Merkez Bankası, Türk Lirası zorunlu karşılıklara uygulanan faiz oranını 16 Ekim'den geçerli olmak üzere yüzde 5'ten yüzde 7'ye yükseltti. ABD doları cinsinden zorunlu karşılıklara uygulanan komisyon da düşürüldü. Merkez Bankası, bu adımlarla, bankacılık sisteminin aracılık maliyetlerinin azaltılmış olacağını duyurdu.
Merkez Bankası, pandemi sürecinde 'normalleşme adımları gerekçesiyle iki yeni karar aldı. Merkez Bankası, yabancı para cinsi zorunlu karşılıklardan alınan komisyonları azaltırken, Türk Lirası cinsi zorunlu karşılıklara ödenen faiz/nema oranlarını yüzde 5’ten yüzde 7’ye yükseltti. ABD doları cinsinden karşılıklara uygulanan komisyon oranı da yüzde 0,0250'den yüzde 0,0125 'e düşürüldü.
Merkez Bankası'ndan yapılan açıklamada, bankaların döviz cinsinden tesis edilen zorunlu karşılıkların mevduat/katılım fonu (yurt dışı bankalar mevduatı/katılım fonu hariç) yükümlülükleri için tutulması gereken tutara kadar olan kısmı üzerinden uygulanan komisyon oranlarının yarı yarıya düşürüldüğü belirtildi.
TL cinsinden tesis edilen zorunlu karşılıklara ödenen faiz/nema oranları da, kredi büyümesi koşulu aranmaksızın, 200 baz puan artırıldı.
ZORUNLU KARŞILIKLAR NEDİR?
Zorunlu karşılıklar, mevduat kabul eden bankaların bu mevduatlara karşılık olarak, merkez bankasında tutmaları gereken mevduatlarının kanunen saptanmış oranıdır.
Zorunlu karşılık oranları merkez bankaları için para politikası aracı olarak kullanılabilir. Piyasadaki para miktarı bu oranlarla ayarlanır ve bankaların kredi tabanını direkt olarak etkiler. Eğer banka atıl paraya - kredi veya yatırım için kullanılmamış, bankada biriken para - sahip değilse, zorunlu karşılık oranı artırıldığında bankalar verdikleri kredileri geri çağırır, bu da para arzının azalmasına yol açar; zorunlu karşılık oranı azaltıldığında zorunlu karşılıkların bir kısmı kullanılabilir para haline gelir, yani kredi tabanının artmasına yol açar.
Bu da zorunlu karşılık oranının, artırılması sonucunda daralmacı para politikası aracı olarak, azaltılması sonucunda ise genişlemeci para politikası aracı olarak kullanıldığını gösterir. Günümüzde de finansal risklerin artması sonucunda etkili bir para politikası aracı olmuştur.