit var. kafa karşı devrim kafasıdır. O kafa islamın aydınlık yüzü de değildir. Bunlar 20 yıl boyunca Türkiye Cumhuriyeti devletinin laik demokratik niteliğini değiştirmek istediler ve bunun mücadelesini verdiler ama 30 Ağustos’ta şükrediyorum başaramadılar ve başaramayacaklar. Evet devlet büyük tahribat gördü, insanları ayrıştırdılar yetmedi bunlara şimdi artık Erdoğan’ın müritler ve karşıtları biz ve onlar diye bir Cumhurbaşkanı Bozkurt’a geldi ve çıktı orada miting yaptı “böyle bir günde birlikte olmayacağız da ne yapacağız” dedi peşine “biz ve onlar” dedi.

Biz ve onlar olmayacak Atatürk’ü hayal ettiği Türkiye’de kadim aziz Türk milleti varıdır.. Bugünkü coşkuyu çok yakın zamnada demokrasi zaferi olarak kutlayacağımız gecenin çok yakın olduğu inancıyla Diyanet İşleri başkanına Allahtan kork diyorum.

ÖZGÜR ÖZEL:  HEPSİNİ NOT EDİYORUZ, HESAP SORACAĞIZ

Ali Erbaş’ın adını Atatürk ile aynı paragrafta anmak bile müsriflik. Fesli Deli Kadir hayattayken, ‘Atatürk’e zerre muhabbet besleyen ne dirime ne ölüme gelsin’ dedi. Bunun dirisine gidenlerden bir tanesi Ali Erbaş. Biz Ali Erbaş’a kızmayız. Atatürk’ü ansa takiye yapmış olacak. 5 tane kitapla makamını temsil eden cübbesiyle önünde eğilip o kitapları hediye etti. Ali Erbaş’ı not ederiz. Hepsini not ediyoruz günü gelince hesabını soracağız. Geçmişte AKP’ye ve MHP’ye oy verenleri mesul tutmayız ama artık bu iktidardan desteklerini çektiklerini anketlerde sokaklarda sahalarda görüyoruz. Oy verenden değil ama bu Atatürk düşmanı karşı devrimci çabayı organize edenlerden günü gelince hesap sormazsak namussuz.

‘SAFLARI NETLEŞTİRMİŞ DURUMDALAR’

‘Biz ve onlar’ çelişkisi nedir? 2 şahidin ifadeleriyle özetleyeyim. 2 tanığım var. Bir tanesi Numan Kurtulmuş. Şu anda da AKP’nin genel başkanvekili. Numan Kurtulmuş diyor ki, “150 yıldır 2 farklı siyaset yolu var Türkiye’de, bunlardan bir tanesi Jön Türkler’den beri gelen, sonra ittihatçılar, sonra Anadolu ve Rumeli Müdâfaa-i Hukukçular, Cumhuriyet Halk Fırkası, Cumhuriyet Halk Partisi…Bunlar Jakobendir. Biz esas ümmeti temsil ediyoruz. Biz bunların hep karşısında olduk’. Vallahi, billahi, meseleyi bu kadar net ortaya koyan başka bir ifade olmaz. Jön Türkler, Genç Türkler, yani Türkiye’nin batılılaşmasıyla ilgili, padişahın yetkilerinin sınırlanmasıyla ve bilime kulak verilmesiyle ilgili…Biz buradaysak karşımızda kim var? Karşımızda İskilipli Ali Atıf Hoca var. Karşımızda İngiliz muhipleri var. Karşımızda İslam Teali Cemiyeti var. Karşımızda 9 zararlı ve düşmanla iş birliği yapan dernek var. Biz Mustafa Kemal’in tarafındayız. Numan bey, ‘150 yıldır karşı taraftasın’ diyor. Safları bu şekilde netleştirmiş durumdalar. Doğru söylüyor Numan bey. O akımın devamıyız. Cumhuriyet Halk Fırkasıyız, Cumhuriyet Halk Partisiyiz, Atatürk’ün kurduğu geleneğin devamıyız.

