Boşanma Davası Nasıl Açılır ve Süreçleri Nelerdir?

Yayın tarihi: 26 Ağustos 2022 Cuma 5:15 am - Güncelleme: 28 Ağustos 2022 Pazar 9:01 am

Eşler evlilik sürecinde çeşitli sebeplerle anlaşmazlık yaşayabilmekte ve bu anlaşmazlıklar bir süre sonra boşanma davasını gündeme getirebilmektedir. Eşler diledikleri sebeplerle boşanma davası açma serbestîsine sahip değildir. Zira kanunumuz toplumun temeli olan aileyi koruyucu hükümlerle boşanma davası açılması için çeşitli sebeplerin varlığını zorunlu kılmıştır. Öncelikle bir boşanma davasından söz edebilmek için geçerli bir evliliğin bulunması gerekir. Bu geçerli evliliğin kanunda sayılı sebeplerden birinin gerçekleşmesi sebebiyle sonlandırılması, tarafların bu konuda bir başvurusu ve akabinde de bir mahkeme kararı gerekecektir. Mahkeme boşanma davasında yalnızca eşlerin evlilik birliğinin sona ermesine yönelik değil nafaka ve velayete ilişkin de karar verecektir.

Kanunda sayılan boşanma sebepleri genel ve özel boşanma sebepleri olarak ayrılmaktadır. Özel boşanma sebepleri zina, hayata kast. Pek kötü muamele veya onur kırıcı davranış, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, terk ve akıl hastalığıdır. Bu sebeplerle beraber evlilik birliğinin sarsılması da boşanma sebepleri arasındadır. Bu sebepleri kısaca açıklayacak olursak;

Zina

Öncelikle zina sebebiyle açılan boşanma davalarında süre hususu çok önemlidir. Eşlerden biri diğer eşin zina ettiğini öğrenirse boşanma davasını bu öğrenmeden itibaren altı ay her halükarda beş yıl içerisinde açmalıdır.

Bu özel boşanma sebebinde affeden tarafın dava hakkı ortadan kalkacaktır.

Hayata Kast, Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış

Bu özel boşanma sebebinde de boşanma sebebinin öğrenilmesinden itibaren altı ay ve her halükarda beş yıllık bir süre sınırı vardır. Hayata kast bir mutlak boşanma sebebidir. Yani hayata kast olayının tarafların evlilik birliğini çekilmez hale getirip getirmediği değerlendirmesi yapılmadan hâkim boşanmaya karar verir. Ancak eğer boşanma davası açmaya hakkı olan eş ayrılık kararı verilmesini isterse o halde hâkim ayrılığa da hükmedebilir. Hayata kast hususunda eşin bizzat diğer eşin hayatına kast etmesi şart değildir zira buna ilişkin gerekli araç ve ortamı sağlayıp eşi teşvik etmek kışkırtmak da hayata kast olgusunun gerçekleştiğini gösterir. Pek kötü veya on ur kırıcı davranış da özel ve mutlak bir boşanma sebebidir. Pek kötü davranış vücut bütünlüğüne, sağlığına saldırı şeklinde tezahür edebilir.

Bu özel boşanma sebebinde affeden tarafın dava hakkı ortadan kalkacaktır.

Suç İşleme Ve Haysiyetsiz Hayat Sürme

TMK m. 163’e göre: “Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz bir hayat sürer ve bu sebeplerden ötürü onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemezse, bu eş her zaman boşanma davası açabilir.” Aslında düzenleme konusu boşanma sebebi iki ayrı sebeptir. Bunlardan ilki küçük düşürücü bir suç işleme ikincisi ise haysiyetsiz hayat sürmedir. Bu iki sebepte de diğer eşe yönelik bir müdahale söz konusu değildir. Ancak yinede diğer eş utanç duymakta ve bu sebeple boşanmaya karar verilmesini istemektedir. Küçük düşürücü suç sebebiyle boşanmaya karar verilebilmesi için mahkeme kararıyla suç işlendiğinin tespit edilmesi gerekir. Ancak tüm suçlar bu kapsama girmemektedir zira suçun küçük düşürücü nitelikte olması gerekmektedir. Hangi suçların küçük düşürücü olduğuna toplumdaki anlayışa, ahlaki değerler göre hâkim takdir edecektir ancak bu suçlara örnek vermek gerekirse;

Kasten adam öldürme

İşkence ve eziyet

Cinsel dokunulmazlığa karşı suçlar

Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma vb. suçlar mahkeme kararlarında küçük düşürücü suç olarak sayılmıştır.

