Haber

Yenidoğan Çetesi Davası'nda 3. gün sona erdi! “Bütün bebekleri söküp öldüreceğiz hocam”

SGK'dan günde 8 bin lira kazanabilmek için 10 bebeği öldüren Yenidoğan Çetesi'nin yargılandığı davanın ilk duruşması üçüncü günde de devam etti. Toplamda 13 sanığın ifadesi tamamlandı. 34 tanığın daha ifadeleri alınacak. Duruşmaya, 21 Kasım Perşembe günü 09.30 itibarıyla devam edilecek.

İstanbul ve Tekirdağ'da SGK'dan günde 8 bin lira para kazanmak için 112 acil servisi manipüle ederek hastaları anlaşmalı hastanelere götüren ve 10 bebeğin ölümüne neden olan Yenidoğan Çetesi davası başladı. 22’si tutuklu 47 sanık 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanıyor. Davanın ilk duruşması üçüncü gününde devam etti.

34 SANIĞIN DAHA İFADESİ ALINACAK

Toplamda 13 sanığın ifadesi tamamlandı. 34 tanığın daha ifadeleri alınacak. Duruşmaya, 21 Kasım Perşembe günü 09.30 itibarıyla devam edilecek. 

Üç gün içinde savunması alınan sanıkların isimleri ve meslekleri şu şekilde:

1. Hakan Doğukan Taşçı - Hemşire

2. Hasan Basri Gök - Hemşire

3. Deniz Korkmaz - Hemşire

4. Hüseyin Günerhan - Hemşire

5. Hüseyin Gündüz - Ambulans Şoförü

6. Cansu Akyıldırım - Hemşire

7. Çağla Durmuş - Hemşire

8. Damla Atak - Hemşire

9. Rıza Keykubad - Doktor

10. Emine Avcı - Yönetici

11. Mehtap Sayar - Hemşire

12. Fehmi Alperen - 112 Acil Servis Çalışanı

13.Mehmet Halis Başli - Hemşire

19 HASTANE SORUMLU

Bin 400 sayfalık iddianamede, ölen 10 bebek maktul, 5 kişi müşteki, Sosyal Güvenlik Kurumu İstanbul İl Müdürlüğü suçtan zarar gören, 19 özel hastane ve sağlık şirketi 'malen sorumlu' olarak yer aldı.
İddianamede çetenin, 112 Acil Çağrı Merkezi'nde çalışan kişilerle ortak hareket ettiği vurgulandı. Bebek acil hastalarını önceden anlaşılan özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk ettikleri ve ölümlerine neden oldukları ifade edildi. Haksız kazanç sağladıklarına dikkat çekildi.

Sanıkların asıl amacının SGK'dan üst sınır ödeme almak olduğu belirtildi

582 YILA KADAR HAPİS İSTEMİ

Çete elebaşları Fırat Sarı ve İlker Gönen'in 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9'ar aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. Gıyasettin Mert Özdemir hakkında ise 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis cezası istendi.
Aralarında doktor, hemşire ve sağlık görevlilerinin de bulunduğu 18 şüpheli hakkında da 10 ile 437 yıl 6 ay arasında hapis cezası talep edildi.

İddianamede 'malen sorumlu' olarak belirtilen hastanelerin ve şirketlerin kapatılıp mal varlıklarına el konulmasına karar verilmesi de istendi.
Soruşturma kapsamında İstanbul'da 9, Tekirdağ Çorlu'da bir hastanenin ruhsatı iptal edilmişti.

DURUŞMA BAŞLADI

Duruşmanın üçüncü gününde ilk olarak sanık Cansu Akyıldırım konuştu. 

Mahkeme Başkanı, sanık Cansu Akyıldırım’a soruyor:  

- Savunmanı yapacak mısın?  

Cansu Akyıldırım:  Öncelikle, 2012 ile 2019 yılları arasında farklı hastanelerde görev yaptım. 2019-2022 yılları arasında ise Reyap Hastanesi’nde çalıştım. Ancak, iddianamede Çorlu Reyap’ta çalıştığım belirtilmiş, bu doğru değil. 2023 yılında Özel TRG Hastanesi’nde hasta bakım müdürü olarak çalışmaya başladım.  

Üzerime atılı suçları kabul etmiyorum. Ben maaşlı çalışan biriyim. Bunun dışında, ailemden maddi destek alıyorum. Örgüt ya da çeteye üye olma suçlamasıyla ilgili böyle bir yapının var olduğunu düşünmüyorum.

Mahkeme Başkanı:  İddianamede geçen "işletme" tabirinden ne anlaşılıyor? Bu işletme nedir?  

Cansu Akyıldırım:  Şöyle, Medicence başlığı altında bir işletme var. Ancak, yalnızca birkaç hastane bu kapsamda yer alıyordu. TRG ve Birinci Hastaneleri Medicence’den alım yapıyordu; Reyap ise bu kapsama dahil değildi.

Mahkeme Başkanı: Peki, 'danışmanlık' dediğiniz şey nedir?  

Cansu Akyıldırım:  Hasta danışmanlığı aldığımız bir yer.

“BEBEĞİN KALBİ DURDU”

Mahkeme Başkanı:   Kolluk fezlekesinin 94. sayfasında, hatta 92. sayfasında da böyle bir konuşma geçtiği belirtiliyor. Ne diyorsun?  

Cansu Akyıldırım:  Böyle bir konuşmadan bilgim yok, hastayı da hatırlamıyorum. Ancak Kadanbebek dediğiniz Suriyeli bir bebek olabilir. O bebek farklı bir bebek, onun göbeğini ben açtım, Dursun Bey açmadı.  

Mahkeme Başkanı:   Bu bebek farklı bir bebek mi?  

Cansu Akyıldırım:  İsmi geçmediği için bilmiyorum. Ama Kadanbebeğin göbeğini ben açtım.  

(Mahkeme Başkanı konuşma metnini okuyor. )

Cansu Akyıldırım:  Böyle bir görüşmeden haberim yok ama Kadan bebek olabilir. Kadan bebeği anlatabilirim. TRG’de doğdu. Bebek odasından bize geldiğinde mosmordu. Onu kapıya en yakın olan kısma aldım ve o sırada Dursun Bey’i aradım ancak ulaşamadım. Sonra İlker Bey’i aradım, Dursun Bey’e ulaşacağını söyledi. 3-5 dakika sonra Dursun Bey alana geldi. Bebeği makineye bağladık ve çocuğun akciğer filmi istendi.  

