Gazeteci Yavuz Selim Demirağ, eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş'in Ankara'nın ortasında öldürülmesine giden süreci anlattı. Ateş'e daha önce de saldırı yapılmaya çalıştığını ifade eden Demirağ, tetikçi Eray Özyağcı'yı Ankara'ya iki özel harekat polisinin getirdiğini söyledi.

Gazeteci Yavuz Selim Demirağ, TELE1 ekranlarında Sinan Ateş cinayetini ve cinayet öncesinde yaşananları anlattı. Ateş’e cinayetten önce birden fazla kere saldırı hazırlığında bulunduklarını söyleyen Demirağ şunları söyledi:

“Sinan Ateş cinayetinde tutuklulardan bir tanesi Aytaç Ataç isminde birisi. Ankara’da ‘Marco Pascha’ isimli restoranların sahibi. Ayhan Bora Kaplan’la da eğlence yerlerinde ortak bir kişi. 74 dönümlük bir çiftliği var. Sinan Ateş davasında adı geçen kişiler bu çiftliği ziyaret ediyorlar ve atışı talimi yaptıkları biliniyor. Ama ne hikmetse savcı bütün bunları göz önüne almıyor sadece 26 yıl hapis yatmış olan Zekeriya isimli bir kişi diyor ki; ‘Ben 26 yıl hapis yattım, tetikçiler cezaevi arkadaşımın ricası üzerine benim evimde kaldı’ yani birileri korunuyor burada.

Burada bir aklama söz konusu. İddianame bana göre baştan sona bir aklama iddianamesi ve birçok isim var adları geçmeyen. Sinan Ateş cinayetinin öncesindeki olayları irdelemeden, yorumlamadan bu cinayeti çözmek mümkün değil. Bu cinayetten 1-1,5 yıl önce Adana’da, Aksaray’da, Mersin’de Gaziantep’te, Ankara’da çeşitli insanlar saldırıya uğradılar. Ben hastaneden çıktıktan sonra şunu söylemiştim; ‘Korkarım bu iş artık silahlı çatışmalara dönecek.’ Keşke yanılsaydım. Nitekim buna dönüştü.

Mersin olayından önce de birtakım saldırılar var. Mesela Selçuk Özdağ’a yapılan saldırı. Saldırganlardan bir tanesi terfi ettirilip Ülkü Ocakları başkanı yapılıyor. Başka bir saldırgan da yine başkan oluyor. Bu cezasızlık giderek yol almaya başladı. Her şeyin üzerini örtmeye çalıştılar.

DAHA ÖNCE DE SALDIRI HAZIRLIĞI OLMUŞ

Nitekim Mersin’de eski Ülkü Ocakları Başkanı Çağrı Üner, Sinan Ateş’in görevden alınmasına karşı bir bildiri yayınlamıştı. Ve vunu cezalandıracaklarını ifade ettiler. Bir tane genç ülkücüyü bulup Çağrı Üner’e saldırtamadılar, Adana’dan getirdiler, Tarsus’tan, Ankara’dan getirdiler. Bu 10-12 kişi günlerce Mersin’de otelde misafir edildi. Çağrı Üner takip edildi ve saldırıya uğradı. Çağrı ateş etti, ikisi yaralandı ve biri öldü. Sinan Ateş o günden sonra hedef gösterildi. Sosyal medyada hatta resmi açıklamalar oldu. Akabinde Sinan Ateş’i o kadar çok takip etmeye başladılar ki... Fotoğrafları, videoları çekildi. Hatta Sinan Ateş doçent doktor. Hacettepe’de öğretim görevlisi. Çok da iyi bir Atatürkçü. Makedonya’ya gitti. Makedonya’da Atatürk’ümüzün okuduğu okulu ziyaret etti. O esnada bulunduğu otelde Türkiye’den gelen bir takım karanlık kişileri tespit ettiler. Senerlerdir yanında bulunan kişi burada sakat bir durum olacak deyip oteli değiştirdiler. Eğer değiştirilmeseydi orada da saldırı olabilirdi.

Sinan Ateş Türkiye’yi geziyor. Mesela Iğdır’da da bir saldırı hazırlığı oluyor. Orada siper oluyorlar. Sinan Ateş kurtuluyor.

"BU İNSANLARIN BÜYÜK BÖLÜMÜ CEZAEVİ ARKADAŞI"

Çubuklu’dan bir genç buluyorlar. Onu eğitmek istiyorlar fakat bu genç heyecanlı. Onu devreden çıkarıyorlar. Daha profesyonel bir ekip lazım. Maltepe’deki çeteyi buluyorlar. Çeteyi bulan avukat Serdar Öktem. MHP’nin milletvekili adayı, İstanbul Ülkü Ocakları’nda hukuk masasında çalışmış ve çete liderinin avukatı. Çetenin lideri Doğukan Cep. ‘Siz bu işi halledin’ diyorlar. Bu kişileri getiren iki tane özel harekat polisi. Motosikleti kullanan Vedat Balkaya. Soruyorlar bu motosikleti nereden aldığını. Bir kısmını peşin verdim bir kısmını sonra ödeyecektim. Ama Doğukan Cep ben verdim diyor.

Eray Özyağcı cezaevinde kalmış, tetikçilik yapmış, aranan bir isim. Bu tetikçiyi İstanbul’dan Ankara’ya getiren iki özel harekatçı. İfadelerinde eğlenmeye gidiyorduk, onu da aldık. Hepsi yalan. Burada üzeri örtülmek istenilen bir durum var. Bu insanların büyük bir bölümü cezaevi arkadaşı."

https://tele1.com.tr/milli-yol-partisi-genel-baskani-remzi-cayir-sinan-ates-iddianamesinde-azmettirici-yok-1062722/