Eczacı Mehmet Müdderisoğlu, "Saç dökülmesine karşı neler yapılmalı?" sorusuna yanıt verdi.

Eczacı Mehmet Müdderisoğlu, TELE1‘de ekranlara gelen Yaşamak Güzeldir programına konuk oldu. Psikolojik danışman Dr. Selin Erel’in "Puslu, yağmurlu, yağmayan kardan bahsedemeyeceğim bu sene pek fazla İstanbul için ama soğuk havaları geride bırakmanın keyfi içindeyiz. Peki ama şimdi gelin çok önemli bir konuyla gündemimizi başlatalım. Dedik ki, biz sonbaharda saç dökülmeleri normaldir ama ilkbahara geldik, yaza doğru ilerlerken hala saçlarım dökülüyor diyorsanız, bir dakika buna bir çözüm sunmamız gerekiyor. Size öneride bulunmamız gerektiğini düşünüyorum. Çünkü, bunun kaygısı yaz boyunca hele bir de güneşin etkisiyle daha da yıpranacak olan saçlarımıza dur demek lazım. Nasıl durdurabiliriz? Nasıl dökülen saçların sağlıkla geri çıkmasını sağlayabiliriz?" sorusuna yanıt veren Müdderisoğlu, şunları söyledi: "İnsan dediğin kocaman ve müthiş programlı bir fabrika. Bu fabrika 2 bölümden oluşuyor. Biri ruhsal bölüm, öbürü de kimya fabrikası. Kimya fabrikası dakikada 650 reaksiyon yapıyor. Bu reaksiyonun bütün reaktifleri ve atıklarını kendi yok ediyor veya yaratıyor. Sadece 90 maddeyi dışarıdan almak durumunda. Ruhsal durum çok farklı. Şu anda seni kıracak bir şey söylesem hemen yüzün ifadesi değişiyor, kızarıyorsun. Bir sıkıntıya girecek olsak yüzümüz kırışıyor. Ağır bir stres altında olsak saçlar dökülüyor. Yani ruhsal dengenin bozulması kimya fabrikasının da işlerini kötüye götürüyor. Bu nedenle görüntü çok önemli. Sabahleyin baktığın zaman cildin parlak, güzel... Saçını taradığın zaman güzel bir şey hissediyorsun... Bütün bunlar sana bir moral verir. Saç hakikaten de çok önemli. İnsanlar buna çok önem veriyor. Fakat ne zaman önem veriyor biliyor musun? Gittiği zaman. Gittikten sonra iş bitiyor, kafada bir kıl kalmıyor, ne yapsam diyor. Geçti Bor'un pazarı... Şimdi yapılabilecek işler var. Bir kere kıl köküne hitap eden ve orayı güçlendiren, kanlandıran ağızdan alınacak bir kapsüle ihtiyaç var. Ben hep ne diyorum? Bir savaş kazanılacaksa hem kara ordusu hem hava ordusu aynı anda hücum etmek durumunda. Biz de aynı şeyi düşünmek zorundayız. Burada önce kimya fabrikasındaki işlerin doğru gitmesi lazım. O kimya fabrikasında saçı döken eksikleri bizim vermemiz lazım. Onu verirken sistin, L sistin, L metiyonin gibi çok güçlü kükürte bağlı olan bazı maddeleri (amino asitlerdir bunlar) kazanmak lazım. Sonra vitamin B5 çok önemli. Hem kıl kökünden tutumu artırıyor hem kılın daha kalın olmasını sağlıyor hem de saç kılının yıpranmasını ve bozulmasını önlüyor. Çinko, vitamin B6, bunlar çok önemli. Ha en önemlisi biyotin ve folik asit. Biyotini kullandığın zaman sadece saça değil, aynı zamanda cilde ve tırnaklara yarıyor. Her sabah bir tane kullanacaksın. Ama bunu bazen o kadar enteresan kullanıyorlar ki... Bir kutu bitiyor 'ya bir kutu kullandım hiçbir şey fark etmedi'. Adam sen 30 senedir kafandan saçlar koparken, tel tel yerlere dökülürken ilgilenmedin, çırçıplak kaldı başın. Ondan sonra bir kutuyla bu işler bitsin. Yok böyle bir dünya. Ama 7-8 ay bunu ciddi ciddi takip ederek kullanacak olursa bu ürün fayda veriyor. Ayrıca gene sadece ne dedim? Bu kara ordusu, bir de hava ordusundan haber ver. O zaman da muhteşem bir sprey var. Bu spreyin içerisinde bir kere sodyum pca denen çok güzel bir nemlendirici var. Bu nemlendiricinin önemi saçlı derideki nemin artmasıyla kabuk kalkmasını önlemektir."