Bu süreçte bebeğin kalbi durdu, müdahale ettik ama geri döndüremedik. Dursun Bey, bebeğin akciğer filmine baktı ve diyafram hernisi teşhisi koydu. Bebeğe 45 dakika boyunca müdahale ettik. İlker Bey de benden akciğer filminin resmini istedi. Ben de ona videoyu gönderdim.  

Mahkeme Başkanı:   O dönem sen o hastanede miydin?  

Cansu Akyıldırım:  Evet, gönüllü gittim. Birinci Hastanesi’ndeydim. TRG’ye yardıma gitmemi söylediler.  

Mahkeme Başkanı:   Kim söyledi?  

Cansu Akyıldırım:  Fırat Bey söyledi.  

Mahkeme Başkanı:   Bu olay olduğunda sen Birinci Hastanesi’nde miydin?  

Cansu Akyıldırım:  Evet.

Cansu Akyıldırım: Böyle bir konuşmadan haberim yok. Ben yazan kişi değilim, yazılanı sisteme atan kısmındayım, yetkim yok.  

Mahkeme Başkanı:   Peki, o zaman neden konuşmalarda "Epikrizleri değiştirelim, Cansu’yla iletişim kuralım" diyorlar?  

Cansu Akyıldırım:  Formatı atarlarsa sisteme atarım ama değiştirme yetkim yok. Ben o dönemde Birinci Hastanesindeydim. Böyle bir konuşmadan haberim yok.

 SATTIKLARI İLAÇLARI ANLATTILAR

Mahkeme Başkanı sanık Cansu Akyıldırım’a satılan ilaçları soruyor.  

Cansu Akyıldırım:  2023 sonlarına doğru, sabah Fırat Sarı beni aradı. Hasan Basri’nin beni işe bırakacağını söyledi. Sonra üçümüz oturduk. Daha sonra Fırat Sarı, ‘Yaptın mı gerçekten?' dedi. Sonra Hasan Basri ve Hakan Doğukan Taşçı’nın ilaçları sattıklarını söyledi. Ben bunu gözümle görmedim.

SAVUNAMAM…”

Mahkeme Başkanı: Sümeyye Nur Arslan, "Sende var mı örnek?" diye soruyor. Sen de, "3. basamak, hiçbiri doğru değil, o adamın yanına gidemem hatta ben bu epikrizlerin hiçbirini savunamam" demişsin. Ne diyorsun?  

Cansu Akyıldırım:  Denetim dosyası ile alakalı gördüğüm eksiklikleri Fırat Bey ile paylaştım. Gördüğüm eksiklikler bunlardı. Sisteme kopyala-yapıştır işlemleri yapıyordum. 

Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı’yı ne zamandan beri tanıyorsun?  

Cansu Akyıldırım: 2019’dan beri tanıyorum. Reyap’ta beraber çalıştık.

Mahkeme Başkanı: Ekleyeceğin bir şey var mı?  

Cansu Akyıldırım: Dosya, medya tarafından çok dallanıp budaklandı. Hakkımda çok yanlış ithamlarda bulunuldu. Ben bu zamana kadar maaşlı çalışan biriydim, herhangi bir maddi çıkar elde etmedim. Böyle bir örgütün var olduğunu düşünmüyorum, varsa da ben üyesi değilim. 7 aydır tutukluyum.

“FIRAT SARI İŞE 3 YILDIR İLİŞKİM VARDI”

Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı ile samimiyetin var mıydı?  

Cansu Akyıldırım: Evet, vardı. 3 yıldır ilişkim vardı. 2021-2023 yılları arasında.  

Mahkeme Başkanı:  Ne zaman tanıştınız?  

Cansu Akyıldırım:  2019’da.

PARA TRANSFERİ SORULDU

Mahkeme heyeti, sanık Cansu Akyıldırım’a iddianamede geçen para transferlerini sordu.  

Sanık hemşire, bu paraların motivasyon amaçlı gönderildiğini öne sürdü.  

Akyıldırım:  Medisense şirketinden Fırat Bey, aylık olarak bana toplu bir para atardı, ben de bunu hemşirelere kıdemine göre dağıtırım. Birinci Hastanesi’nde çalışırken de böyleydi”

“YA ONLAR YA BEN DEDİM”

Avukatlar, Cansu Akyıldırım’a soruyor:  

Hasan Basri Gök, Hakan Doğukan Taşçı ve Hüseyin Günerhan ile husumetin var mı?  

Cansu Akyıldırım:  Sevmem ama saygı duyarım. Tam husumet diyemeyiz ama birbirimizden hoşlanmayız.

Avukatı: İşten çıkarmalarla ilgili yönetime tavsiyede bulundun mu?  

Cansu Akyıldırım:  Evet, Hakan Doğukan Taşçı ve Hüseyin Günerhan için yönetime söylemiştim. 'Ya onlar ya da ben' dedim.

Volkan Karataş’ın avukatı, Cansu Akyıldırım’a soruyor:  

"Vefat eden Kadan bebeğe müdahaleyi siz mi yaptınız, hocanın kendisi mi yaptı?  "

Cansu Akyıldırım:  Dursun Bey geldiğinde ben bebeğe oksijen veriyordum, diğer kısmı Dursun Bey yaptı.

Volkan Karataş’ın avukatı: TRG’nin danışmanlık sözleşmesi imzaladığını belirttiniz. Hizmet kapsamına dair bilginiz var mıydı?  

Cansu Akyıldırım:  "Bilmiyorum."  

Volkan Karataş’ın avukatı: Bu süre zarfı içerisinde yenidoğan ünitesi yüzde yüz dolu muydu?

Cansu Akyıldırım: Hastane yoğun bakımında 32 yatak 10 çocuk vardı dolu değildi

"NE ZAMAN SIKIŞSAM GELİRDİ"

Avukatlar, Cansu Akyıldırım’a soruyor:   Fırat Sarı hasta olunca gelir miydi?  

Cansu Akyıldırım:  Ne zaman hasta olsa, sıkışsam hastalara gelmiştir. Hafta sonları bile gelirdi.

"MAHKEMEYİ BEN YÖNETİYORUM"

Sanık İlker Gönen’in avukatıyla mahkeme başkanı arasında gerginlik yaşandı. 

