Cüneyt Arkın’dan ‘Münir Özkul’ anısı: Gözyaşlarımı silip sustum

Yayın tarihi: 11 Haziran 2020 Perşembe 3:20 pm - Güncelleme: 11 Haziran 2020 Perşembe 3:20 pm

Sosyal medya hesabından takipçilerine oyunculuk yaptığı dönemdeki maceralarından bahseden Cüneyt Arkın, son olarak Münir Özkul’un kendisine destek verdiği bir anısını takipçilerine anlattı.

Yeşilçam’ın usta isimlerinden Cüneyt Arkın, sosyal medya hesabı Instagram’dan oyunculuğa başladığı dönemlerde usta oyuncularla yaşadığı anılarını anlatmaya başladı. Son olarak Münir Özkul ile olan bir anısını anlata Arkın, herkesi duygulandırdı.

Cüneyt Arkın’dan yıllar sonra gelen Türkan Şoray itirafı

“YARALI YÜREĞİMİ SONUNA KADAR AÇTIM”

Dizi çekimlerinde Özkul ile olan bir fotoğrafını paylaşan Cüneyt Arkın, anısını şu sözlerle anlattı: “Filmde ben yoksul bir gençtim. Gönül Yazar zengin bir kızı oynuyordu. Kırmızı, spor, üstü açık bir arabası vardı. Film çekimleri dışında beni yanına oturtur, gezerdik. Sinema oyunculuğuna yeni başlamıştım. Aldığım üç beş kuruşla, borçlarımı kapattığımdan, aslında filmde olduğum gibi hayatta da yoksuldum. Genç, güzel, şöhretli bir kadın yanımda kırmızı spor araba altımda bir hayali yaşıyordum.

Tahta kulübenin önünde Gönül Yazar’la bir sahnemiz vardı. Münir ve Tanju da dert ortaklarımızdı. Sahne, Gönül Yazar’ın ısrarlı sorunlarıyla başlıyordu. Ben az konuşan, asla kendini açık etmeyen bir kişiliktim. Ama bir yerde Gönül Yazar öylesine can evimden vuruyordu ki, ister istemez yaralı yüreğimi sonuna kadar açtım.”

“CEHALET, YOKSULLUK VE ÇARESİZLİK”

“O, an aylarca süren bostan bekçiliğinde yaşadığım korkunç, yalnızlık, dost köpeklerim, vefalı sıpam, asla genç kızlıklarını yaşayamayan ablalarım, elleri nasırlı anam, kamburu çıkmış babam. Açlıklarımız, toprağı kazıp çıkardığımız acı köklerle karnımızı doyurmaya çalışmalarımız, cehalet, yoksulluk, çaresizlik, açlık işte bunları tek tek yaşayarak konuşmaya başladım.”

“KORKUNÇ ACILARLA NASIL DAYANDIN, NASIL YAŞAYABİLDİN”

“Senaryodan çıkmış artık düpedüz kendimi anlatıyordum. Çıt yoktu. Set etkilenmişti. Gözyaşlarımı silip sustum. Kamera da sustu. Münir Özkul bir garip kalktı, içeri girdi. Onu takip ettim. Pencere kıyısına oturmuştu. Yüzünde deniz vardı. Ağlıyordu. Yanına oturdum. Elini tuttum.”

Öteki eliyle beni sardı. ‘Kardeşim’ dedi. ‘Sen ne korkunç acılar çekmişsin, nasıl dayandın, nasıl yaşayabildin. Ben nasıl bir hayvanım ki, birazcık olsun sezmedim.’ Başımı omuzuna koydum. Çocuğuna yaptığı gibi, kocaman bir merhametle, usul usul saçlarımı okşadı…”