“Suçların engellenmesinde değerler mi yoksa yasalar mı daha etkilidir?”
Güzel bir münazara konusu, öyle değil mi?
Doğan Holding ve UNICEF’in iş birliğinde hayata geçirilen ‘Değerler Çarkı’ oyununun tanıtımını dinlerken aklımdan geçen buydu. Ki oyunun amacı; sevgi, topluma katkı ve saygı gibi evrensel değerlerin önemini çocuklara kavratmak olarak açıklandı.
Doğan Holding, bireysel değerlerin evrensel değerlerle bağını keşfederek toplumdaki ayrışma ve kutuplaşma eğilimlerini ortadan kaldırmak amacıyla 2016 yılında Ortak Değerler Hareketi’ni başlatmıştı. Hareket ilk olarak ‘Değer Taşı’ oyununu tasarlatmıştı. Bu oyunla liselerde, üniversitelerde, iş dünyasında ve sivil toplum kuruluşlarında 25.000 kişiye ulaşılmıştı. Şimdi ‘Değer Çarkı’ oyununu 7-10 ve 11-14 yaş gruplarındaki çocuklar oynayacak. Üç yılda 5 milyon çocuğa ulaşılması hedefleniyor.
UNICEF Türkiye Temsilcisi Regina De Dominicis, Türkiye’de gencecik bir ekibin geliştirdiği bu oyunu Türkiye’den sonra öncelikle savaş mağduru Ukraynalı ve diğer istikrarsız bölge çocuklarına ulaştıracaklarını söylüyor. Peki, değerleri küçük yaşlardan itibaren sadece istikrarsız bölgelerin çocukları mı öğrenmeli? Regina De Dominicis, ileride oyunun tüm dünyaya yayılabileceğini söylüyor.
Evrensel değerleri küçük yaşlardan itibaren öğretmek… Uzun ve zahmetli bir yol ancak ‘daha iyi bir dünya’ inşa etmenin belki de en gerçekçi yöntemi…
***
Ortak Değerler Hareketi, 2017 yılında Türkiye’de değer araştırması yapmıştı. Bu araştırmada toplumun her kesiminin özlem duyduğu ve merkezi önem atfettiği değerler olarak karşımıza adalet, saygı, ahlak ve güven çıkmıştı. Konda’nın gerçekleştirdiği araştırmaya katılanların Türkiye'de görmek istedikleri ilk on değer ise şöyleydi: Adalet, ahlak, güven, saygı, huzur, eşitlik, refah, dürüstlük, aile ve çevre bilinci.
Çıkan sonuçlara bakınca, araştırma yapılan ülkenin Türkiye değil de İsviçre olduğu düşünülebilir. Günlük pratikte ve davranışlarda adalete, saygıya, huzura susamış, dürüstlüğü şiar edinmiş, çevreye saygılı, eşitlikçi kimseler ben pek göremiyorum. Örneğin dürüstlüğe öylesine az rastlıyoruz ki bir kişinin dürüstlüğünü öve öve bitiremiyoruz, belki ilk fırsatta da dürüst olanları kazıklıyoruz. Saygılı insanlar sürekli olarak ‘nezaket istismarına’ maruz bırakılarak neredeyse ‘kabalık’, ‘kaba kuvvet’ özendiriliyor.
Yalanın, iftiranın, kumpasın, şirretliğin alıp başını gittiği bir toplumda söz konusu değerlere duyulan bir arzuyu hissedememek hiçbirimizin suçu olmasa gerek.
***
Peki değerler neden önemlidir? Değerler herkesin yüreğine ve zihnine bir yargıç atar. Kendi mahkemende kimse görmese de yargılanırsın. Sonuç ise sadece seni bağlar.
Yasalar değerlerle şekillenir. Hukuk ise adaleti kişilerin değerlerine, inançlarına bırakmaz; yasalarla güvence altına alır. Kanunlar, toplumsal sözleşmelerdir ve toplumun değerleriyle zaman içinde oluşur. Ancak insanlığı ve medeniyeti, toplumların insafına ve değerlerine bırakmış olsaydık bugün ne en temel insan haklarından söz edebiliyor olurduk ne ırkçılığı ne de köleliği kaldırırdık. Yasalar, değerlerden önde gitmek zorundadır.
Değerlerinize aykırı davrandığınızda vicdanınıza hesap verirsiniz –o da varsa. Toplumsal değerlere aykırı davrandığınızda ayıplanmak, dışlanmak gibi çevresel bir bedel de ödersiniz. Ancak yasalara aykırı davrandığınızda suç işlemiş olursunuz ve cezalandırılırsınız.
Değer manevi, yasa ise maddi bedel ödetir. Yasa mı daha korkutucudur yoksa değer mi? Yasa mı daha önleyicidir yoksa değer mi? Değer çoğunlukla içsel, yasa ise dışsal olarak bedel ödetir.
Değerleri kılıfına uydurmak daha kolaydır. Bir insanı ‘ulvi amaçlarla’ öldürürseniz değil değerlerinizle çelişmek, eyleminizi kutsallaştırabilirsiniz bile. Yasa öyle mi? Yasa sübjektifliğe yer bırakmaz. Bu yüzden adaletin gözü kördür ve elinde keskin bir kılıç taşır.
Değerler suç işlenme eğilimini azaltır, yasalar ise caydırır.
“O mu bu mu?”, “Ya öyledir ya böyledir!” deyip hemen her şeyi ortadan ikiye bölen aforizmalardan neredeyse tiksiniyorum. Hem o hem bu. Hem öyledir hem böyledir. Güçlü yasalara ve değerleri olan bir topluma aynı anda ihtiyacımız var çünkü.
Peki sizin en temel beş değeriniz nedir?