Türk lirasında yaşanan değer kaybı nedeniyle yurttaşlar kredi kartı patağına saplandı. 

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) 13 Aralık (50. hafta) itibarıyla açıkladığı verilere göre; tüketici kredileri ve bireysel kredi kartlarının toplam hacmi geçen yılın aynı haftasına kıyasla yüzde 46,1 arttı ve 3 trilyon 741 milyar TL’ye ulaştı. Bunun haftalık yüzde 1,3, yıllık yüzde 63,3 artışla 1 trilyon 762 milyar lirasını bireysel kredi kartları oluşturuyor.

Kredi borçlarını ödemekte zorlanan vatandaşın takibe düşen borçlarında da artış sürdü. Takipteki tüketici kredileri ve bireysel kredi kartları borçları geçen yıla oranla yüzde 135,1 artarak 105 milyar 481 milyon TL’ye ulaştı.

Toplam takipteki alacaklar miktarı 286 milyar 777 milyon TL olarak belirlenirken, bu miktar içinden 181 milyar 295 milyon TL ticari ve diğer kredilerde takibe düşen alacaklardan oluştu. 

TAKİPTEKİ KREDİLERİ

Takipteki tüketici kredileri açısından yaşanan artışlar ise şöyle:

Takipteki taşıt kredileri haftalık bazda yüzde 40, yıllık bazda yüzde 120,5 artışla 309 milyon liraya çıktı.

Takipteki konut kredileri haftalık yüzde 1,4 düşüş, yıllık yüzde 43,6 artışla 689 milyon liraya yükseldi.

İhtiyaç kredileri ise haftalık yüzde 0,7, yıllık yüzde 82,7 artışla 53,2 milyar lira oldu.

SUÇLU ENFLASYON 

Ziraat Bankası önceki genel müdür yardımcılarından Prof. Dr. Şenol Babuşcu, BDDK verilerini değerlendirdi.

Vatandaşların kredi kartına yöneldiği için borç sıkıntısı çektiğini vurgulayan Babuşcu şunları söyledi:

Her güne rekor seviyeyle başlıyor! Dolar tüm zamanların zirvesinde Her güne rekor seviyeyle başlıyor! Dolar tüm zamanların zirvesinde

"Vatandaşların kredi kartına yönelmesindeki en önemli etken enflasyonun yüksek olması. Enflasyon yüksek olduğu için gelirleri enflasyon oranında artmayan vatandaşlar doğal olarak kredi kartına yükleniyorlar, ihtiyaç kredisine yükleniyorlar. Bu da ihtiyaç kredisi ve kredi kartlarında tüketici kredilerinden ciddi boyutta artışa neden oluyor. Yüzde 100'ün üzerinde artışlar söz konusu. Vatandaş özellikle asgari ücretli, emekli ve sabit gelirliler yapacak başka bir şey olmadığı için hayatı, yaşamı sürdürebilmek için kredi kartlarıyla alışverişi tercih etmeye başladılar.

Geçen yıl sabit gelirlilerinin durumu bir derece daha iyiydi bu sene daha da geriledi. Enflasyonun altında eridiler. 2025'te bu rakamlar çok daha yüksek çıkacak. Çünkü ben bir söz söylüyorum; 'Kötü günler geride kaldı daha kötü günler bizi bekliyor' diye. Önümüzdeki yıl vatandaşın özellikle sabit gelirlinin geliri enflasyon ölçüsünde artmadığı için kullandığı mallar ve gıda ürünleri başta olmak üzere zorunlu ihtiyaçları, enflasyonun çok üzerinde arttığından dolayı yapacak başka bir şeyi yok kredi kartları ve tüketici krediyle alışveriş yapmak dışında.

Borçların ödenmemesi durumunda bankalar tabii ki haciz ve icra işlemlerine başlayacak. Haciz ve icra işlemlerinde vatandaş yine ciddi boyutta sıkıntı çekecek. Evindeki eşyadan veya evinden, arabasından mahrum kalma durumu söz konusu olacak. Bankalar açısından baktığımızda tabii takipteki alacakların artması kârlılığı azaltan bir unsur. Bankaların kârlılıkları azalacak ama bankalara herhangi bir sıkıntı yaratmaz. Bankacılık sistemi açısından baktığımızda rakamlar çok küçük."