Mahkeme Başkanı:

"Mahkemeyi ben yönetiyorum, siz değil”

"ATİK İNSAN SEVERİM"

Sanık Cansu Akyıldırım’a, hemşire Hakan Doğukan Taşçı’nın neden işten çıkarılmasını istediği soruldu.  

Akyıldırım: Bazıları iş hayatında atik insan sever, ben de atik insan severim.

AKYILDIRIM SAVUNMASINI TAMAMLADI

Cansu Akyıldırım’ın savunmasını üstlenen avukat konuşmasını tamamladı.

Mahkeme Başkanı: Maddi gerçeğin ortaya çıkması için elimizden geleni yapıyoruz. 

Cansu Akyıldırım’ın avukatı: Biz, 'Bakırköy’de yargıçlar var' demek için buradayız.

Akyıldırım'ın ardından hemşire Çağla Durmuş'un çapraz sorgusuna geçildi.

Durmuş şunları söyledi:
"Herhangi bir örgüte üye değilim, ortada örgüt var mı bilmiyorum. Böyle bir şey olduğunu düşünmüyorum. 13 yıldır hiçbir hatayı ihmal etmedim. Suçlamaları kabul etmiyorum, dolandırıcılığı da kabul etmiyorum. Hastane maaşıyla geçinen bir insanım, bir sürü borcum var. Dolandırmış olsam çok daha fazlası olurdu."  

Mahkeme başkanı: Ölüme ilişkin ne diyeceksin?  

Çağla Durmuş:  Kabul etmiyorum.  

Mahkeme başkanı: Kolluk ifadenin 43. sayfasında İlker Gönen ile bir konuşman var. 'Artık bıraktım, ölüyor mu ne yapıyorsa' demişsin. Ne diyorsun?  

Çağla Durmuş: Hastayı ihmal edecek şekilde bırakmak değil, serzenişte bulunuyorum.  

Mahkeme başkanı: Malzemesizlikten gerginim demişsin.  

Çağla Durmuş:  Malzeme temini konusunda sıkıntı yaşıyorduk.

Mahkeme Başkanı: Biz, “Bütün bebekleri söküp öldüreceğiz hocam” diyorsun. Ne diyorsun?

Sanık: Hastane enfeksiyonu vardı. O konuşmam benim serzenişimdi. Hekimler ne söylediyse onu uyguladım.

Üye Hakim: Karakoç bebeği kim takip edecekti?

Sanık: Dursun Bey.

Üye Hakim: Bebek hayatını kaybettiğinde neden doktor İlker ile konuşuyorsun ve epikriz raporunu neden o yazıyor?

Sanık: Dursun Bey’in bilgisi vardı. O daha bilgili.

Üye Hakim: İlker’in haberi olmadan epikriz düzenleyemiyor musun?

Sanık: Düzenliyoruz.

Hakim: Bu aileler iyi sabrediyor.

Sanık: Dursun Bey çok tıbbi terim kullanıyordu. Aileler şikâyet ediyordu. O yüzden serzenişim oldu.

Duruşma Savcısı: Bakanlık, “Bebeğe vitamin verilmemiş, bu bebek neden beslenmedi?” diyor.

Sanık: Beslenmesi yapıldı.

Savcı: Bu rapor doğru değil mi?

Sanık: Beslenme yapıldı.

Savcı: Kim besledi? Sen mi?

Sanık: Ben değilim. Bebek beslemesi yapmıyorum. Kim beslediğini bilmiyorum.

Savcı: Bebek zamanını geçirmiş, kusmuş ve bu yüzden hayatını kaybetmiş.

Sanık: Ben hemşirenin bakımını yaptığını biliyorum ama gözümle görmedim.

Savcı: Senin açından sorayım. Orada göz gezdirmiyor musun?

Sanık: Göz gezdiriyorum ama bilgisayardaydım.

Savcı: Orada olanlardan hastane sahibi ve başhekim haberdar mıydı? Mesela Karakoç bebeğin öldüğü dönemlerde?

Sanık: Malzeme eksikliğinden haberdar olduklarını biliyorum. Başhemşirenin her şeyden haberi vardı. Basamak değişikliğinden haberi var mı bilmiyorum. Başhekim ve hastane sahipleriyle ilgili bilgim yok.

Mahkeme Başkanı: Dursun Eryılmaz’ın kaşesini kullanmışsın.

Sanık: Kaşesini kullanmadım, imzasını atmadım.

" BEN HAKİMİM MESELA AVUKATLIK YAPAMAM"

Mahkeme Başkanı:   328. sayfada geçen Gıyasettin Mert ile konuşman var. “Herkes nerede çalıştığımızı, nasıl yaptığımızı biliyor” demişsin. Gıyasettin de “Herkes aynı şeyi yaptığı için çok zor” demiş. Bu konuşmayı nasıl açıklıyorsun?  

Çağla Durmuş:  Burada işletme mantığından bahsediyorum.  

Mahkeme Başkanı: Gıyasettin’i nereden tanıyorsun?

Çağla Durmuş:  Bize hasta gönderirdi. Doktor beye hastayı sunuyorduk, doktor bey kabul ederse ayarlamasını yapıyorduk.  

Mahkeme Başkanı:  Gıyasettin ne yapıyordu?  

Çağla Durmuş:  Ambulans şoförüydü.  

Mahkeme Başkanı:  Ben hâkimim mesela, avukatlık yapamam, hukuki danışmanlık veremem. Gıyasettin 112 çalışanıyken bu hasta transferini nasıl yapabiliyordu?  

Çağla Durmuş:  Ben sadece hasta transferi yaptığını biliyorum.

Mahkeme Başkanı:  "Bakalım bir şey yakalayacaklar mı?" demişsin. Neyi kastediyorsun?  

Çağla Durmuş:  Eksikliklerden bahsediyorum, çünkü vardı.  

Mahkeme Başkanı:  Ne anlamda eksiklikler?  

Çağla Durmuş:  Dosyalama işlemleri hakkında.

HAVVANUR BEBEK SORULDU

İddianameye göre, Yalova’dan Bağcılar’a sevk edilen Sibel Karakoç’un bebeği Havvanur, yoğun bakımda solunum yoluna gıda kaçması sonucu hayatını kaybetti. Hemşire Çağla Durmuş’a soruldu: 

- Karakoç bebek kötüleştiğinde ne yaptınız?  

