Fenerbahçe Başkan Adayı Ali Koç kongrede rakibi Aziz Yıldırım’a son kez TV’de tartışma çağrısında bulundu. Koç seçim sonrası için de Yıldırım’a ‘Gelin güç birliği yapalım’ diye seslendi.

Fenerbahçe Başkan Adayı Ali Koç kongrede seçim konuşması yaptı. Kongrede stadı terk eden rakibi Aziz Yıldırım’a seslenen Ali Koç “Ben söyleyemediklerimi Aziz Yıldırım’ın yüzüne bakarak söylemek istiyorum. Çok geç değil sayın başkan. Hadi istediğiniz yere çıkalım. Çıkalım derken televizyona, yemeğe değil… Bu size son çağrım” dedi.

Seçim sonrası için de konuşan Koç “Ne Aziz Yıldırım ne Ali Koç kendi yöntemleriyle 20 senedir kanser gibi yerleşmiş Anti – Fenerbahçe lobisiyle mücadele edemez. Başkanlık yapanlar böyle olursa camia kökünden ayrışır. Ben her şeye razıyım, her şeyi sineye çekmeye razıyım yeter ki Fenerbahçe menfaat sağlasın” ifadelerini kullandı.

Kongreyi terk eden Aziz Yıldırım: Çekilmeyeceğim

Yeni döneme dair mesajlar veren Koç’un açıklamaları şöyle:

AZİZ YILDIRIM’A SON ÇAĞRI

“Ne yazık ki evdeki hesap çarşıya uymadı. Çok farklı bir gün bekliyorduk. 6 senedir çok istediğim buluşma bugün gerçekleşecekti ama yine olmadı. Avrupa’nın batma riski en fazla olan takımıydık. Oradan Mourinho’yu getirir noktaya geldik. Ben söyleyemediklerimi Aziz Yıldırım’ın yüzüne bakarak söylemek istiyorum. Çok geç değil sayın başkan. Hadi istediğiniz yere çıkalım. Çıkalım derken televizyona, yemeğe değil… Bu size son çağrım. Bir daha söylüyorum; benim Fenerbahçe’den alacak tek kuruşum yoktur.

‘2014’TEN ÖNCEKİ KAYITLAR YOK’

Söylemekten mahcubiyet duyuyorum. Bu kulüpte alacağım 1 kuruş para yoktur. Hiç mahcubiyet duymadan, ben 150 milyon euro vermediysem beni mahkemeye verecekmiş. Hep tehdit, hep tehdit! Vermeyen namert olsun. Bir hukukçu bulursanız dava açacak, bir mahkeme bulursanız kabul edecek verin. Kulübümüzün 2014’ten önce kayıtları doğru dürüst yok. Tamer Yelkovan Bey, doğru dürüst yönetmemiş. Geçmişi bilmiyoruz. Bildiğimiz bir şey var ki ben ve arkadaşlarım, kulüple yaptığımız ticari ilişkide sizin yaptığınız gibi mahsuplaşma yapmadık. Ne verdiniz bilinmiyor, aldıklarınız, mahsuplaştıklarınız biliniyor. Hiçbir alacağınız olmadığı biliniyor. İnsanlara çamur atarken biraz da şöyle düşünün, kendime yapılmasını istemediğimi başkasına yapmamalıyım. O öfkeniz yok olacaktır böyle düşünürseniz. Sağlığınıza da faydalı olacaktır. Ben kendime yapılmasını istemediğim hiçbir şeyi size yapmadım.

