Millet İttifakı’nda CHP, İYİ Parti, DEVA, Gelecek, Saadet ve DP var. Cumhur İttifakı’nda AKP, MHP, BBP ve resmen olmamakla birlikte Vatan, Yeniden Refah ve HÜDAPAR var.

Altıya karşı altı.

Millet İttifakı dışında olan ancak ikna olursa İttifak’ın adayına oy verebilecek farklı sol partiler var. HDP’nin konumu çok farklı çünkü tüm kamuoyu yoklamalarına göre HDP seçmeninin oy verdiği aday kazanacak. Hazine yardımlarının dondurulması ve Anayasa Mahkemesinde kapatma davası ile HDP’yi sıkıştırmaya devam eden iktidar; bu partiyi ve kadrolarını hedef alan baskılarla HDP ile ilgili kendine göre hesap yapıyor ve yapacaktır. Seçim zamanı yaklaştıkça bu hesaplar netlik kazanacak çünkü iç ve dış gelişmeleri gözeten iktidar bazı kararlar almak zorunda kalacak . Bu hesaplarla yetinmeyecek olan iktidar elinde tuttuğu devletin bütün olanaklarını Millet İttifakı’na ve bu İttifak’a oy ve destek verecek olanlara karşı kullanacak. Bu da yeterli olmayınca devletten beslenen binlerce trolle birlikte yandaş medyanın tetikçileri her türlü rezil yol ve yönteme başvurarak her konuda ve alanda iktidara hizmet ediyor ve edecekler.

Onlar da yetmeyince Atatürk’le kalkıp Atatürk’le oturarak muhalif geçinen profesörler, gazeteciler, akademisyenler, din simsarları ve politikacılar onların imdadına yetişiyor. Bunlar yalanların her türlüsüne baş vurarak iktidarın işini kolaylaştırmaya çalışıyorlar.

Geçmişte tersi söylemlerine rağmen Erdoğan’ın TBMM’i feshetme ve ülkeyi seçime götürme yetkisinin olduğunu savunmakla kalmıyorlar yine Erdoğan’ın üçüncü hatta dördüncü ve beşinci kez Cumhurbaşkanı seçileceğini savunuyor ya da temenni ediyorlar.

Belki de Putin ve Sisi gibi olmasını istiyorlar.

20 yıldır Rusya’yı yöneten Putin 2022 referandumu ile geçmişteki başkanlık dönemini sıfırladı ve 2024’den itibaren her biri altı yıl iki kez seçilme şansını garantiledi. Yani Putin 2036 yılına kadar iktidarda kalacak. Benzer bir düzenleme ile Erdoğan’ın ‘darbeci ve katil’ dediği Sisi de 2034 yılına kadar Mısır’ın Cumhurbaşkanı olarak görev yapacak.

Bu iki örnek yetmezse Türkiye’yi bir Ortadoğu ülkesine benzetme çabasını sürdüren Erdoğan Körfez’in kral, emir ve şeyhlerine özenerek ömür boyu iktidarda kalmayı hayal edebilir.

Ama önce 14 Mayıs seçimlerini kazanması gerekiyor o da pek kolay görünmüyor. Karşısında aday kim olursa olsun kamuoyu yoklamalarının büyük bölümü Millet İttifakı’nın bu seçimi kazanacağını söylüyor. Bu gerçeğin farkında olan iktidar akıl almaz yol ve yöntemlere başvurarak Millet İttifakı’nın zaferini engellemeye çalışıyor ve çalışacak. Para içerikli ‘seçim rüşvetlerinin’ çok fazla işe yaramadığını farkeden iktidar içeride ve dışarıda her türlü gerginlik ortamını yaratmayı ve bununla toplumun din ve milliyetçilik duygularını provoke etmeyi planlıyor.  Seçim günü yaklaştıkça Türkiye her türlü tehlikeli olasılığa açık bir ülke durumuna getirilebilir. İçeride ve dışarıda bu olasılıklarla ilgili onlarca senaryo konuşuluyor. Umarım hiç biri gerçek değil ve olmaz. İktidarın olası tüm tezgahlarına rağmen seçim olacak ve Cumhur İttifakı kaybedecek çünkü insanlar bu seçimlerin kendileri, çocuk ve torunları için kader seçimi olduğunun bilincinde ve her şey yok olmadan Türkiye’yi kurtarmanın gereğine inanıyorlar.

Bu iktidardan kurtulmak ülkeyi kurtarmak demektir. Ülkeyi kurtarmak demek ‘herkes rahat nefes alacak ve yeniden mutlu olacak’ demektir.

Yalnızca son üç yılda antidepresan kullananların sayısında olağanüstü bir artış yaşanmış. 2019 yılında yaklaşık 50 milyon kutu olan antidepresan satışı 2020'de 55’e, 2021’de 60’e ve 2022’de 67 milyon kutuya yüksekliği söyleniyor. Bunun bir çok nedeni var ama en önemlisi iktidarın her konuda ve alanda halka yaşattığı stresler. Stres demek çok sayıda hastalık demek. Belki de bunun için iktidar Şehir Hastanelerini özel şirketlere yaptırırken hasta garantisi vermişti.

İktidar herkesi hasta edeceğini biliyordu ve öyle oldu. İyileşmek isteyenlerin bir tek ilacı var o da hastalığına yol açan iktidardan kurtulmaktır.

Bunun da tek ve çok kolay bir yolu var :

Sandığa gidip oy kullanmaktır.