Onlar İstanbul hükümetinin, İskiliplinin ve 9 tane Yunanla iş birliği yapan zararlı derneğin tarafındalar. Recep Tayyip Erdoğan, ‘Bu memlekete 200 yıldır istikamet dayatıyorlar’ diyor. Bu sözü ilk 2009 yılında söyledi. 1809’da sened-i ittifak var. Yani padişahın mutlak yetkilerinin ilk kez tartışıldığı yıllar. Adam buna bile karşı. Yani tek adamcı. İşte onun Diyanet İşleri Başkanı o. Atatürk’ün değil. Fesli Deli Kadir’in cenazesine de 5 tane bakan yollayan Recep Tayyip Erdoğan’dan başkası değildir. Atatürk sevgisinin karşısına duramayacağı için takiye yapıp anacaklarına Diyanet İşleri Başkanı gibi hiç anmasınlar daha iyi. Hepsini not ediyoruz. Günü gelince hesabını soracağız. Burunlarında fitil fitil getireceğiz. Şunu bilsinler, oy verenden değil, o dönemde görev yapan memurdan ondan bundan değil, ama bu Atatürk düşmanı, bu karşı devrimci çabayı organize edenlerden, orada rol alanlardan, veya o rolün kendisine verilip de o rolü uyguluyanlardan günü gelince hesap sormazsak namussuzuz.

ENGİN ÖZKOÇ: BENİ O ÇAYI ALANLAR ŞAŞIRTIYOR

(Erdoğan Bayraktar’ın açıklamaları): Sayın Bayraktar, ‘Ben o zaman ne yaptıysam, Erdoğan’ın emriyle yaptım’ diyor. Onun bahsettiği ‘hırsızlar’ dediği kişi, Recep Tayyip Erdoğan’ın bakanları. Sen onların hırsız olduğunu biliyor muydun? Biliyordun. Recep Tayyip Erdoğan’ın sana verdiği emirler yasal olmadığını, bu millete ihanet olduğunu biliyordun. Niye orada durdun? Niye o imzaları attın? Neden o adamın emri altında devam ettin?

Recep Tayyip Erdoğan’ı Recep Tayyip edenler onun gibi hırsızlar ve ve onun yanında menfaati için yıllarca yalakalık yapanlardır. Erdoğan’ın çay atamasına şaşırmıyorum, onun millete hakaret etmesine şaşırmıyorum. O çayları alan insanlar beni şaşırtıyor. O hakaretleri duydukları halde hala görevlerinin başında sanki millete hizmet ediyormuş gibi saraya hizmet edenlere benim canım sıkılıyor. Onun yanında duranlar ona çanak tutanlar ondan farklı değiller bu işten kolay kolay kurtulamazlar. Bu millete verilecek bir hesap var bu hesabı sandıkla millet soracak onlar da cevabını alacaktır.

UĞUR DÜNDAR: SAĞLIK BAKANI’NIN GÜZİN ABLADAN BİR FARKI OLMASI LAZIM

ENGİN ALTAY: YOLCUDUR ABBAS…

Ucubelikler ve garabetler beni artık şaşırtmıyor. Mesela Ziya Selçuk niye istifa etti? Kendisi bakan atandığı zaman herkes bir acaba dedi sonra kimi uygulamaları başladı sonra hangi Ziya var karşımızda var diye sordum. Ziya bey bıraktı ben bekliyordum bunu.

Bu ülke diş hekimliği fakültesini ve tıp fakültesinin sınavlarını online yaptı şimdi açık öğretim fakültesinin sınavlarını yüz yüze yapıyor. Bu akıl tutulmasıdır. Ak Parti’nin Türkiye’nin eğitim sisteminde yarattığı tahribat en büyük tahribattır. Eğitimin kalite, güven sorunu AKP’den öncekinden çok daha fazla. Eğitimin sorunları 36 kat arttı. Buradan nasıl çıkılır? Erdoğan’dan kurtulmadan çıkılmaz. Çocuklarımız moralini bozmasın bu işten kurtulacağız, kurtuluyoruz. Yolcudur abbas bağlasan durmaz.

Herkesten şunu rica ederim Afganistan’dan gelen çığlıklara feryadına, oradaki kadınları karşılaştığı ve karşılaşacağı vahşete insani olarak yüksek reflesk gösterilmesi gerekir Türkiye’nin önünde bir Suriye hatası varken, şimdi Afganistan’dan gelecek 500 bin Afgan sığınmacı bile Türkiye’nin taşınma kapasitesinin üzerindedir. Türkiye şu önceliğe soyunmuş: Avrupalılar rahat etsin biz 3-5 euro alalım salalım bunları gezsinler. İnsani bir mesele ama bu benim meselem değil dünyanın meselesi. Uluslararası topluma ait bir sorunu tek başımıza sırtlanamayız. 1 Eylül’de askerimizi çekelim dedik.