‘BENİM 6 SENEMLE SİZİN 6 SENENİZ ARASINDA 1 KUPA VAR’

Finansal manevra alanımız geniş. 70 milyon euro’luk takım 200 milyon euro’ya geldi. Sponsorluklarımız arttı. Her alanda pozitif gelişmeler var. TV’ye çıksak şunu soracaktım; nasıl bir Fenerbahçe yönettiniz ki Fenerbahçe’nin göğüs sponsoru olacak birini bulamadınız, nasıl oldu da Sarı Melekler’in hiçbir sponsoru yoktu. Şu an geldiğimiz noktada hiçbir takımımız da boş alan yok. Biz olağanüstü olumsuz şartlarda gemiyi yüzdürmeye devam ettik. Futbolu da rayına sokunca başarılar peş peşe gelecektir. 6-0 6-0 bunu ağzınıza taktınız. Haklı da olabilirsiniz. Benim 6 senemle, senin ilk 6 senen arasında 1 kupa fark var. Sonra açıldınız. Aynısı benim için de geçerli olacak, göreceksiniz. Biz, sizin gibi Fenerbahçe’yi gündelik savrulmalarla, sadece heyecan uyandırmak adına altı boş vaatlerle değil somut, ayağı yere basan planlarla geleceğe hazırlamaya çalıştık, böyle devam edeceğiz.

‘BAMBAŞKA BİR FENERBAHÇE’

1 çivi çakmadınız diyorsunuz, çivi çakacak kulüp mü bıraktınız. Uçan kuşa borç vardı. Obradovic ile ilk toplantıda yeni sezonu planlayalım derken, ‘Şu EuroLeague’e borcu ödeyelim, Final Four biletleri parasını vermemişiz, senden başka bir şey istemiyorum’ dedi. Siz ve akıllı arkadaşlarınız ya sizi yanlış yönlendiriyorlar ya da gelişmelerden haberdar değiller. Hocamız, eminim bu stadyumdaki herkes pazar günü maça çıkmak isterdi. Yalnız, bütün kaynakları hocaya vermedik. Sevgili Acun’un dediği gibi çok iyi olan bir takımın üstüne iyi transferler monte edip önümüzdeki sene bambaşka mutluluklar, bambaşka bir Fenerbahçe’yi hep beraber yaratacağız. Şampiyonluk sözü vermeyeceğim kuvvette bir takım kuracağız. Mourinho’ya inanıyor, güveniyoruz. Ailemizin bir parçası haline geldi.

Fenerbahçe kongresinde birinci raund bitti: Aziz Yıldırım stadı terk etti, Ali Koç son kez çağrı yaptı

‘İHBARDIR O. ALLAH’TAN KİMSEYE CİDDİYE ALMADI’

Bu kadar mı önemli, her yol mübahtır kazanmak için. Siz başkanlığını yapmak istediğiniz kurumu olmayan şeylerden nasıl şikayet edersiniz. Sizin bol keseden verdiğiniz parayı, biz pazarlık yapıp indirince aklınıza ilk gelen şey dışarıdan para verdiler demek ki? Pazarlık yapmadan, 15! Pazarlık yapınca usulsüzlük, suç. Bana değil ki o, kulübe! Aynı İrfan Can’da olduğu gibi, SPK’ya şikayet ederim dediniz. İhbardır o. Allahtan kimse ciddiye almadı. Ama nereden nereye Sayın Aziz Yıldırım, nereden nereye! Sonra bu hocanın menajeriyle ne kadar iş yapmışız diye baktık, 2014’ten borç takmışlar adama, biz Bruno Alves alacağını 2021’de ödedik.

‘SİZE İYİ Kİ ‘ALİ BAŞKAN İLE DEVAM ETTİK’ DEDİRTECEĞİM’

Jose Mourinho ile Şampiyonlar Ligi finalinde en çok biz konuşulduk. Rakibimizin haksız kazandığı şampiyonluk 48 saat ya konuşuldu ya konuşulmadı. İşte Fenerbahçe böyle bir camiadır. Sadece güvenmenizi istiyorum. Güvenmemeniz için çok sebep olabilir, onun için çok mahcubum, çok mahcubuz. Bu öyle bir mahcubiyet ki 3 sene sonra ifade ettiğim hayallerimin de fitilini ateşleyen bir mahcubiyet. ‘İyi ki Ali Başkan ile devam ettik’ dedirteceğim size! Bana karşı olumsuz düşünce içinde olan, Sayın Aziz Yıldırım’ı destekleyen, kararsız olup hiçbirimizi istemeyen, hepinize borcum var. Hiçbir kırgınlığım da yok inanın. Size iyi ki ‘Ali Başkan ile devam ettik’ dedirteceğim. Tek kırgınlığım Çubuklu formayı giyen çocuklara yapılan haksız tezahüratlar. Biz bu işi kafaya taktık. Cam tavanı kıracağız. Zincirleri kırıp ulusal ve uluslararası başarılar kazanacağız!

