Türkiye Cumhuriyeti Devleti yöneticilerinin halktan bağımsız aldığı kararla geçen hafta bugün İnstagram kapatıldı. Dünya medyasına manşet olduk, bir iki saat içinde hemencecik yürürlüğe konulan yasak “nedeni belirsiz” olarak açıklandı haber metinlerinde. Basına düşen haberler, öncelikle “Hamas lideri İsmail Haniye’ye taziye bildiren çeşitli içeriklerin Instagram tarafından engellenmesi sebebiyle erişimin engellendiği” yönünde oldu. Haniye kim, neden dünyada bunca ölüm varken en önemlisi bu ilan edildi? Gün aşırı şehidi olan bir ülkede taziye mesajlarının olup olmaması kimin milli meselesi diye anlam vermekte güçlük yaşadık. Anayasa Mahkemesi, BTK'nin Instagram'a yönelik erişim engeli kararının ardından İletişim Başkanlığı'nın bazı uygulamalarının iptaline ilişkin kararını hatırlattı. Kurumun internet sitesi ve sosyal medya hesabından yayınlanan açıklama bir süre sonra kaldırılırken, AYM'nin web sitesine de gün boyu erişim sağlanamadığı görüldü. Sinirler gerildi. “Türkiye’de ve hiçbir hukuk devletinde; milyonlarca kullanıcının ifade hürriyetini, mülkiyet hakkını, basın, haber alma ve haberleşme hürriyetini tek bir idarî işlemle ortadan kaldırmaya muktedir bir idarî makam yoktur” diyorduk ki, instagram düşman devlet-miş gibi muamele görmeye başladı.
Bir devlet, dünya basınının gözleri önünde açık aleni , özel bir şirket ile kendini bir tutmuş gibi bir görüntü ile instagrama ültimatom vermeye başladı. Yani hiçbir tartışmaya ya da karşı çıkmaya yer bırakmaksızın, tanıdığı süre içinde isteklerinin yerine getirilmesini istedi İnstagram’dan. Peşinden karşı cephe ilan edilen tarafa yönelik türlü çeşitli kara propagandalar hemen devreye alındı. Hatta medya argümanı oldukça elverişli kullanıldı. Yandaş medyanın yandaş yazarları BTK’nın sözcüsü ilan etti kendini. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu, iletişim kuramadı, haklı nedenlerini bir türlü sıralayamadı. Hal böyle olunca, onun üstü kapalı bahsettiği “katalog suçlar nedir?” onu anlatmak, yazar ve yorumculara düştü. Herkese küsüp sadece kendileri ile konuştuğunu söyledikleri BTK ile, halkı buluşturdular.
Onları okudukça pembe gözlüklerimizle baktığımız İnstagram’a bakış açımız gelişti. İnstagram’ın kapatılma gerekçelerinin başında “Atatürk’e hakaret” varmış mesela! Atatürk’e hakaret edilen yerde nasıl kalmışım hayret. “Açık bir kerhaneymiş” kadın olarak ne işim vardı ? Şaşırdım! Ayrıca dolandırıcılığın bir numaralı adresiymiş, şaka gibi. Benim cüzdanıma el uzatmayışına “Allah korumuş beni” dedim.
IQ’su düşük olan biz faniler, neye alet olduğumuzu şu zamana kadar asla çözememişiz. Bu kadar saflıktan sonra Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı da Instagram kullanıcılarını pardon düşman devlet instagramın halkı olan bizleri “ev zencisi” olarak betimledi. Böylece kimliklerimiz de yeniden dağıtıldı.
Şimdi öncelikle biz özür dileriz Sayın Cumhurbaşkanı. Çünkü, biz instagramı devlet olarak değil, özel bir şirket olarak algıladık ve yanıldık. Asla öyle değilmiş. Size olan bağlılıkları dolayısıyla yandaş medya diye anılan kaynaklar bize hep böyle anlattılar, reklamını böyle yaptılar instagramın,onlara güvendik.
Bu özel şirketin bir özelliği de, “kullanıcılarını sahte hesaplardan, trollerden, botlardan en iyi koruyan sosyal mecralardan biri” olmasıydı. Öyle anlattılar kendilerini,inandık! Öyle olmasa halka açar mı hükümetimiz? dedik. Nereden bilelim. Belki de küçük bir ihtimal ama trollere alan açmaması size de yanlış tanıtılmasına sebep olmuş olabilir mi? diyoruz. Ancak bu kez sizin değil bizim kandırılmış olmamız daha yüksek ihtimal ve muhakkak aldatılma sırası bize gelmiş olmalı zira sizde fazla kaldı.
Dilerseniz ben biraz bize yanlış antılanlardan bahsedeyim: Ev zencisi olarak otururken bilgisayar başında Atatürk’ e hakaret eden bir devletin vatandaş kimliğine nasıl sahip oldum ? “Ben” dediğime bakmayın Şubat 2024 itibariyle 58 milyona yaklaşık bir nüfustan ve İnstagram devletine aldanan dünya sıralamasında ilk beşe giren Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarından bahsediyorum.
