İBB ve TBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan ve Beylikdüzü Belediye Başkanı Mehmet Murat Çalık'ın da aralarında bulunan 90 kişinin gözaltına alınmasına karşı yürütülen eylemler üçüncü gününde de devam ediyor.
CHP Genel Başkanı Özgür Özel yurttaşları Saraçhane'ye çağırırken, ABB Başkanı Mansur Yavaş da saat 20.30'da Ankara Güvenpark'ta bulunan CHP İl Başkanlığı önünde toplanma çağrısı yaptı.
Yurttaşlar, buluşma için Güvenpark'ta toplandı.
ABB Başkanı Mansur Yavaş, konuşma yaptı. Yavaş'ın konuşmasından öne çıkanlar şu şekilde:
“-Sevgili Ankaralılar binlerce kişi burada toplandık buluştuk ama sadece burada değiliz. 81 ilde 973 ilçede yaşanan hukuksuzluklara karşı ‘Dur’ demek için bir aradayız. Bugün Nevruz, toprağının uyanışının baharın gelişinin umudun yeniden yeşermesinin günü. Nevruz asırlardır bu topraklarda dirilişi, dayanışmayı ve kardeşliği simgeler. Bizim için Nevruz aynı zamanda milletçe yeniden ayağa kalkışın, birliğin ve özgürlüğün adıdır.
"BELEDİYE BAŞKANLARI SUSTURULMAK İSTENİYOR"
-Bugün Nevruz’u kutlarken yüreğimizde burukluk var. Çünkü ülkemiz demokrasinin temel değerlerinin her geçen gün örselendiği dönemden geçiyor. Halkın oylarıyla seçilmiş belediye başkanları görevden alınıyor susturulmak isteniyor. Ve şimdi millet iradesini temsil eden bir isim Ekrem Başkan günlerdir gözaltında tutuluyor. Oysa kaç defa çağrıldıysa kendisi ifade vermeye gitmişti. Bir davetle kendisi gidebilirdi ancak öyle yapılmadı. 20den fazla polis aracıyla adete bir terörist yakalar gibi evlerinden alındı. Bu sadece bir kişiye değil halkın iradesine demokrasimize ve hukuk devletine yönelmiş açık bir tehdittir.
"BU MİLLET İRADESİNE SAHİP ÇIKAR"
-Oysa Nevruz tutsaklığa karşı direnişin, zorluklara karşı yeniden doğuşun simgesidir. Nasılsa atalarımız Ergenekon'dan çıkarken demir dağları eritmişse bugün de baskının korkunun adaletsizliğin duvarlarını hep birlikte halkın gücüyle aşacağız. Bu topraklarda adalet yeniden filizlenecek. Kardeşlik, özgürlük ve demokrasi yeniden yükselecek. Çünkü bu millet iradesine sahip çıkar. Çünkü bu millet baharın önünü kesmeye çalışanlara karşı her seferinde toprağın altından yeşeren bir umuttur.
-Üniversite öğrencileri, tüm yurttaşlarımız gibi anayasal haklarını kullanarak itiraz ediyor. Taleplerini ve düşüncelerini anayasal çerçevede dile getiren her birey, devletin güvencesi altındadır. Anayasamız bunu açıkça söylüyor. Burada, devleti yönetenlere düşen görev, öğrencileri engellemek değil, onları dinlemek, anlamak ve mümkünse taleplerini yerine getirmektir. Sokağa çıkmalarını engellemek değil, onları sokağa çıkaran nedenleri ortadan kaldırmak, devletin asli görevidir. Demokrasi ve özgürlükler ancak bu şekilde gelişir.
"ÖĞRENCİLER MEYDANDA İNSANLAR SOKAKTA"
-Üniversite öğrencileri meydanda, insanlar sokakta. Çünkü memlekette hukuksuzluk yaşanıyor, demokrasi yok sayılıyor. Gençler siz de size yakışanı yapın haklıyken haksız duruma düşmeyi. Gençler siz de kendinize yakışanı yapın. Demokratik haklarınızı sonuna kadar kullanın. Ama amacınızın önüne geçecek her türlü eylemden uzak durun. Çünkü 19 Mart günü yaşananlardan sonra Türkiye iki yıl geriye gitti.