‘ALTI SENEDE SİZ NE YAPTINIZ?’

Ben neden aday oldum, neden karar değiştirdim, ağzımdan bir laf çıktı, pişir pişir onu söylüyorlar. Kimlerin ağzından ne laflar çıkıyor, hemen unutuluyor. Pek çok konuşmacının, Erol Bey’in ve benim biraz anlattığım kulübümüzü bu duruma getiren zihniyetten, kendi malı gibi yöneten insanlardan kurtarmak için, dönmemeleri için aday oldum. Makyaj düşünce son 1 haftada ne kadar haklı olduğumu görüyorsunuz. Güleç, çocukları düşünen, şakacı imaj çabuk gitti, eski hatırladığımız kızgın, tehditkar, sabırsız, vicdansız kişi geri geldi. Bir kere teşekkür etmediniz, bir kere kutlamadınız. 6 senede hiçbir şey yok muydu kulübün yanında durabileceğiniz. Bırakın yanımızda durmayı Trabzon’da bizi suçladınız bizi bizi! 3 Temmuz’da neler yaşadığımızı siz biliyorsunuz, bana ‘kaçtı’ dediniz. Şu anki Yüksek Divan Kurulu başkanına dedirttiniz. Ben kaçmadım, dimdik yanınızdayım. Yönetici başkan değildim, kapı kapı dolaştım 650 bin imza topladım, ‘Adalete Fener Yak’ dedik. Onu da beğenmediniz. Siz bir şey söyleyin, Fenerbahçe’nin yenilgilerinden sonra vur patlasın çal oynasın restoranlarda poz vermek dışında ne yaptınız. Nihat Özdemir’i hatırlamıyor musunuz dava arkadaşınızı. Utanmadan sıkılmadan bir seçim kazanmak için bunları söylediniz. Azılı Galatasaraylı’yı FBTV’ye çıkartıp hakkımda onları söylettiniz. Bu mu liderlik!

‘AVRUPA’YA TAŞIDIĞIMIZDA YER YERİNDEN OYNAYACAK’

Bana haksızca çok sert vuruyorsunuz. Bu bir yol haritası. Öyle kolay değil takımı ligden çekmek. Fenerbahçe Başkanı kurusıkı ateş etmez diyor. Siz hiç ateş ettiniz mi? Hangi konuda ateş edip bir şey elde ettiniz. Biz isyan bayrağı çektik, biz çekince Türk futbolunda neler olduğunu hatırlatayım. Ülkede bahis operasyonu başladı. Yabancı VAR hakemleri geldi. Saha hakemleri yabancı olacaktı, talihsiz yumruk olayından dolayı cesaret edemediler. İmza kampanyası başladı. Mecburen seçim çağrısı yaptı. Bunlar kendiliğinden mi oldu! Devamı da var. Bu işi Avrupa boyutuna taşıdığımız zaman, bakın taşlar nasıl yerinden oynayacak. 20 sene sonra ilk defa çok adaylı TFF seçimine gidiyoruz.