Beni, İPA’nın verdiği bilgileri kullanarak “Türkiye’de günlük e-ticaret hacmi 1.9 milyar TL’yi bulan açık bir pazardır İnstagram” diye kandırdılar. “Ekonomimiz için önemli” dedim peşinden gittim. Ne var orada ? Merak ettim. Sizin de açık bıraktığınız kapıdan daldım içeri. Dalmaz olaydım!
Sizin rızanızla açılıp elimize düşen bu yasal pazarı anlatırken “kapatılırsa olacakları” da tek tek odaları işaret ederek içeride şöyle aktardı uzmanlar:
1.Reklam Verenler: Yasaktan önce binlerce lira ödeyip sponsorlu gönderiler hazırlayanların parası boşa gider.
2.Sanatçılar ve Profesyoneller: Dizi/film oyuncuları, grafik tasarımcılar, mimarlar gibi meslek grupları için Instagram, önemli bir vitrindir. Bu vitrini kaybederlerse zararları sektörlerine yansır ve ülke kaybeder.
3.Küçük İşletmeler: Butik, el işi ürünler gibi iş yapanlar için Instagram, ciddi bir e-ticaret kapısıdır. İnstagram onlar için kira ve benzeri giderleri olmayan 7/24 dünyaya açık şubeleridir. Kapanırsa kayıp büyük olur. İnstagram gelirleri ile stopajını, vergisini, kirasını karşılayanların sayısı az değildir. Ayrıca home ofis çalışanlar için buradaki kazanç çocuğun okul masrafıdır, bir hastanın bakım ve tedavi masraflarıdır, temel birincil ihtiyaçların karşılandığı yerdir.
4.Büyük Markalar: Büyük markaların en büyük reklam mecrasıdır.
5.Kamu Kurumları: Önemli duyuruların yapıldığı bir platformdur.
6.Turizm Sektörü: Turizm şirketleri ve oteller, müşterilere ulaşmak için Instagram’ı etkin bir şekilde kullanıyor. Hele yüksek sezonda tatilde olan bulunduğu yeri gösterip yerli yabancı turisti kendi bulunduğu konuma gelmesi için ikna edendir.
7.Sanat ve Kültür: Müzisyenler, ressamlar ve diğer sanatçılar, eserlerini ve halkla buluşturacakları adresleri, tarihleri geniş kitlelere tanıtma imkânı bulur.
8.Eğitim ve Bilgilendirme: Eğitimciler ve danışmanlar, takipçilerine bilgi ve içerik sağlar.
9.Yardım Kuruluşları: Sosyal sorumluluk projeleri ve yardım kampanyaları için büyük bir bağış toplama ve farkındalık yaratma aracıdır.
10.Sporcular ve Fitness Eğitmenleri: Antrenman programlarını ve başarılarını takipçileriyle paylaşarak motivasyon sağlar. Fizik tedavi için maddi gücü yetersiz birçok emekli burası sayesinde evinde bedava sağlık merkezindedir.
Son olarak, Atatürk’e hakaret etmesini asla affetmeyerek ültimatom verdiğiniz İnstagram Devleti ile bağlarımızı kestiğiniz ve bizi bu beladan kurtardığınız için ne desek az. Ve fakat, bağı koparırken neden BTK’ya ihtiyaç duyduğunuzu anlamadık. Evet ben ve bağlı olduğum 58 milyondan bahsediyorum. Ültimatomlar için Dışişleri Bakanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı dururken BTK tercihinizi kendi adımıza oldukça yorucu bulduk. Zira işin içine BTK girince “İnstagram devlet değil mi acaba?” deyip başa sarıyoruz,biraz da hızlı sarıyoruz galiba başımız döndü !
Bu arada İnstagram kapatıldıktan sonra Cumhurbaşkanlığı hesabınızdan gelen “Hayırlı Cumalar” mesajınız tarafımıza ulaştı. Ardından sildiğinizi de görecek kadar kesintisiz etkileşimdeyiz. Sağlık Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı hesaplarından da göz kırpmalarınızı fark ediyoruz. Yani bu işte BTK yalnız da biz “yalnız değiliz” biliyoruz. Teşekkür ederiz.
Atatürk’ e hakaret gerekçesiyle artacak yasaklarınız hususunda bir katkı sunmak isterim: Ömrünü bu nefrete adamış, bunu da her fırsatta dile getirenlerin cenazesine gidenlerden başlayın. Mecrayı toptan kaldırmak toplumsal baskıyı, toplumsal baskı da nefreti doğuruyor. Biz barıştan yanayız. Kuş ölür, uçuşu konuşulur, herkesin sedası güzel gelsin isteriz.
Haydi esenlikle güzel günlere…