"HUKUKSUZLUK DEVAM ETTİKÇE DURUM DAHA DA KÖTÜLEŞECEK"
-İki yıldır uygulanan acı reçete, dar gelirli insanlar üzerinden yapılan tasarruflar ve ağır vergi yükü, bir günde yaşanan hukuksuzluk nedeniyle bir anda boşa gitti. Hükümet, yapmak istediği tüm tasarrufları çöpe atmış oldu. Yıl sonu enflasyon verilerini yeniden güncellemek zorunda kaldılar. Bankalar risk alamaz hale geldi, kredi vermekten çekinir oldular. Bunun tek sebebi var: hukuka aykırı uygulamalar ve ülkede yaşanan hukuksuzluk. Var olan işsizlik artık katlanarak artacak. Maalesef, hukuksuzluk devam ettikçe bu durum daha da kötüleşecek. Bütün bunların sebebi hukuksuzluktur. İşte tam da bu yüzden insanlar, üniversite öğrencileri meydanlarda. Çünkü bu gençler, üniversite mezunu işsizler listesine adlarını yazdırmak istemiyorlar.
-Bir günde yapılan hukuksuzluk, iktidarın iki yıldır yaptığı her şeyi çöpe attı. İşte üniversite öğrencileri buna isyan etmek için sokakta. İşsiz gezen üç gençten bir tanesi üniversite mezunu. Kendi geleceklerine karşı verilen yanlış politikalara itiraz etmek için buradalar. Döviz arttı, Merkez Bankası dövizi kontrol altında tutmak için çalıştı.
"BU DEVLETİN PATRONU SİZSİNİZ"
-Evine ekmek götüremeyen et götüremeyen, gençlerin umudunu kaybettiği memleket. Bunları konuşmamız istenmiyor. Bunları konuşmayın diye hukuksuzluk yapıyorlar. Bu kötü tablonun hesabını sormayalım istiyorlar. Hukuk olmadığı için ortaya yoksulluk çıkıyor. Ben dahil hepimizin görevi vatandaşlarımın ihtiyaçlarını yerine götürmek. Onlara rahat huzurlu bir ülke sağlamaktır. Bunu yapamıyorsak hiçbir bahanenin arkasına saklanamayız. Çünkü buradaki varlık nedenimiz budur. Bu devletin patronu sizsiniz. Kötü yönetildiği zaman demokratik yollarla itiraz hakkınızı da kullanmak en büyük hakkınızdır.
"TÜM MUHALİF ÇEVRELERİN YAN YANA GELMESİ ZORUNLULUKTUR"
-Milli iradenin üzerine düşen bir gölge demokrasiyi sekteye uğratır. İradenize sahip çıkmak en doğal hakkınızdır, kimse elinizden alamaz. Kötü yönetimden şikayet eden, haksızlığa uğradığına inanan herkesin tüm muhalif çevrelerin yan yana gelmesi bir tercih değil zorunluluktur o yüzden hep birlikte hakkımızı aramak için buradayız. Yan yana gelip kötülüklerden kurtulmak durumundayız.
-Umudunuzu kaybetmeyin. Buradayız. Hiç korkmayın, Ankara olarak buradayız dimdik ayaktayız.
-İktidarlar seçimle gelir seçimle gider. Eğer siz rakip olacağına inandığınız Ekrem Başkanın ayağına çelme takarsanız, halk buna cevap verir. Yapılacak en erken seçimde de inşallah bu hukuksuzluklar sandığa yansıyacak.
"AYIN 23'ÜNDE SANDIKLARA GİDECEĞİZ"
-Bu nedenle hep beraber ayın 23'ünde sandıklara gidecek ve oyumuzu kullanacağız. Bu aynı zamanda demokratik bir karardır. Buradan çıkacak sonuç iktidara, kötü yönetime, haksızlık yapanlara büyük bir ders olacaktır. Bizlerin hukuktan, adaletten başka sığınacağımız hiçbir şey yok. Umuyorum ki Ekrem Başkan da en kısa sürede aramızda olacak. İnşallah el ele vermek suretiyle bu kötü yönetimi değiştireceğiz."