‘ACZ İÇİNDE’ DEDİ, ‘YENİ SAYFA’ VURGUSU YAPTI

Fenerbahçe’ye 20 yıldır sistemli saldırılar var. Niye biliyor musunuz, çünkü biz Fenerbahçe’yiz. Fenerbahçe’nin adil misyonu var, ipi kimseye bağlı değil, Cumhuriyet’in tüm değerlerini damarlarında yaşamaktadır, kupa için taviz verdiremezler. Tarihte böyle gelecek böyle gidecek inşallah. Ben başkan olduğum sürece ‘Fenerbahçe’yi şampiyon yapmazlar’ sözleri isyanın sözleriydi, camiayı ayağa kaldırma sözleriydi. Teslimiyet, umutsuzluk değildi. Olsaydı bu takım, o son derbiyi alamazdı, son haftaya şansını taşıyamazdı, rakibi bu kadar ittirilmesine rağmen. Bunun üzerinden seçim kampanyası dizayn ediyor olmak acz içinde olmaktır. Camianın gücünü Fenerbahçe’nin başarısı için kullanmalıyız. Biz birbirimze karşı kullanıyoruz. Kim seçilirse seçilsin pazartesi sabahından itibaren geçmişi unutup yeni sayfa açmamız lazım. Elimden gelen her şeyi yapacağım. İnşallah sizler de bu yolculuğun parçası olursunuz.

‘BANKALAR BİRLİĞİ’NDEN ÇIKMAMIZ LAZIM, STADYUM İSMİMİZİ YENİLEYECEĞİZ’

Ben size şu sözü vereceğim, Fenerbahçe ekonomik açıdan Türkiye’nin en güçlü kulübü olmalıdır. En iyi ekonomiyi yaratmak için Bankalar Birliği’nden çıkmamız lazım, hep faiz hep faiz. Ana para bu kadar yüksek oldukça faiz giderleri tüm gelirlerimizi götürüyor. Hükümetimiz çok güzel bir anlaşma yaptı. Onun gerçeklerini yerine getiriyoruz. Bir kere halka arz oranı en düşük kulüp Fenerbahçe. Stadyum ismimizi yenileyeceğiz, aralık ocak ayına yenileriz, 10 yıllık. Şu an 130-140 milyon dolar, 90 milyon dolar olmaz bu sefer. Kırdırttık, bunu verdik. Kırdırıp ne yapacağız, bankaya vereceğiz, ana parayı kullanacağız. O zaman çok daha sağlıklı seviyeye düşecek borcumuz. Büyüyen ekonomimiz var, o da yetmedi gayrımenkullerimiz var. Ne borcu, uğraşmıyorum diyor Sayın Başkan, uğraşmadığı için buraya geldi borç. Biz hem şampiyon yapmalıyız hem de sağlıklı omurga oluşturmalıyız. Salonu satarım diyor. Aynı kişi diyor ki, gayrimenkullerin satılmasına onay vermeyin diyor. Sadece siz satarsanız mı onaylayacağız ama içiniz rahat olsun. Bu sene çok güçlü ve mali açıdan kudretli, kuvvetli yönetimimiz var. Biliyorsunuz, Bankalar Birliği gelirlerimizin yüzde 50’sini aldı. Bize bir stadyum projesi gösterildi, 3 ay dendi, sonra uyandılar, sonra 6 ay dediler. Neyse bir şey demiyorum. Mühendislere göre olmaz bu.

KONGRE ÜYELERİNİ UYARDI: SAKIN AMA SAKIN…

Bu sabah bir tatsızlık yaşandı. Yaşanmasaydı keşke. Bu bir mağduriyet midir, strateji midir. Eş dost arıyor, yarın gelmeye gerek yok, Bodrum’a gidiyorum falan diyenler var. Sakın ama sakın ha. Bu hatayı yapmayın. 25-30 bin kişinin yarın buraya gelmesi geliyor. Bu iş bitti, oldubitti havasına gelmesin. Biz kazanacağız. Pazartesi sabahı yepyeni bir yolculuğa hep beraber çıkacağız. Bu çağrıyı Aziz Yıldırım’a da yapmak istiyorum. Babam bana ‘Hayatta affedilmeyecek hiçbir şey yoktur’ dedi. Rahmetli büyükbabamın naaşı çalındı, hatırlayan hatırlar, 8 ay bulamadık. Sonra aynı kabristanda bulundu 8 ay sonra, Allah kimseye göstermesin. Bir aile mensubuna ‘Affeder misiniz’ denildi, çok tepki gösterdi. Ben de arkadan yürüyordum. Babama da sordular, ‘Hayatta affedilmeyecek hiçbir şey yoktur’ dedi. Bu bana garip geldi, 27 sene evvel falan oldu. Söz konusu Fenerbahçe’nin menfaatlerinde birleşmeyse affedilmeyecek hiçbir şey yoktur!

