Yüzden fazla kurum Kanal İstanbul’a karşı bir araya geldi! ‘Katıl Durduralım’

Yayın tarihi: 2 Ocak 2020 Perşembe 12:15 pm - Güncelleme: 2 Ocak 2020 Perşembe 6:24 pm

Türkiye’nin günlerdir tartıştığı ‘Kanal İstanbul’ projesine itirazın son gününde de yurttaşlar Beşiktaş Çevre ve Şehirclik İl Müdürlüğü’ne akın etti. İtirazın bitiş süresinin ardından bir araya gelen “Ya Kanal Ya İstanbul” bileşenleri de bir basın açıklaması yaparak, “Katıl Durduralım” dedi.

Kanal İstanbul projesinin ÇED raporuna itirazın son gününde de yalnızca İstanbul’da değil ülkenin dört bir yanından Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri önünde uzun kuyruklar oluşturarak itiraz dilekçelerini vermeye devam etti.  Ya Kanal Ya İstanbul bileşenleri Beşiktaş’ta bulunan Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü önünde basın açıklaması gerçekleştirdi.

‘KATIL DURDURALIM’ ÇAĞRISI

Açıklamada şunlar kaydedildi:

“Ya Kanal Ya İstanbul: Katıl Durduralım!
İstanbullu bir kez daha iktidarın sadece rant odaklarına fayda sağlayan ‘büyük proje’ dayatmasıyla karşı karşıya. Kuzey Marmara Otoyolu, 3. Havalimanı, 3. Köprü ile başta İstanbul’un suyu ve nefesi olan Kuzey Ormanları’nda onarılmaz yıkımlara neden olanlar, bu sefer de İstanbul’un ve bölgenin binlerce yıllık belleğini, doğal hayatını, insanların, hayvanların yaşamını halk ‘istese de istemese de’ değiştireceğini ilan etti.

1/100.000 ölçekli yeni Çevre Düzeni Planı değişikliği hukukun çiğnenmesidir

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı‘nda yapılan değişiklikle, kentin Anayasası sayılan 2009 tarihli Çevre Düzeni Planı bir kez daha ihlal edildi ve su havzası, tarım alanı, ormanlık alan olarak belirlenmiş 36 bin 453 haktarlık alan imara açıldı.

Bu plan değişikliği sürecin hızlanmasına yönelik olup, Çevre Etki Değerlendirme süreci bitmeden Kanal İstanbul’un 1/100.000 ölçekli plana işlenerek askıya çıkartılması, yangından mal kaçırırcasına bölgenin ranta açılmasıdır, hukukun çiğnenmesidir ve kamuya karşı suçtur.

Birlikte dur diyelim!

Onlar güzel İstanbul’u ve içinde bulunduğu bölgeyi doğası dışına çıkararak bir ucube yaratmak istiyorlar. Soru şu? Buna razı gelecek miyiz? İstanbul’u rant canavarlarına emanet edecek miyiz?

Onlarca birey, sivil toplum örgütü, çevre ve ekoloji örgütü, dernek, siyasi parti bu canavarlığa karşı İstanbul’a ve yaşama sahip çıkmak için ‘Katıl Durduralım’ diyor.

Evet Kanal İstanbul’a karşıyız ve İstanbulluları ve nerede yaşarlarsa yaşasınlar herkesi bizimle mücadeleye çağırıyoruz,

Çünkü; Kanal İstanbul demek yaşam için, ekosistemler için ‘Susuzluk’ demek. Proje yapıldığı takdirde İstanbul’un en büyük su kaynağı Terkos Gölü’ne tuz karışacak, Sazlıdere Barajı ortadan kalkacak ve yeraltı suları ve akiferler tuzlanacak. İstanbul su havzaları zarar görmüş, kaynakları azalmış, nüfusu büyümüş, çoraklaşmış bir ada haline gelecek.

Çünkü; Kanal İstanbul ‘Hayvan ve Bitki Soykırımı’ demek. Kanal projesinin inşaatıyla, 23 milyon metrekare orman alanı, 45 kilometre uzunluğunda ve ortalama 150 metre genişliğinde 136 milyon metrekarelik çok verimli tarım ve orman alanı, sonsuza kadar ortadan kaldırılmış olacak. Çok değerli sulak araziler ve orman habitatı yok olacak ve bütünlüğünü kaybedecek; Kuzey Ormanları’na ağır bir darbe daha indirilmiş olacak. Onlarca tür endemik bitki yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalacak ve İstanbul’un doğal parçası yabani hayvanlar yaşam alanını kaybedecek.