ÖZGÜR ÖZEL: MİLLETİN EVLADI ÜZERİNDEN KAHRAMANLIK YAPIYORLAR

Biz Afganistan konusunda doğruları anlatıyoruz. Erdoğan “Taliban’la aramızda görüş farkı yok diyor” esas sorun burada. Şimdi de bütün hesabı kitabı Afgansitan’da var olma. Afganistan’daki kadınlar konusunda sorumluluğumuz var ama tek başımıza değil. Bizim Kabil’i modern yüzünü savunmamız lazım. Esad’la 1 dakika görüşmeyen kafa kesen Taliban’la 3 buçuk saat görüşüyor. CHP Afgansitan’dan dönelim diyor Bahçeli “Vatan hainidir” diyor. ABD istihbarat gelince IŞİD saldıracak deyince bizim askerlerimiz ucu ucuna kurtuluyor. Bu istihbarat olmasaydı askerimizi orada tutacaklardı. Milletin çocuğu üzerinden kahramanlık yapıyorlar ama bir tane Ak Partili bakan çıksın desin ki “anasının kuzusunu babasının göz bebeği uzun dönemli askere gidiyor” desin. Milletin evladı üzerinden kahramanlık. İran sınırı kevgir olmuş, CHP hudutla ilgili pankartını asınca Hudut komutanlara açıp “namusumuz sizin elinizde” diyor e CHP söyleyinceye kadar aklınız neredeydi. Biz gelene düşman değiliz ama bu göçmeni yaratan politikaya ve politikacılara karşıyız. Biz sorumlu davranmalıyız ve şunu savunmalıyız. Diplomasi yapılacak, oturulacak konuşulacak, bütün dünyaya “elini taşın altına koymazsan o taş gelir kafanı yorar” denecek.

ÖZGÜR ÖZEL: DÜNYA SİYASET TARİHİN EN BÜYÜK YOLSUZLUĞU

Bayraktar, herkesin bildiği bir konuya aleniyet kazandırdı. Davutoğlu geldiğinde, o sırada soruşturma komisyonu varken, ‘Hırsızlık yapan kardeşim olsa kolunu koparırım’ dedi. Davutoğlu’nun kapasının koparılmasının siyaseten temel argümanlarından birisi budur. İkincisi ‘Siyasi etik yasası çıkaracağım’ dedi. ‘İl başkanı bulamazsın’ dediler. O komisyon görev yaptı. Komisyonun raporuna göre Bayraktar’ın değil, diğer 3 bakanın yüce divana gitmesini komisyon öneriyordu. Biz 4’ü de gitsin dedik. Ama onlar 3’ünü yollayacaklardı Bayraktar hariç. Genel bilgi, bulgu bu yönde diyorlar. ‘Neden birisini sakınıyorlar’ dediğimizde, Erdoğan Bayraktar’ın görevden alındığı gece çıkıp da ‘Ne yaptıysam Tayyip beyin bilgisiyle, talimatıyla, emriyle yaptım. Benden hesap sorarsanız dönerim, gerçek sahibine soruları ben iletirim’ dedi. Yani Bayraktar’ı yüce divandan sakınan iradede, giderse ipin ucunun nereye gideceğini Bayraktar o günlerde söylemişti. Bugün de çıkmış diyor ki ‘Tapelerde yalan yok’. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin kendi kitlesine ezberlettiği yalan ‘Tapeleri FETÖ’cüler uydurdu’.

O süreç, yasa dışı dinlemeler, bunların delil sayılmama gerçeği, hepsi hukuksuzdur, elde ediliş yöntemi ve uygulanışla bir FETÖ kumpasıdır. Ama orada duyduğumuz hiçbir şey gerçek dışı değildir. Orada duyduklarımız doğrudur. Delillerin yasa dışı toplanmış olması başka bir şey. Ama Erdoğan Bayraktar’ın bugün itiraf ettiği gibi, dünya siyaset tarihinin parti boyu, aile boyu ve en tepeye kadar ulaşan en büyük yolsuzluğununun olduğu, Ağrı Dağı ne kadar gerçekse bu da o kadar gerçektir.

ENGİN ÖZKOÇ: ABD EMPERYALİZMİNİN EŞ GENEL BAŞKANININ ADI RECEP TAYYİP ERDOĞAN’DIR

Afganistan’da ne değişti Amerikan askerleri oradan askerlerin çekti? Usama bin Ladin üzerinden oraya karşı savaş başlattı. Bu başlatılan savaşta ABD emperyalizminin eş başkanının adı neydi Recep Tayyip Erdoğan. Bu savaşta 3 milyon 750 bin insan katledildi.