‘ALİ KOÇ NEFRETİNİZ FENERBAHÇE SEVGİNİZİN ÖNÜNE GEÇTİ’

(‘Gerekirse kavga edelim’ sözleri) Sayın Başkan, niye bunu söyledim. Bugün burada yaşananlara, yaşatılanlara çok çok üzgünüm. Fenerbahçe’ye büyük emekler verdiniz, uğruna hapis yattınız. Maddi manevi fedakarlık yaptınız. Her şeye minnettarız. Ancak, insan değişir. Siz de değiştiniz ama çok değiştiniz. Garip değiştiniz. Bu benim için içler acısı bir durumdur. Geçmişte çok büyük işler yapan siz, bugün Fenerbahçe’yi sevmiyorsunuz. Siz kendinizi Fenerbahçe’den daha çok seviyorsunuz. Siz Türkiye’nin, hepimizin göz bebeği, milli değerlerin karşılığı, dünyanın en büyük spor kulübü olan Fenerbahçe’yi kişisel ihtiraslarınızdan sahiplenmiyor, umursamıyorsunuz. Siz sadece Fenerbahçe’de başkan olmayı seviyor ve yahut başkanı olduğunuz Fenerbahçe’yi seviyorsunuz. Siz benden nefret ediyorsunuz, bu duyguyu aşamıyorsunuz. Ben sizden nefret etmiyorum. Sizin Ali Koç nefretiniz, Fenerbahçe sevginizin önüne geçmiş. Çok acı. Ben Fenerbahçe’yi çok seviyorum, elimden geleni yapıyorum, emek veriyorum. Benim niyetimi sorgulayamazsınız. Vereceğiniz en önemli kararlardan bir tanesi, tüm hırsıyla adeta Fenerbahçe ile kavga eden bir profil mi yoksa Fenerbahçe için mücadele eden bir adayın tarafı mı olacaksınız? Tablo çok net.

‘HAKSIZLIĞA UĞRADIM’ DEYİP HAKKINIZI SAVUNMADAN KAÇIYORSUNUZ’

Kürsüye çıkmak için 25 kişiyle Divan Başkanımızın tabiriyle ‘kürsüyü işgal’ etmenize hiç ama hiç gerek yoktu. ‘Kavga çıkacak Ali Koç’ dedim, ‘Kavga edelim’ dedi demişsiniz. İş öyle değil Sayın Başkan, nasıl biliyor musunuz? Geldiniz, elimi sıktınız, hayırlı olsun, kavga çıkacak dediniz. Ben de kavga çıkacaksa çıkacaktır dedim. Hatırlayın. Hafızanızı zorlayın. ‘Genel kurula divana gelirim, ama kendi emniyetlerini sağlayabilirler mi, konuşursam neler olacağının farkında değiller mi, 20-30 kişi karşısında Ali Bey dağıldı’ dediniz. Siz neymişsiniz ya! Herkesi korkutuyorsunuz, herkes sizden kaçıyor. Biz kavga falan istemiyoruz ama her zaman geçen sefer de olduğu gibi, kürsüden de hitap etmiyorsunuz, insanları korkmakla, dağılmakla suçluyorsunuz. Yahu siz kongreye gelince biz niye kendimizi korumak zorundayız. Siz esas ağzınızdan çıkan lafa dikkat edin. Bugünkü Divan seçimine itiraz ediyorsunuz ve diyorsunuz ki hepimizi zan altında bırakıyorsunuz, hepimizi çift kol kaldırmakla itham ediyorsunuz. Delegelerin dörtte biri delege değildi, kaçak girdiler diyorsunuz. Güvenlik kartlarını başka bir şey olarak medyaya ifade ediyorsunuz. Fenerbahçe’nin haklarını savunamıyormuşuz, güya haksızlığa uğramışsınız ama kendi hakkınızı savunmadan kaçıp gidiyorsunuz.