Terk

Terk konusunda en önemli husus terk eden eşin terk sebebine dayanarak boşanma davası açamamasıdır. Terk sebebiyle boşanma davasını yalnızca terk edilen eş açabilmektedir. Önemli olan diğer bir husus ise şudur; terk edilen eş terk edildiği an bu sebebe dayanarak boşanma davası açamayacaktır. Öncelikle bu ayrılığın en az altı ay sürmesi ve ayrıca istem üzerine hâkim veya noter tarafından yapılan ihtarın sonuçsuz kalması gerekmektedir. Bu iki şartın gerçekleşmesi halinde terk edilen eş terk sebebine dayanarak boşanma davası açabilmektedir.

Akıl Hastalığı Sebebiyle Boşanma

Eşlerden birinin akıl hastası olması tek başına bir boşanma sebebi değildir. Bu akıl hastalığının geçmesinin mümkün olmadığının resmi sağlık kurulu raporuyla tespit edilmesi gerekir. Ayrıca akıl hastalığının diğer eş için çekilmez hale gelmesi gerekir.

Genel Boşanma Sebepleri

Evlilik Birliğinin Sarsılması Sebebiyle Boşanma

TMK. m. 166’ya göre; “Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa eşlerden her biri boşanma davası açabilir.” Bu ifade genel bir anlam taşımakla birlikte bu sebebe dayanarak boşanma davası açan eş evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ispat etmelidir.Ancak hangi olayların evlilik birliğini temelden sarsar sorusuna verilecek net bir cevap kanunda yoktur. Bu husus yargı kararlarıyla bir nebze şekillenmiştir. Evlilik birliği duygusal şiddet, ekonomik şiddet, sosyal şiddet, cinsel şiddet, görsel şiddet, fiziksel şiddet sebepleriyle temelinden sarsılmış olabilir. Bu şiddet türlerine örnek vermek gerekirse;

Duygusal şiddet örnekleri: İlgisiz davranmak, birlik görevlerine aykırı davranmak, sevgisiz davranmak vb.

Ekonomik Şiddet Örnekleri: Ortak konut konusunda ekonomik şiddet, .alışma konusunda ekonomik şiddet vb.

Cinsel şiddet Örnekleri: Cinsel sapkınlıkta bulunmak, cinsel sadakate aykırı davranmak, cinsel açıklamada bulunmak vb.

Fiziksel Şiddet Örnekleri: Dövmek, yaralamak, fırlatmak vb.

Sosyal Şiddet Örnekleri: Din konusunda sosyal şiddet, giyim konusunda sosyal şiddet, gelenekler konusunda sosyal şiddet

Görsel Şiddet Örnekleri: facebook, twitter, youtube aracılığıyla şiddet

Yukarıda açıklanan sebeplerin varlığı halinde taraflar boşanmaya karar verebilmekte ve bu hususa ilişkin boşanma davası açabilmektedir. Ancak görüldüğü gibi boşanma sebepleri çeşitlilik arz etmekte ve her birinin gerçekleştiğine yönelik ispat araçları değişebilmektedir. Dolayısıyla eşlerin boşanma davası açmaya karar verdikleri anda bir boşanma avukatı desteği almaları lehine hüküm elde etmek isteyen taraf için mühim bir husustur. Boşanma avukatı, boşanma davası nasıl açılır sorusundan itibaren her türlü soruya cevap verebilecek uzmanlıkta kişidir. Boşanma avukatı ücreti konusu da eşlerin aklındaki bir diğer sorudur. Ancak bu soruya net bir cevap verebilmek mümkün değildir. Zira boşanma davasının anlaşmalı mı yoksa çekişmeli mi olacağı sonrasında mal rejimi tasfiyesine ilişkin dava açılıp açılmayacağı, nafaka miktarı, davanın karışıklığı gibi birçok husus ücret sorusunun net bir cevabın olmamasının sebepleridir.