Çünkü; Kanal İstanbul daha fazla ‘Deprem Korkusu’ demek. Proje 1., 2., ve 3. derece deprem bölgelerinde kalıyor. 11 kilometre mesafeden Kuzey Anadolu fay hattı, 30 kilometre mesafeden Çınarcık fay hattı geçiyor. Bilim insanları, Kanal İstanbul Projesi’nin, yeryüzü ve yeraltı gerilme dengelerini bozacağını, inşaat ile ortaya çıkacak aşırı yüklemelerin yeni depremleri davet edeceğini , toprak kaymaları ile facialara neden olacağını, depremlerin şiddetini artıracağını söylüyor.

Çünkü; Kanal İstanbul ‘Zengin İçin Yoksulun Borçlanması’ demek. Kanal İstanbul Projesi inşaat tröstlerine milyonlarca dolar kar sağlarken hem projenin maliyeti vergilerimizle finanse edilecek hem de İstanbullu’ya ek vergi yükü getirecek. İBB’nin proje için harcaması gereken miktar yaklaşık 35 milyar Lira.

Çünkü; Kanal İstanbul ile ‘Gelir Artmayacak.’ Montrö Sözleşmesi’nin 2. maddesi ve diğer uluslararası kurallara göre; gemiler, Kanal İstanbul’dan geçişe zorlanamaz. Montrö fesih edilse dahi Türkiye boğazlarından ticari gemi geçişini yasaklayamaz. Kanalla Türkiye para kazanacak savı bir yalandan başka bir şey değil.

Çünkü; Kanal İstanbul ‘Hafriyat Kamyonu Terörü’ demek. İstanbul’da 50 yılda çıkabilecek hafriyat toplamı sadece Kanal İstanbul’dan çıkıyor. Bu hafriyat, 10 bini aşkın hafriyat kamyonu ile taşınacak. Yani İstanbul trafiğine günlük, 10 bin hafriyat kamyonu daha katılacak.

Çünkü; Kanal İstanbul ‘Deniz Canlı Yaşamının’ bitmesi demek. Kanal İstanbul uzmanlara göre İstanbul’un çok hassas deniz ekosistemini bozacak. Bu durumun zaten yaşamsal tehlike içerisinde olan Marmara Denizi’nin oksijensiz kalmasından kanalizasyon sisteminin zarar görmesine kadar pek çok geri döndürülmesi zor tahribata yol açacağı öngörülüyor.

Çünkü; Kanal İstanbul demek ‘Binlerce Yıllık Kent Belleğine İhanet’’ demek. Proje ile birlikte 17 milyon metrekarelik SİT alanı etkileniyor. Küçükçekmece Gölü kıyısındaki Bathenoa Antik Kenti, İstanbul’daki ilk yerleşmelerden biri olan Yarımburgaz Mağaraları gibi kültürel varlıklar proje tarafından yutulacak. Köyler ortadan kalkacak, mezarlıklar yok olacak, kültürel çeşitlilik kaybolacak.

Bu yıkımı durdurabiliriz. Ya Kanal Ya İstanbul diyenleri birlikte yola çıkmaya çağırıyoruz. Katıl Durduralım. ”

İtirazlar son günde de devam etti:


 

100’Ü AŞKIN KURUM BİR ARAYA GELDİ

Bugün, dilekçelerin teslim tarihinin sona ermesinden hemen sonra basın açıklaması yapacaklarını belirten Ya Kanal Ya İstanbul Platformu itiraz dilekçesi versin vermesin, bütün İstanbulluları açıklamaya davet etti. Platform; İstanbul halkı, kent ve ekoloji hareketleri, demokratik kitle örgütleri, mahalle dernekleri, siyasi partiler, meslek odaları ve sendikalar olmak üzere, yaklaşık 100 kurumun, projeye karşı yürütülen mücadeleyi büyütmek ve sürekli hale getirmek için bir araya gelmesiyle kuruldu.

‘SİYASİ BİR RANT PROJESİ’

“Bizler bu katliam projesine itirazımızın sadece dilekçelerle sınırlı olmadığını, mücadeleyi büyüterek tüm yurttaşların içerisine dahil olacağı bir kampanya yürüteceğimizi, hiçbir haklı gerekçesi olmayan bu projeyi yaptırmayacağımızı, ÇED raporuna itiraz sürecinin son gününde Beşiktaş’tan bir kez daha yüksek sesle söyleyeceğiz.
Kanal İstanbul ÇED Raporuna yapılan itirazların son gününde bu projenin İstanbul’un doğası ve halkı düşünülmeden yapıldığını, bir siyasi rant projesi olduğunu söyleme için 2 Ocak Perşembe günü saat 17.00’da İstanbul Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü önünde buluşuyoruz.
Bu güne kadar itiraz dilekçelerini bakanlığı ulaştıran, ulaştırmayan tüm İstanbulluları açıklamamıza ve mücadeleyi büyütmeye davet ediyoruz.”