Çağla Durmuş:  Karakoç bebek kötüleştiğinde hemşire beni çağırdı. Entübe ettik. Hastanın müdahalesine başlıyoruz, bu sırada İlker Gönen ve Dursun Bey’e haber veriyoruz. Dursun Bey damar yolu da açıyor ama hasta dönmedi. Aileye bilgi verildi. Aile zaten il dışındaydı. Epikriz raporunu Mehmet yazdı.

Mahkeme Başkanı: Mehmet nerede çalışıyordu?  

Çağla Durmuş:  TRG Hospital.

Mahkeme Başkanı: Doktor olarak kim vardı?  

Çağla Durmuş: Dursun Bey vardı ama o an lavaboda mıydı bilmiyorum.

Mahkeme Başkanı:  İlker Gönen ile neden senin daha çok konuşman var?  

Çağla Durmuş:  Bilgili bir hekim, ona danışıyorduk.

“FIRAT SARI DAHA FAZLA KAZANÇ İÇİN 'ENTÜBE GİBİ GÖSTER' DERDİ"

Mahkeme Başkanı:  Fırat Bey, hastalarda dosyada değişiklik yapmanızı istermiş. Nasıl bir değişiklik?  

Çağla Durmuş:  Şöyle yani, Fırat Sarı hastayı entübe göster derdi.  

Mahkeme Başkanı: Olması gereken ne?  

Çağla Durmuş: Hasta neyse onu göstermek.  

Mahkeme Başkanı:  Burada Fırat Sarı’nın amacı neydi?  

Çağla Durmuş: Daha fazla kazanç.

“İLKER GÖNEN, DOKTOR DURSUN’DAN DAHA BİLGİLİ”

Üye Hakim:  Bebek hayatını kaybettikten sonra İlker Gönen’i arıyorsunuz. Doktor Dursun yerine neden doğrudan İlker’i arıyorsunuz?  

Çağla Durmuş: İlker Gönen, Doktor Dursun’dan daha bilgili.  

Üye Hakim: Bebeğin durumundan daha mı haberdardı?  

Çağla Durmuş: Tabii ki.  

Üye Hakim: O zaman siz sürekli İlker Bey’e bebeklerin durumunu iletir miydiniz?  

Çağla Durmuş: Evet, genel olarak.

ARA VERİLİRKEN SESLER YÜKSELDİ

Duruşmaya ara verildiği sırada, kendilerinin avukat olduğunu belirten anne ve baba, salonda bağırarak Doktor Dursun Eryılmaz’a kendi bebeklerini öldürdüğünü söyledi.  Anne ve baba Eryılmaz'a 'Sen de yargılanacaksın' diye tepki gösterdi. Ailenin salondan çıkarılmaları istendi.

DAMLA ATAK KONUŞUYOR

Kaya Bebeğin ölümünden sorumlu tutulanlar arasında olan Damla Atak konuşuyor.

“BEBEĞİN AKCİĞERLERİ KANIYORDU, YÖNLENDİREN DOKTOR YOKTU”

Mahkeme Başkanı: Bebek Kaya’nın doğumuna kim girdi?  

Damla Atak: Bebeğin doğumuna kendim girdim. Anestezi doktoru ile birlikte doğumdan sonra hep beraber yenidoğan yoğun bakıma çıktık. Bebeğin durumu zaten kötüydü. Doktor hastaneden ayrıldı, 500 gramlık bebek hastanedeydi. Bebeğin akciğerleri kanıyordu, başhekime yazdım. Sabah Ali Bey, başhekim olarak yoğun bakıma geldi ve yapılacakları sordu. Bunun ardından yapılması gerekenlerin yapıldığını söyledim ama bizi o süreçte yönlendiren bir doktor yoktu. Daha sonra klinikte Oktay Bey vardı, onu getirdi. Ancak Oktay Bey yenidoğanla ilişkili bir doktor değildi, yoğun bakıma bakması gerekmiyordu. Oktay Toruldu ismi, kendisini suçlamıyorum. Bu onun görevi değildi zaten. Kendisi çocuk alanında uzman bir doktordu.

Mahkeme Başkanı: Bebeğin gelişini kim sağladı?  

Damla Atak: Aslında bize gelen anneydi. Anne getirildi. Annenin Esencan Hastanesi’nde bekletildiğini, daha sonra Güney Hastanesi’nde yer bulunduğunu biliyorum ama yenidoğan yoğun bakımı ile ilgili görüşme yapıldı mı bilmiyorum.

Mahkeme Başkanı: Bebeğin doğum doktoru kimdi?  

Damla Atak:  Songül Hanım, ama soyadını bilmiyorum.

"BENİM DE ORADA OLMAMAM GEREKLİ"

Damla Atak:  
"Gece sorumlusu olarak çalışıyordum. Batuhan Çetin de gece sorumlusuydu. O gece shift olarak Batuhan’ı bıraktığım için Kaya Bebek’in ölümünden sorumlu tutuluyorum. Evet, Batuhan hemşire yardımcısı ama bana gece sorumlusu olarak tanıttılar. Ona bakarsanız ben de acil tıp teknisyeni çıkışlıyım, benim de orada olmamam gerekirdi."  

Damla Atak:  
"Bebeğin kalp atımında bir sıkıntı yoktu. Savcılık ifadesinde bana 'Bebeğin kötü olduğunu bilerek Batuhan’a neden bıraktın?' diye sordular. Evet, Batuhan’ı bıraktım ve eve gittim ama bebeğin acil bir durumu söz konusu değildi. 500 gramlık bir bebekten bahsederken, meslektaşlarım bilir ki genel durumu kötü olarak bildirilir. Ancak o an için acil bir durum yoktu."

“YİNE EKS OLACAKTI”

 Damla Atak:

"Ben de orada olsaydım, sorun değişmeyecekti. Yine bebek eks olacaktı, yine ihmalden sorumlu tutulacaktım. Beni arasa gider miydim? Vicdanen giderdim. Haberim olmadığı halde bebek Kaya’nın ölümünden sorumlu tutuluyorum, kabul etmiyorum"

YOĞUN BAKIM KAMERALARI ÇIKARILMIŞ

Mahkeme Başkan: Sabah 08.00’de ne oldu?  

Damla Atak:  Saat 08.00’de gittim, bebek alanda değildi. Gittiğimde bebeğin öldüğünü söylediler. Daha sonra denetimciler geldi ve dosyayı istedi.

