Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, CHP Milli Savunma Bakanlığı’ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı emekli Tümamiral Yankı Bağcıoğlu hakkında, bugün 2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu ile 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu'nun 95’inci maddesine muhalefet suçlarından resen soruşturma başlattı.
Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde, “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganı atan teğmenlerin disipline sevkedilmesine karşı, 11 Ocak’ta yapılması planan basın açıklaması çağrısı nedeniyle hakkında soruşturma açılan Bağcıoğlu, konuya ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtladı. CHP’li Bağcıoğlu, şunları söyledi:
“Teğmenlerle ilgili sürecin tamamen bir adaletsizlik olduğunu ben de eski bir asker olarak Türkiye'nin ekseri çoğunluğu gibi değerlendirdim. Bugün de bir anket firmasının anketi MYK toplantısında gösterildi. Anket firmasının sonuçlarına göre, Türk milletinin -hangi partiden olursa olsun- çoğunluğu teğmenlerin ihraç edilmesine karşı görüş bildiriyor. Şu üç temel faktörü düşündüm ben: Askerlik onuru, silah arkadaşlığı ruhu, vazife bilinci. Bu, beni teğmenleri desteklemeye yöneltti. Biz bir siyaset saikiyle veya siyasi amaç olarak bu teğmenleri desteklemedik. İlk basın açıklamasını hatırlarsınız, 22 Kasım'da, hiçbir siyasi parti bayrağı istemedik. Parti olarak değil, emekli olarak konuştum ben.
“KANUN DIŞI BİR EYLEM YOK”
Ama Sayın Çelik, benim genel başkan yardımcısı olmam nedeniyle bunun bir siyasi düşünce olduğunu söylüyor. Olabilir, saygı duyuyorum. Ama kesinlikle alakası yok. Biz oraya isteseydik Anıt Parkı bırakın, Anıtkabir'e kadar örgütümüzle doldururduk. Değişik muhalefet partilerinden milletvekilleri, genel başkan yardımcıları katılım istediler. Onlara da lisanı münasiple destekleri için teşekkür ettiğimizi ama bunun siyasi bir aktivite olmadığını söyledik. 22 Kasım'da bu basın açıklamasını, Ankara Valiliği'nin bilgisi dahiline yaptık. Valilik de güvenlik görevlileri görevlendirdi, oranın emniyetini aldı. Dolayısıyla valiliğin bilgisi ve zımni onayı dahilinde yürüttük bu faaliyeti.
22 Kasım'da yaptığımız basın açıklamasından sonra, onu da sosyal medyadan bir hafta önce duyurmamıza rağmen, beni en aşağı 100-200 tane askeri personel aradı ve ‘Bizim haberimiz yok. Niye bize söylemediniz? Biz de katılmak istiyoruz’ dediler. 16 Ocak tarihi belli olunca, ‘11 Ocak'ta yine Anıt Park’ta bir basın açıklaması yapalım. Diğer illerdeki arkadaşlarımıza da mesaj atalım, onlar da eşzamanlı olarak basın açıklaması yapsın. Onlara da mesaj atalım’ diye değerlendirdik. Ben geçen hafta, bir taslak mesaj yazdım. Oradaki maksat şu: Siyaset dışı olduğunu vurgulamak, sadece Türk bayrağı ve Atatürk resimleriyle gelinmesi. Bu mesaj bir şekilde Ömer Bey'in eline ulaşmış. Bu mesajda zinhar sokağa çağırma, kanun dışı bir eylem planı yok.
Hiçbir görevli askeri personelle en ufak temasımız yok. Hiçbir askeri birliğe gitmişliğim yok siyaset işine girdikten sonra. Dolayısıyla benim Türk Silahlı Kuvvetleri'nin (TSK) hiçbir şekilde bu olaya dahil olmasına niyetim yok. 32 yıl devlet emrinde göre yaptım, 39 yıl üniforma giydim. Şu anda vicdanım çok rahat. Bana kimse ‘Teğmenler için ne yaptınız’ diyemez. Herhalde bir yanlış anlaşılma var. Ben adalete yorum yapmıyorum ama Sayın Savcının bu konuda mecbur kalması da olabilir. Sokak çağrısı ve askeri personeli etkileme suçlamalarını katiyen kabul etmiyorum. Askeriye içinde etkinliğim de yetkinliğim de yok. Vesayet suçlamasına da karşı çıkarım. Bizden ne askeri vesayetçi ne de darbeci çıkar.”