MUHABİR: HAZAL GÜVEN / KAMERA: UMUTCAN YİTÜK

Herkesin günlük yaşamında karşılaştığı atık kağıt işçileri, yoksulluk ve barınma sorunu ile mücadele ediyor. Ekmeğini çöpten çıkaran o işçilerden birine TELE1 ekibi mikrofon uzattı. İşçinin 'Yaşadığım yeri gör' daveti üzerine yola çıkan TELE1, evsiz insanların çadırlardaki yaşam mücadelesini gözler önüne serdi.

TELE1 ekibi, sokaktaki vatandaşa 'Geleceğe ilişkin bir umudun var mı?' diye sordu. Atık kağıt işçisiyle karşılaşan TELE1 muhabiri Hazal Güven ve kameraman Umutcan Yitük, işçinin daveti üzerine yaşadığı yere gitti. Boş bir arazide kurdukları çadırda yaşayan aileler, yoksulluğun en somut göstergelerinden biri oldu.

"BİR GECE BURADA KALSALAR ÇOCUKLARIMIN ÇEKTİĞİNİ ANLAYACAKLAR"

Evsiz olan ve çocuklarının ihtiyaçlarını karşılayamayan işçi yaşadıklarını şöyle anlattı: Şu anda hiçbir gelecek düşünemiyorum çünkü hayatım mahvolmuş. Günlük ben bu kağıt toplama işinden 60-70 lira para kazanıyorum o da 50 liraya çocuklarımın okul masrafı öyle çocuklarıma vermeye çalışıyorum. Bugün akşam 60-70 liralık satarsam ya bir çorba yaparız.. ya da yapamazsak aha orada gördüğünüz biberler soğanlar kızartıp yiyeceğiz bugünü de öyle geçireceğiz yani.. Bütçemize uygun hiçbir yerde bulamadık en aşağı kiralar olmuş zaten 4 milyar 5 milyar.. Mecburen burada yaşamak zorundayız. Dışarıda ateş var ateşi yakıyorum çocuklara tenekede leğene döküp banyo ettiriyorum çocuklara öyle. İhtiyaçlarımızı karşılamak için karşıdaki camiye gidiyoruz. Bidonlara su doldurup getiriyoruz. Çocuklarım da diyorlar 'baba biz de bunu istiyoruz, bisiklet istiyoruz. Öteki çocuklar yeni ayakkabı giyiyor yeni eşya giyiyor'. Formaları bile sınıf anneleri çocuklarının eski giydiği formalarını verdiler. Biz alamadık imkanımız yetmedi. Bir forma 300-400 lira olmuş. Belki bazı büyüklerimiz belki izleyenler yani ne anlatıyor diyecekler. Gelip bir gün bir gece burada kalsalar, benim o çocuklarımın burada neler çektiğini bir gün görseler o zaman belki beni çok iyi anlayacaklar.

"YATAK DEDİKLERİ KAUÇUK"

Atık kağıt işçisi ve ailesinin komşuları ise şunları anlattı: Dedik ki onlara bir ev bulalım da başlarını soksunlar. Devletimizden yardım alsınlar. Hiçbir şekilde kiralık ev denen bir şey yok .Bazen geliyorum yağmurda çok merak ediyorum bir komşusu olarak yağmurda evinin ortası akıyor. Bunlar çocukların döşekleri bu döşeğin üstünde 4 tane çocuk yatıyor. Okula giden çocuklar. Yatak dediklerinin anlamı şu kadarcık kauçuk. Anlayacağın yerde yatıyorlar. https://tele1.com.tr/akpli-belediye-gecinemiyoruz-diyen-iscileri-isten-atti-730533/