Mahkeme Başkan:  Kamera kayıtlarına ilişkin ne diyeceksin?  

Damla Atak:  Bu kameraların çıkarıldığını biliyorum ama başhekime hesap soramam. Kameraları çıkardıklarını biliyorum ama bebek Kaya’dan önce mi yoksa sonra mıydı, hatırlamıyorum.

Mahkeme Başkan:  Batuhan Çetin seni bebek için aradı mı?  

Damla Atak: Hayır, aramadı. Savcı, bebek ölümünün bana kalacağını söyledi ama beni aramadı ki. Evim Güney Hastanesi’ne 10 dakika mesafede. Gece saat 4’te kalkıp gittiğim hastalar oldu.

“İLERİ DERECE SAMİMİYETİMİZ VARDI”

Mahkeme Başkanı, Kaya bebeğin ölümünden sorumlu tutulan hemşire Damla Atak’a soruyor:

Mahkeme Başkanı: Gıyasettin ile samimiyetin var mıydı?  

Damla Atak: Evet.

Mahkeme Başkanı: Ne kadar?  

Damla Atak: İleri derecede samimiyetimiz vardı.

(Sanık Gıyasettin Mert Özdemir hakkında ise "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi", "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis cezası talep ediliyor)

Kaya bebeğin ölümünden sorumlu tutulan hemşire Damla Atak:  

"Duygu Hastanesi’nde Fırat Sarı ile çalıştık. Oranın dört dörtlük bir yönetimi vardı. Bende kesinlikle ilaç talepleri olmamıştı. Güney Hastanesi’nde de yönetim çok titizdi."

Üye Hakim, Kaya bebeğin ölümünden sorumlu tutulan Hemşire Damla Atak’a soruyor:

Mahkeme Başkanı: Nöbet listesini haftalık mı hazırlıyorsunuz?  

Damla Atak:  Haftalık.  

Mahkeme Başkanı: Nöbet listesi başhemşireye gidiyor muydu?  

Damla Atak: Gidiyordu, ay sonunda.  

Mahkeme Başkanı: Yani o gün hangi hemşirenin nöbetçi olduğundan haberleri olur muydu?  

Damla Atak: O gece Batuhan Çetin’in olduğunu biliyorlardı.

“BABANIN ELİNE TUTUŞTURULAN KAĞITLARLA İLAÇ ALDIRILMIŞ”

Kaya Bebeğin avukatı: Kaya Bebeğin yatışı 6 gün gösterilmiş.  

Damla Atak:  Sizden öğreniyorum.  

Kaya Bebeğin avukatı: 4 bin liraya ilaç aldırmışsınız, kullandınız mı?  

Damla Atak:  İlaçların adını öğrenebilir miyim?

Kaya Bebeğin avukatı: Baba şu an hatırlamıyor.  

Damla Atak:  Yoğun bakımda bebeğe dışarıdan gelen bir ilaç kullanılmadı.

Kaya Bebeğin avukatı: Baba, bizzat eline tutuşturulan kağıtlarla ilaç almış.  

Damla Atak:  Bunun mümkünatı yok, gerçekten öğrenmek istiyorum. Reçeteli mi?  

Kaya Bebeğin avukatı: Reçeteli olsa bilirdik zaten, biliyor musunuz?  

Damla Atak:  Hayır, ilk defa sizden duyuyorum.

GAZETECİ EMRULLAH ERDİNÇ HEDEF ALINDI

Yenidoğan Çetesi davasında, Kaya bebeğin ölümünde ihmalden sorumlu tutulan hemşire Damla Atak, çete lideri olduğu ifade edilen Fırat Sarı’yı ilk kez Doğa Hastanesi’nde gördüğünü ancak orada bir anlaşmasının olmadığını, daha sonra Duygu Hastanesi’nde görüp tanıştığını söyledi.

Bunun üzerinde Doğa Hastanesi’nin vekili avukat Ümit Kaya söz aldı. 

SGK'dan para alabilmek için 12 bebeğin ölümüne yol açıldığı soruşturmasını yürüten savcının, makam odasında tehdit edildiği anları yayınlayan Gazeteci Emrullah Erdinç’i hedef alarak “Kendisini gazeteci diye tanıtan Emrullah Erdinç kamu nezdinde infial yaratmaya çalışıyor" dedi.

Mahkeme Başkanı araya girdi, avukata devam izni vermedi!

KAĞITTAN SAVUNMAYA İZİN VERİLMEDİ

Pratisyen hekim olduğunu söyleyen Rıza Keykubad’ın, eşi Uzm. Dr. Hilda Keykubad’ın diplomasını kullanarak Esenler Güney Hastanesi’nde yetkisi olmayan bir bölümde çalıştığı  belirtilmişti.

Tutuklu Rıza Keykubad getirildi, savunmasını yapıyor. 

Hemşire Damla Atak yerine gönderildi.

Rıza Keykubad, kağıda yazılı savunmasını okuyor.

Savcı elinde kağıt olması nedeniyle savunmasının geçerli olmayacağını söyledi.

Rıza Keykubad’ın avukatı, savcıya itiraz ediyor, kağıt üzerinden savunma yapma hakkının olduğunu söyledi.

Rıza Keykubad:  

"Henüz hastaneye başlamamıştım ama Batuhan adında bir hemşire aradı. Yine de cevap verdim. “Acil doktoru ara, mavi kod ver” dedim. Pratisyen hekim olarak sorumluluğum olmadığı halde yapılması gerekenleri yönlendirdim. “Kalp masajı yap” dedim. Herhangi bir yönlendirme yapmadığım iddiası doğru değil. Ben 20 yıldır hekimim, benim de evladım var. Bir hastaya “Çek fişi” denir mi? Bu cümleyi hiçbir şekilde söylemedim. Söylenen örgütle hiçbir bağım yoktur. Hepsini emniyette gördüm. Hastaneden maaş almadım. İki hemşire kendi aralarında adımı geçirmiştir.