Boşanma davalarının çekişmeli, karmaşık, yıpratıcı olmasını istemeyen taraflar anlaşmalı boşanma yolunu seçebilmektedirler. Anlaşmalı boşanmada taraflar boşanma sonucunda verilecek kararlar hususunda anlaştıklarına yönelik bir anlaşmalı boşanma protokolü hazırlayabilmekte ve bu protokolle beraber boşanma dilekçelerini de sunarak anlaşmalı boşanma davası açabilmektedirler. Ancak anlaşmalı boşanma protokolü nafakaya, ortak konuta, ortak mallara, velayete ilişkin birçok hususu bünyesinde barındırdığından bu konuya ilişkin bir uzman desteği almak son derece önemlidir. Bu sebeple taraflar anlaşmalı boşanmaya karar verdiklerinde bir boşanma avukatı desteğine başvurmalıdırlar.

Anlaşmalı Boşanma, Çekişmeli Boşanma

Anlaşmalı boşanma davası açabilmek için öncelikle en az 1 yıllık evli olmak gerekmektedir. Bununla beraber bu boşanma türü her iki tarafında kabulüyle mümkün olabilmektedir. Eşlerin ya birlikte başvuru yapmaları yani boşanma davasını birlikte açmaları ya da birinin açtığı boşanma davasını diğerinin kabul etmesi gerekmektedir. Eşlerin kendi aralarındaki meselelerde anlaşmış olmalarıyla beraber çocuklara ilişkin hükümlerde de anlaşma sağlamış olmaları gerekir bu kapsamda çocuğun velayetinin kimde olacağı, iştirak nafakası miktarı, çocukla kişisel ilişkinin kapsamı gibi konularda da tarafların anlaşmaları gerekmektedir.

Anlamalı boşanma davası, tarafların boşanma sonucu verilecek kararlara ilişkin anlaşma sağlayabildiği hallerde mümkündür. Ancak eşler boşanmaya sebep olan vakıalardan ötürü birbirlerine öfke ve intikam duygusu besleyebilmekte bu kapsamda anlaşmaya yanaşmayabilmektedir. İşte bu halde çekişmeli boşanma davası gündeme gelmektedir. Çekişmeli boşanma davasında öncelikle yukarıda saydığımız boşanma sebeplerinden birinin gerçekleşmiş olması gerekmektedir. Ardından bu sebebe dayanarak bir boşanma davası açılmaktadır. Açılan boşanma davasında hâkim boşanmaya karar vermeden önce geçici bir tedbir olarak nafakaya ve çocuğun velayetine ilişkin karar vermektedir ancak bu kararlar geçici niteliktedir, dava süresince yaşanabilecek maddi zorlukların engellenmesi ve bununla beraber çocuğun menfaatinin gözetilmesi amacıyla verilmektedir. Hâkim boşanmaya karar verdiğinde nafakaya ve velayete ilişkin de kesin kararını vermektedir. Hâkim nafakaya karar verirken tarafların ekonomik durumuna, kusuruna, ekonomik ihtiyaçlarına yönelik bir değerlendirme yapmaktadır. Velayete ilişkin ise birçok husus değerlendirilerek karar verilmektedir. Çünkü çocuğun menfaati üstün tutulmaktadır. Hâkim çocuğun velayetinin hangi eşte olacağına kara verirken şu hususları göz önünde bulundurmaktadır:

Çocuğun yaşı

Çocuğun talebi, görüşü

Tarafların sosyal yaşantısı

Tarafların mesleği

Çocuğun eğitimi

Pedagog görüşü vb. gibi birçok husus değerlendirilerek bir karar verilir.