Sol Parti Başkanlar Kurulu Üyesi Önder İşleyen, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile deprem bölgesindeki deneyimlerini birbirlerine aktardıklarını ve Kemal Kılıçdaroğlu’nun gözaltına alınan Sol Partililer için geçmiş olsun dileklerini ilettiğini söyledi.
Sol Parti Başkanlar Kurulu Üyesi Önder İşleyen, TELE1 ekranlarında Sedef Kabaş’ın sunduğu Gazeteciler Masası programına konuk oldu. Önder İşleyen, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile bugün yaptıkları görüşmenin içeriğine dair bilgi verdi.
İşleyen, Kemal Kılıçdaroğlu ile merkez üssü Kahramanmaraş olan ve 11 ilde büyük yıkıma neden olan 6 Şubat tarihli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerin ardından deprem bölgesinde yapılan faaliyetlere yönelik deneyim aktarımı yaptıklarını ve Kılıçdaroğlu’nun “Hükumet istifa” sloganlarının atıldığı Kızılay protestolarında gözaltına alınan Sol Parti üyeleri için geçmiş olsun dileklerini ilettiğini söyledi.
İşleyen şöyle konuştu:
“Bizim bugün öncelikli gündemimiz bu dayanışma çalışmalarının deprem bölgelerindeki çalışmaların deneyim aktarımını karşılıklı olarak yaptık. Bunları nasıl geliştirebileceğimiz üzerine gözlemlerimiz üzerine konuştuk.
İkincisi de bizim ‘Hükumet istifa’ ve Kızılay’daki yaşananlara ilişkin yaptığımız protestolarda iki günde İstanbul ve Mersin’de 90 arkadaşımız gözaltına alındı. Buna ilişkin de bir “geçmiş olsun” ve dayanışma ziyaretinde bulundu.”
https://tele1.com.tr/kilicdaroglundan-sol-partiye-ziyaret-798644/
"DESTEK VERECEĞİZ"
İşleyen AKP iktidarının son bulması için ittifak tüzüğündeki farklılıklara rağmen Millet İttifakı'na destek vereceklerini söyleyerek şu açıklamaları yaptı:
"Toplumdaki geniş ilerici muhalefetin dönüştürme iradesini sınırlamaya dönük bir hamle uzun bir zamandır var. Ülkede bir tek adam rejimi var, AKP-MHP iktidarı var, onun karşısında tabii ki Altılı Masa da var ama onu da aşan çok geniş dinamikler var. Bunların bir ortak ittifakına, bu illa herkesin bir sofrada, masada olması gerekmiyor. Bu bir 'hayır' cephesidir
2010 referandumundan bu yana siyasal İslamcı rejim çeşitli etaplardan geçerken tüm bu süreçlerin içerisinde oluşan geniş bir 'hayır' cephesi, siyasi örgütlerden önce toplumsal zeminde oluşmuş geniş bir ittifak var. O yüzden asıl bugün Meral Akşener'in çıkışı kendi partisinin bir güç kaybı olarak dönüyor. Çünkü esas toplumsal tabanda oluşmuş çok geniş bir 'hayır ittifakı' var. Bu rejime hayır diyen, bu rejimi göndermek için direnen çok geniş bir kesim var. Dolayısıyla bunun dinamikleriyle barışık, bunları gören bir siyaset izlenmesi gerektiğini ifade ettik.
Biz bu iktidarın ortadan kaldırılmasını ana mesele olarak görüyoruz. Ve bunun için 20 yıldır mücadele eden bir hareketiz. Bugün de bu konumumuzu sürdüreceğiz. Biz bu konuda en geniş muhalefetle bu iktidarı yenilgiye uğratma doğrultusunda bir ortak mücadele içerisinde olacağımız söyledik, bundan sonra da böyle olacak. Biz çırpınıyoruz. Her an çırpınıyoruz, bu rejimi değiştirmek için, kendimiz için değil bu ülkenin insanı için; bir tarafta ölüm var, bir tarafta yaşam var... Üstümüze düşen her sorumluluğu yerine getireceğiz. Bizim açımızdan çok nettir"