Bebek Kaya’yı ben ve eşim görmedik. Güney Hastanesi’nde kaydının yapıldığını da bilmiyorum. Bize iftira atıyorlar. Güney Hastanesi’nde bir bebeğin öleceğinin anlaşılması üzerine alelacele doktor aramışlar. Bu taleplerde bellidir. Ne ben ne de eşim Kaya bebeği gördük. Bu tamamen bir oyun. Biz yabancıyız diye mi böyle yaşıyorlar bilmiyorum. 10 yaşında oğlum var, 7 aydır tutukluyum. Tahliyemi isterim”

"ÇEK TÜPÜ GİTSİN"

Dr. Rıza Keykubad’ın avukatı savunmasında şunları söyledi:

"Müvekkilim, Damla Atak ile tanışmıyor ve kendisiyle hiçbir iletişimi yoktur. Kaya Bebeğe yönelik ihmal nedeniyle tutukludur. Savcı, çağrıya rağmen hastaneye gelmediğini ve Batuhan Çetin isimli hemşire yardımcısına 'tüpünü çek' dediğini iddia etmektedir. Ancak müvekkilim Güney Hastanesi’nde hiç çalışmamıştır ve herhangi bir hükümlülüğü yoktur.  

Müvekkilim, yalnızca Batuhan Çetin’e yetkilileri araması yönünde bir yönlendirme yapmıştır. Batuhan ise entübasyon fişinin çekildiğini söylediğini iddia ediyor. Medyada 'çek tüpünü gitsin' gibi ifadeler yer almış ve bu durum müvekkilimin daha zor günler geçirmesine neden olmuştur. Masumiyet karinesi ihlal edilmiştir. Müvekkilimizin böyle bir tapesi yoktur.  

Damla Atak da Batuhan Çetin’in kendisine 'Rıza Hoca için çek tüpünü gitsin' gibi bir şey söylemediğini ifade etmiştir. Müvekkilim Kaya Bebeği görmemiştir ve burada müdahalede bulunmasının beklenmesi problem teşkil etmektedir."

"BİSKÜVİ KUTUSUYLA TAŞIDI"

Kaya bebeğin avukatı doktor Rıza Keykubat'a tepki gösterdi: 

"Sanık, 10 yaşında çocuğu olduğunu belirterek algı yaratıyor. Kaya Bebeğin babası, bebeği morgdan bisküvi kutusuyla alıp 1,5 saat boyunca taşımak zorunda kalmıştır. Ancak travmayı yaşayan Kaya Bebeğin annesi ve babasıdır”

"OPARA BEBEĞİN HASANEYE GETİRİLİDİĞİNDEN BAŞHEMŞİRENİN BİLE HABERİ YOKTU"

Yenidoğan Çetesi duruşmasında Emine Avcı, savunma yaptı.

Mahkeme Başkanı:   Serdarov Bebeğin ölümüne ilişkin ne biliyorsun?  

Emine Avcı:  1,5-2 aylık sürede hastanede yattığını biliyorum. Türkmenistanlı bir hastaydı, eksini 1 ya da 2. gün teslim aldı.  

Mahkeme Başkanı:  Hasan Basri Gök ile bir tartışma yaşamışsınız. Hasan Basri, hastanede illegal olaylardan bahsediyor.  

Emine Avcı:  Orada beni tehdit etti çünkü mevcut durumu ortaya çıkardım. Hastane yönetimine ileteceğim için böyle davrandı. Hasan Basri Gök’ü tanımıyorum. Hakan Doğukan Taşçı benim numaramı kendisiyle paylaşmış.  

Mahkeme Başkanı: Opara Bebek ile ilgili Hakan Doğukan ile bir konuşmanız var.  

Emine Avcı: Biz hastane yöneticileri olarak hasta kabullerini bilmezdik. Fırat Sarı tarafından hastaneye yerleştirilen bir kişi olan Hakan Doğukan Taşçı, bu süreçlerde görev alıyordu. Opara Bebeğin Birinci Hastanesi’ne getirilmesinden başhemşirenin haberi bile yoktu. Sorumlu doktor Şeyhmuz Çelik de hastanede değildi, annesi yoğun bakımdaydı.

“DEĞİŞİKLİK YAZILARAK SGK’DAN PARA ALINMIŞ”

Savcı, tutuklanmadan önce Birinci Hastanesi müdürü olarak çalışan Emine Avcı’ya soruyor:  

- Hakan Doğukan ile “Ali Bey dedi ki teslim etme, yarına kadar zaman kalsın” diyorsun. Buradan anladığım kadarıyla bebeğin dosyasını teslim etmeyip zaman kazanmaya çalışıyorsun. Açıklar mısın?  

Emine Avcı:  Opara Bebek ile ilgili denetimdeki bir konuşma. Dosya fiziken o gün denetime gelen kişiler tarafından alındı.  

Savcı:   “Ali Bey dedi ki zaman kazansın” demişsin. Bu Ali Aksu değil mi? 

(Ali Aksu, Birinci Hastanesi’nde mesul müdürü)  

Emine Avcı:  Evet ama konuşmadık.  

Savcı:   İddianamede, Opara Bebeğin ölümünden sonra dosyalarda epikrizleri uydurmak için sabahlara kadar hastanede çalışıp Ali Aksu ile birlikte düzenleme yaptığınız yazıyor.  

Emine Avcı:  Bunlar arşive kaldırılmış dosyalar. Faturalandırılma işlemi bittiyse zaten söz konusu değil.  

Savcı:   Beni anlamadınız. Benim anladığım, yazılan bu usulsüzlükler dosyada yok. Değişiklik yazılarak SGK’dan para alınmış. Sen sabahlara kadar bu nedenle çalıştın mı?  

Emine Avcı:  1 gün fotokopi için çalıştık. Eks olan bir bebeğin babaannesinin yaptığı ödemenin faturasını istemesiyle başladı süreç. Babaanneye bu parayı nerede verdiğini sordum. Yenidoğan yoğun bakım içerisinde ödediğini söyledi. Miktar 38 bin lira kadar.  

Hakan Doğukan Taşçı’nın hasta üzerinden usulsüz bir şekilde gelir elde ettiğini tespit ettim. Mevcut durumu babaanneye tutanak tutturdum. Hasan Basri’nin beni araması var, Hakan numaramı vermiş. Böyle bir durum legal değildi. Bu olaydan şikayetçi olacağımı söyledim ve durumu hastane müdürüyle de paylaştım. Bebek, hastaneye Yeni Hayat Tıp Merkezi’nden gelmiş."

“YOĞUN BAKIM İÇERİSİNDE BABAANNEDEN ALINAN PARA”

Mahkeme Başkanı, Emine Avcı’ya Hakan Doğukan Taşçı ile olan tapesini sordu.

