ABD Başkanı Joe Biden’ın 14 Haziran’da Brüksel’de tercümanların dışında kimsenin alınmadığı Erdoğan’la yüz yüze yaptığı 45 dakikalık görüşmede ele alınan konular hala gizemini koruyor. Tıpkı Üsküdar’daki evine yaptığı hasta ziyareti sırasındaki iki saatlik görüşme gibi.
Washington’da görüşmeye ilişkin ilginç biçimde henüz bir sızıntı olmadı. Ne konuştukları merak konusu olmaya devam ediyor.
Yönetime yakın çevreler Biden’ın ‘insan hakları ve demokratikleşme’ konusunu pas geçmeyeceğini söylüyor.
Biden’ın Obama döneminde Başkan Yardımcısı olarak ‘çözüm sürecinde’ oynadığı rol ve 29 Ekim’de ABD menşeili silah dolu Amerikancı Peşmerge araçların Habur sınır kapısından giriş yapıp Kobani’ye gidişi hala hafızalarda.
Geçtiğimiz günler HDP’den Washington’a ilginç bir ziyaret yapıldı. (28 Haziran – 2 Temmuz)
Milletvekilleri Grup Başkan vekili Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş , Diyarbakır Milletvekili Garo Paylan ve Diyarbakır Milletvekili Hişyar Özsoy Washington’a gitti.
Gizemli çünkü kim davet etti, kimlerle görüştüler bilinmiyor. Kongre binasının önünde birkaç poz resim dışında bir de Kürdistan Bölgesel Yönetimi Temsilcisi Sami Rahman’ın konuğu olduklarının dışında bir bilgi yok. Açıklama da yapmadılar.
Şüphesiz HDP Heyeti’nin Dışişleri Bakanlığı ve Kongre’de temasları oldu. En azından kimlerle görüştüklerini açıklayabilirlerdi.
AKP Genel Başkanı Erdoğan da uzun bir aradan sonra Diyarbakır’a gitti. Çözüm sürecine değindi, ‘biz başlattık’ dedi, biji serok Erdoğan sloganları arasında demokrasiden, hukuk düzeninden bahsetti. Diyarbakır cezaevini kültür merkezi yapacağını söyledi.
Erdoğan Yönetimi’nin çözüm süreci dahil Washington’la sorunlu ilişkilerini rahatlatacak adımlar atmak istediği sır değil.
Biden - Erdoğan Brüksel görüşmesinden sonra Ankara- Diyarbakır – Washington hattında birden hareketlenme başladı.
Tüm bunlar tesadüf olabilir mi?
Amerikalılar böyle durumlar için şu cümleyi kullanır: Washington’da hiç bir şey tesadüf değildir.