Müderrisoğlu: Sözcü için FETÖ elbisesi dendi ama üzerine oturmadı
Bir diğer Sabah yazarı Okan Müderrisoğlu ise şunları söyledi; “Bu konuda birkaç şeyi sadeleştirerek çok kısaca söyleyeyim” dedi ve şu tespitlerde bulundu: “Sözcü Gazetesi mevcut medya düzeni içerisinde kendisini muhalif olarak konuşlandırmış bir yayın organı. En azından böyle tanımlıyor. Aslında klasik bir sistem eleştirisi ve sistem muhalifi de değil. Mutlak olarak ortak paydası iktidar karşıtlığı üzerine konuşlandırılmış. Bu anlamda iktidar karşıtlığı Sözcü Gazetesi’nin varlığının ana nedeni halinde. Ama muhalefet çerçevesinde bir yayın organı olarak kendisini konuşlandırdığında muhalefeti susturma algısının oluşması burada çok büyük bir handikap. Bugün reform eylem grubu toplantısı yapıyorsunuz, 4 bakanı bir araya getiriyorsunuz, Ocak ayında yeni yargı stratejisi ve Türkiye’nin bu algısını düzeltmek için hamle yapacağınızı söylediğiniz zaman Sözcü’yle ilgili bir iddianame ortaya atılması ister istemez toplumun bir kesimini daha güçlü konsole ediyor. Yargıyla ilgili başka soru işaretleri oluşturuyor. Ben işin yargısal tarafına baktığımda da şunu görüyorum; FETÖ’ye karşı olmak, FETÖ’cü olmamak ya da FETÖ’yle benzer bir aksiyon içinde olmamak anlamına gelmez biçimde bir mimari kurmaya çalışıyor. Savcı iddianamesinde diyor ki; ‘FETÖ’nün kendisi bile bana alalen karşı olabilirsiniz, alanen küfredebilirsiniz kendinizi gizlemeniz için’ diye. Şimdi bu klasik FETÖ taktiğini dönüp muhalif kimliğiyle hatta zaman zaman FETÖ’nün argümanlarını kullanmış olması nedeniyle dönüp Sözcü üzerine giydirmeye çalıştığınızda… Denendi bu elbise oturmadı Sözcü’nün üzerine. Veya toplumun önemli bir kesimi reddetti. Sanki Türkan Saylan’a Ergenekon süreci içerisinde yapılan operasyonun bir karşı dengesi ya da bir karşıt örneği gibi algılanıyor. Bu da handikap. Dolayısıyla işin bir bütün içinde de bakıldığında bu yargı mantığı bir süre sonra kendini doğrulamak için başka bir hırsla da hareket ediyor. Yargı açısından zor bir nokta. Buradan FETÖ’cü bir karakter ortaya çıkarmak biraz zorlama gibi duruyor.”
Muhabir: Oğuzhan Poyrazoğlu