Emine Avcı: Eks olan bir bebeğin babaannesinin yaptığı ödemenin faturasını istemesiyle başladı süreç. Babaanneye bu parayı nerede verdiğini sordum. Yenidoğan yoğun bakım içerisinde ödediğini söyledi. Miktar 38 bin lira kadar.

Hakan Doğukan Taşçı’nın hasta üzerinden usulsüz bir şekilde gelir elde ettiğini tespit ettim. Mevcut durumu babaanneye tutanak tutturdum. Hasan Basri’nin beni araması var, Hakan numaramı vermiş. Böyle bir durum legal değildi. Bu olaydan şikayetçi olacağımı söyledim ve durumu hastane müdürüyle de paylaştım. Bebek, hastaneye Yeni Hayat Tıp Merkezi’nden gelmiş.

“FIRAT SARI HEMŞİRE DENİZ KORKMAZ’IN ŞİKAYETİ NEDENİYLE ARADI”

Mehtap Sayar getirildi.

Mahkeme Başkanı, hemşire Mehtap Sayar’a soruyor: Fırat Sarı sana müsait yere geçmeni ve ilçe sağlığa şikayet yapıldığını söylemiş. Ne diyorsun?

Mehtap Sayar: Fırat Bey beni arayıp CİMER şikayetini söylemişti. Dün öğrendiğime göre bu şikayet Hemşire Deniz Korkmaz’ın (erkek) şikayeti olabilir.

Mahkeme Başkanı: Fırat Sarı’yı nereden tanıyorsun?

Mehtap Sayar: 2018’de Fırat Sarı göreve başladı, ancak kendisine bağlı değildim.

“FIRAT SARI BORÇ İSTERDİ, BAŞKA HEMŞİRELERDEN DE İSTEDİĞİNİ DUYDUK”

Mahkeme Başkanı, hemşire Mehtap Sayar’a soruyor: Bu para transferleri nelerdir?

Mehtap Sayar: Fırat Sarı benden borç istedi. Başka hemşirelerden de istediğini duyduk. Tutuklanmadan 1 yıl öncesine kadar borcumu alamadım, parça parça gönderirdi.

“FIRAT SARI MOTİVASYON ÖDEMESİ YAPARDI”

Mahkeme Başkanı, hemşire Mehtap Sayar’a soruyor: Motivasyon ödemesi nedir?

Mehtap Sayar: 10 yıldır hemşireyim ancak maaşlar oldukça düşük. Fırat Bey, kıdemli hemşirelere düzenli olarak motivasyon ödemesi yapardı.

“İSMİ KONMUŞ BİR İLİŞKİ DEĞİLDİ”

Mahkeme Başkanı, hemşire Mehtap Sayar’a soruyor: Hasan Basri Gök ile sevgili miydin? Cevap vermek zorunda değilsin.

Mehtap Sayar: 2019 başlarında aramızda bir flört olmuştu, ancak bu ilişki sonlandıktan sonra Fırat Bey’in şoförlüğünü yaptığı için iş durumunu etkilemedi. İş nedeniyle görüştük.

Mahkeme Başkanı: Ne kadar özel ilişkiniz oldu?

Mehtap Sayar: 2019-2020 arasında, ama ismi konmuş bir ilişki değildi.

Mahkeme Başkanı: Nasıl yani?

Mehtap Sayar: Başka bir şekilde görüşmek istiyordu, öyle anlayın.

Mahkeme Başkanı: Tamam.

Mahkeme Başkanı, hemşire Mehtap Sayar’a hesap hareketlerini soruyor:

Mehtap Sayar: Hesap hareketlerine bakıldığında, benden Hasan’a giden 7, Hasan’dan bana gelen 6 EFT var. Ben 20 bin TL gönderiyorum, o bana 5 bin TL gönderiyor. Eğer ilaç satışından gelirim olsaydı, karşı taraftan bana daha fazla para gelir diye düşünüyorum.

Savcı, Mehtap Sayar’a soru sorarken avukat müdahale etti.

Savcı, avukatına tepki gösteriyor.

“Avukat değilim, lehine ve aleyhine durumları de değerlendiriyorum”

“NÖBET LİSTESİNDE ATT TEKNİKERLERİ DE VARDI”

Mahkeme Başkanı, hemşire Mehtap Sayar’a soruyor: Genel olarak suçlamaları kabul etmedin. Hasan Basri ile bir tapen var. "Her şey fazlasıyla uygunsuz" diyorsun. Nedir bu?

Mehtap Sayar: 25 Eylül’de gelen denetimle ilgili bir konuşmaydı. Yeni sorumlu olmuştum, Fırat Bey yurtdışındaydı. Bir anda denetim geldi. İlk sorumluluğumdu, paniklediğimi hatırlıyorum. Alan içerisindeki durumdan şikayetimi dile getirdim."

Mahkeme Başkanı: Nedir bunlar?

Mehtap Sayar: Hemşire çalışan listesini görmek istediler. Ama hastane yeterli personel akışı yapmadığı için nöbet listesinde ATT teknikerleri de vardı. Çalışmayan cihazlar da vardı. Hastane yönetiminin bu durumlardan haberi vardı, ancak düzenleme yapılmamıştı. Bu nedenle sorunlarla karşı karşıya kaldık.

Mahkeme Başkanı: Epikrizle ilgili değil miydi?

Mehtap Sayar: Hayır.

Mehtap Sayar: Hasan Basri Gök’ün sözü, Fırat Sarı’nın sözü gibiydi.

(İlaç satımı hakkında)

Mehtap Sayar’ın avukatı, duruşmada soru soran avukatın "İlaç kutularını niye aldın?" sorusuna itiraz etti.

Mehtap Sayar’ın Avukatı, tepki göstererek şunları söyledi:

"Kartoncuya verecekti, niye alacak?"

“BİZİ BU İŞE SOKAN FIRAT SARI”

Başka bir sanığın avukatı hemşire Mehtap Sayar’a sordu: Bizi bu işe sokan Fırat Sarı" diyorsun, Hasan Basri de "Bir şey bilmiyorsun" diyor. Bunlar nedir, örgütsel mi?

Mehtap Sayar: Ortada bir örgüt yok, varsa da üyesi değilim. Konuşmayı tam olarak hatırlamıyorum.

“FIRAT SARI’NIN HASTALARA DAVRANIŞI NASILDI?”