Usame bin Ladin öldürdünüz IŞİD bitti mi, bitti El Kaide mi bitti hangisi bitti? Oraya demokrasi getireceğiz dediniz demokrasi mi geldi? Ne oldu da oradan o askerleri çektiniz. Orada kadınlara öğrencilere, zulüm ediliyor. Böyle bir Ortadoğu’nun emperyalist devletler tarafından yok edildiğini düşünün ve buna Türkiye Cumhuriyeti devleti nasıl ortak olur. Sana mı düştü Kabil’deki havalanının korumak. Afganistan’ı ateş çemberinde bırakıp gittiniz o havalanı sizin için neden o kadar önemli? Dünyanın uyuşturucu sevkiyatının büyük bir kısmı o havalanı üzerinden yapılıyor. Sen neden hala Amerikan emperyalizminin Eş Bakanlığını yapmaya devam ediyorsun?

Türkiye Cumhuriyeti ciddi bir devletti. Sen Türkiye Cumhuriyeti’nin hafızasını yok ettin şimdi Türkiye Cumhuriyeti’nde terör örgütleri cirit atıyor. El Nusrası da, el kaidesi de IŞİD’cisi de burada. Afganistan’dan buraya kaçanların yanında çocukları, eşleri var mı?

Sen buraya 300 bin kişi geldi diyorsun esenin emniyet müdürün diyor ki IŞİD 71 ilde örgütlenmiş diyor Sen Türkiye’yi hangi cehennemin içine sokuyorsun? Türkiye’de satmadığın yer kalmadı. Türkiye’nin onuru ve namusuna dokunacak “biz insan ticaretinden de para alırız” diyorsun. Bu devlet adamlığı mıdır? bu Cumhurbaşkanlığı mıdır? Bir ülkenin bekasını tehlikeye sokuyorsan artık kendin milli güvenlik sorunu haline gelmiş durumdasındır. Sen ne yaparsan yap Amerikan emperyalizmine ve onun uşaklarına bu ülkeyi teslime etmeyeceğiz onun için bir an önce sandığa gidilmesi gerekiyor

Böyle yönetilen bir ülkede insanlarımız bazen kendi umutları ve ülkemizin geleceği içi kendisine söylenen gerçek dışı şeylere inanabilirler. Türkiye’de bu iktidarın geçmişteki hafızasına verdiği zararı anlayabilmek 20 yıl gibi bir zamanı aldı. Artık insanlar gerçekleri görmeye başladı. Sorular soruyorlar “neden biz yoksulluk çekiyoruz neden ülkenin büyük bir kesimi yoksullaşırken birileri zenginleşiyor?” Bu soruları sormaya başladıktan sonra insanlar geçeği görüyor. Bu ülke kuruluş değerlerine tekrardan geri dönmelidir. Sayın Kılıçdaroğlu’nun da büyük bir tevazuyla bu süreç içerisinde yaptığı diplomasiyle ve millet ittfakının bireyleriyle yurtları için kendi ideolojilerini bir kenara bırakıp birlik ve beraberlik içinde bir ittifak oluşturmuştur. Bu ittifak büyüyor bunu en iyi görenlerden birisi Recep Tayyip Erdoğan’dır ama bunu en çok sıkıntı yapan da Bahçeli’dir.

Onlar nasıl bir hileyle önümüzdeki seçimlerde barajı nasıl aşabilir, iktidara nasıl tekrardan tutunabilir? derdinde. Bu gerçekleri gören milletimiz olduğu sürece siz bir daha iktidar yüzü göremezsiniz. Oylar yüzde 7’lere düştü diye barajı yüzde 7’ye düşürmeyin. Ya demokratik ülkelerde olduğu gibi barajı tamamen kaldırın ya da yüzde 3’e indirin. TBMM’nin itibarını tekrar iade edin o itibar Türkiye’nin itibaridir. Siz bu ülkenin milli eğitimini yok ettiniz, geleceğini kaynaklarını yok ettiniz. Bu ülkenin insanlarının geleceğe karşı umutlarını da yok ettiniz.

UĞUR DÜNDAR’DAN CANLI YAYINDA ANKET

Canlı yayında izleyicilere anket yapan Uğur Dündar, “Hepinizin çevresinde geçmişte AKP’ye oy vermiş olan yurttaşlarımız vardır. Acaba onlarda siz de bir çözülme görüyor musunuz? Bir daha AKP’ye ve Cumhur İttifakı’na oy vermem diyen yurttaşlarımız varsa lütfen ellerini kaldırsınlar” dedi. Birçok izleyicinin ellerini kaldırdığını gören Dündar, “Demek ki iktidar oylarında bir azalma, bir erozyon değerli konuklarımız tarafından saptanmış durumda” dedi.