‘SİZ SEÇİM SAHASINDAN ÇEKİLMEDİNİZ Mİ?’

Enteresandır, tam da borç tablosu anlatılırken kürsüye geldiniz. Sükünetle tartışma çağrıma cevap vermediniz. Sağlık olsun. Sahadan çekildiler diye laf ediyorsunuz mütemadiyen. Siz seçim sahasından çekilmediniz mi bu sabah giderek. Hayatta büyük konuşmamak lazım, başınıza gelir pek çok kez olduğu gibi.

‘AKÇELİ İŞLER…’

Kulübün kaynaklarını belli dönemlerde kendi özel ihtiyaçlarınız için kullanıp sonra tekrar kulübün kasasına koymak, aradaki ödeme dönemin faizini vermek, yani kulüp üzerinden fonlanmak veya bir yöneticinizin yaptığı gibi futbolcularımıza yaptığımız ödemeleri, iki çekte toparlayıp sonra onun arkasından çekin arkasına imza atıp futbolculara da kişisel ileri tarihli çek verip, o tarih gelince bir daha ileri tarihli çek vermek, yani akçeli işe girmek. Futbolculara soruyoruz, kulüp menfaatleri ve FFP için diyorlar. Bu bahsettiğimiz rakamlar az buz rakamlar değil. Kulübün sahibiyseniz ne yaparsanız 1700 küsür kombineyi bir taraftar grubuna bilabedel verebilirsiniz. Kulübün sahibiyseniz bir yöneticiniz top oynadığı insanlara 90 küsür kombineyi bilabedel verebilirsiniz. Bunlar sizin yanınızda çalışan muhasebecinin sözleri, altı imzalı. Siz Fenerbahçe’nin sahibi gibi görmüşsünüz kendinizi. Siz futbolcularla olan konuyu bilmiyordunuz, öğrendikten sonra da bir şey yapmadınız. Bunların hiçbiri biz varken Fenerbahçe’de gerçekleşmez. O yüzden bu zihniyet dönmemeli. Bir teknoloji şirketiyle iş yapmışız. 8.6 milyon dolar sözleşme falan var yok belli değil. Avans alıyoruz. 100 gün sonra 9.6 milyon dolar geri ödüyoruz. Parayı niye aldık belli değil, 100 gün sonra niye bu kadar yüksek faizle geri ödedik, belli değil, çözemiyoruz. Kulüp aleyhine işlemleri sık sık yaptığınızı tespit etmek… Bu konulara girmeyecektik size hürmetten ama bizim adımıza konuştuğunuz iftiralar, aşağılamalar, alay etmeler. Sizin de ayağınız yere bassın, dengenizi bulun Sayın Aziz Yıldırım.

AZİZ YILDIRIM’A ‘YENİ SAYFA’ ÇAĞRISI

Ben 6 yılda olanları unutmaya razıyım. Bizden bunu bekleyen taraftarların istediğini yapıp güç birliği yapalım. Bu camianın hak ettiği yere gelmesinde sizin de tuzunuz olsun. Söz veriyorum, sizinle ilgili hiçbir konuya girmeyeceğim, siz hazırsanız. Camianın buna ihtiyacı var. Ne Aziz Yıldırım ne Ali Koç kendi yöntemleriyle 20 senedir kanser gibi yerleşmiş Anti – Fenerbahçe lobisiyle mücadele edemez. Başkanlık yapanlar böyle olursa camia kökünden ayrışır. Ben her şeye razıyım, her şeyi sineye çekmeye razıyım yeter ki Fenerbahçe menfaat sağlasın.”