Fırat Sarı’nın avukatı, hemşire Mehtap Sayar’a soruyor: Hasan Basri’nin söylediklerini sorgulamazdık dediniz. Size bu ilaçların merkezde toplanması için Hasan Basri, “Fırat Sarı mı söylüyor?” dedi.

Mehtap Sayar: Hasan Basri, denetim için Fırat Sarı’nın böyle bir karar aldığını söyledi.

Fırat Sarı söyledi mi?

Mehtap Sayar: Hayır. 

Fırat Sarı’nın hastalara davranışı nasıldı?

Mehtap Sayar: Ben bir sıkıntı görmedim.

Yenidoğan Çetesi davasında duruşmaya 10 dakikalık bir ara verildi.

Gazeteci Rojda Altıntaş'ın aktardığı bilgiye göre, üç gün içinde savunması alınan sanıkların isimleri ve meslekleri şu şekilde:

1. Hakan Doğukan Taşçı - Hemşire

2. Hasan Basri Gök - Hemşire

3. Deniz Korkmaz - Hemşire

4. Hüseyin Günerhan - Hemşire

5. Hüseyin Gündüz - Ambulans Şoförü

6. Cansu Akyıldırım - Hemşire

7. Çağla Durmuş - Hemşire

8. Damla Atak - Hemşire

9. Rıza Keykubad - Doktor

10. Emine Avcı - Yönetici

11. Mehtap Sayar - Hemşire

12. Fehmi Alperen - 112 Acil Servis Çalışanı

Geriye 35 sanık kaldı.

Ara sona erdi. Hemşire Mehmet Halis Başli getirildi. Savunmasını yapıyor.

“VERİLERİ SİL DİYOR”

Mahkeme Başkanı, hemşire Mehmet Halis Başli’ye soruyor:

- Mehmet Gürül ile aranda bir konuşma var. "Şafaktaki yoğun bakıma ait dijital verileri sil" diyor sana.

Mehmet Halis Başli: Tam hatırlamıyorum.

- Sen hemşiresin, anlaman lazım. "Tamam" diyorsun.

Mehmet Halis Başli: Geçiştirmek amacıyla söyledim.

Mehmet Gürül ile Fırat Sarı konuşuyor ve sen konferans yapıyorsun.

"Daha çok şehir dışından gelenler eks oluyor" diyorsun.

Mehmet Halis Başli: Duyduklarımı anlattım.

Savcı: 25 Eylül 2022 tarihinde doktor Mehmet Gürül ile konuşuyorsunuz. "Fırat ile telefonda çok net konuşmayın, belki telefonlar dinleniyordur" diyor. Sen de "Hımm, anladım hocam, tamam" diyorsun. Bu şekilde bir görüşme var. Nedir bu?

Mehmet Halis Başli: Denetim günüydü. 8-10 hastaneye denetim gitmişti.

Savcı: Telefon dinlenme olayına mı diyorsun?

Mehmet Halis Başli: Evet, oraya geleceğim.

Savcı: “Anladım, tamam” diyorsun?

Mehmet Halis Başli: Denetim olduğu için Mehmet Bey kendince kuruntu yapmış.

Mehmet Gürül’ün avukatı, hemşire Mehmet Halis Başli’ye soruyor:

- Dr. Mehmet Gürül size epikriz yazmanızı söyledi mi?

Mehmet Halis Başli: Mehmet Gürül pimpirikli birisidir, bütün işlerini kendisi yapmaya özen gösterir.

Hemşire Mehmet Halis Başli’nin sorgusu tamamlandı. Avukatı tarafından savunması yapılıyor:

Müvekkilim hakkında örgüt üyeliği suçlaması gerçek dışıdır. Ortada bir örgüt yoktur. Farklı kurumlarda çalışmış olmaları, aynı alanda, yenidoğan yoğun bakımında çalışan kişiler olmalarından kaynaklanmaktadır. Fırat Sarı’nın liderliğinde bir örgüt kurulduğu iddiası gerçeği yansıtmamaktadır. Dosyada somut bir delil bulunmamaktadır. Müvekkilimin beraati çok açıktır.

Yenidoğan Çetesi davasında duruşma bugünlük sona erdi.

Yarın duruşma 21 Kasım Perşembe günü sabah 09.30’da tekrar başlayacak.

13 sanık ifadesi tamamlandı, 34 sanık kaldı.

Üç gün içinde savunması alınan sanıkların isimleri ve meslekleri şu şekilde:

1. Hakan Doğukan Taşçı - Hemşire

2. Hasan Basri Gök - Hemşire

3. Deniz Korkmaz - Hemşire

4. Hüseyin Günerhan - Hemşire

5. Hüseyin Gündüz - Ambulans Şoförü

6. Cansu Akyıldırım - Hemşire

7. Çağla Durmuş - Hemşire

8. Damla Atak - Hemşire

9. Rıza Keykubad - Doktor

10. Emine Avcı - Yönetici

11. Mehtap Sayar - Hemşire

12. Fehmi Alperen - 112 Acil Servis Çalışanı

13.Mehmet Halis Başli - Hemşire

DÜN NELER YAŞANDI?

SGK'YI NASIL SOYDUKLARINI ANLATTI

Duruşmada savunma yapan Hasan Basri Gök, çetenin SGK'dan fazla para almayı amaçladığını itiraf etti.  Mahkeme başkanı, Gök'e Serdarova bebek için ailesinden neden para istediniz diye sordu. Gök ise bu soruya, "Fırat Sarı aradı; sevk vardı ancak ailenin parası yoktu. Fırat Sarı kendi komisyon ücretini aldı. Toplamda yaklaşık 40 bin lira toplandı. Hastaneye parasını verdik, gerisini Fırat aldı. Bize de ek ödeme yaptı" diye yanıt verdi. Mahkeme başkanı bu yanıtın ardından 'Amaç neydi?' diye sordu. Gök ise "Amaç SGK’dan daha fazla para almaktı" yanıtını verdi.

CAN YAKAN SORU

Mahkeme başkanı duruşma sırasında Gök'e, bir telefon kaydını daha sordu. Mahkeme başkanı, Gök'e, " 'Artık bıktım, sapasağlam bebekleri entübe ediyorsunuz” diye bir konuşman var, hatırlıyor musunuz?" diye sordu. Gök ise bu soruyu, "Evet, çok uzun süre yatışta bekleyen bebeklerle ilgiliydi ama sağlam bebekler için değil" diye yanıtladı.