CHP Grup toplantısında konuşan Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, iktidarın getirmek istediği sansür yasasını Anayasa Mahkemesine götüreceklerini söyledi. Kılıçdaroğlu, "Bir sansür kanunu teklifi getirmişler. Vermişler milletvekillerinin eline, sarayda hazırlanmış bunun altına atın imzaları. Ne olduğunu da bilmiyorlar. Nasıl bir felaket olduğunun da farkında değiller" dedi.
Pınar Gültekin davasında verilen karara tepki gösteren Kemal Kılıçdaroğlu "Pınar Gültekin davasında yargıç 'haksız tahrik' indirimi sağladı. Müebbeti 23 yıla indirdi. Hangi vicdan, hangi ahlak kabul eder bunu? Kadınların susmaması lazım." ifadelerini kullandı.
Erdoğan ve Prens Selman arasında yapılacak olan görüşmeye de değinen CHP lideri "'Suudi Arabistan belgeleri almak istedi. Belgeleri dinletiriz ama vermeyiz. Verelim de ondan sonra bunları yok mu edeceksiniz' dedi. Verdiler. Türkiye Cumhuriyeti devletinin başındaki kişi, cinayet emrini veren katille kucaklaşacak." dedi.
https://tele1.com.tr/sosyal-medyaya-sansur-yasasi-tbmmde-kabul-edildi-643460/
Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarının satır başları şu şekilde:
"Bütün Türkiye'yi kucakladığımı ifade etmek isterim. Hiçbir ayrım yapmadan bütün vatandaşlarımı kucakladığımı belirtmek isterim. Güzel bir ülkede, huzur içinde, beraber yaşamak istiyoruz. Her yerde huzur olsun, herkesin işi gücü olsun, gazeteciler özgürce yazsın, eleştirsinler istiyoruz. Demokrasi olsun istiyoruz, kadın erkek eşit olsun istiyoruz, İstanbul Sözleşmesi yürürlükte olsun istiyoruz.
"SARAY'DAN TALİMAT ALAN PARLAMENTO İSTEMİYORUZ"
Her alın terinin değerli olduğunun kabul edilmesini istiyoruz, çatısı altında olduğumuz parlamento toplumun sorunlarına çözüm üretsin istiyoruz. Bir yerlerden, Saray'dan talimat alan bir parlamento istemiyoruz. Milli Kurtuluş Savaşı'nda dik duran parlamento yine aynı şekilde durabilmeli.
https://tele1.com.tr/sosyal-medya-duzenlemesinin-ilk-9-maddesi-kabul-edildi-642537/
"YÖNETİM VE HALK ARASINDA BÜYÜKK BİR UÇURUM VAR "
Bunları söylüyorum ama büyük sorunlarımız var bunun farkındayım zaten. Herkes de bunun farkında. Yargıya bakıyorsunuz adaleti dağıtmaktan uzak, yönetime bakıyorsunuz ne yaptığı belli değil, Saray'a bakıyorsunuz ayrı havalarda, iniyorsunuz alana halka gidiyorsunuz dünya kadar şikayet dinliyorsunuz. Yönetim ve halk arasında büyük bir uçurum var şu anda. Saray ne yaptığını bilmiyor, halksa perişan vaziyette. Çıkış noktasının tek adresi var. Adresin adı belli: Cumhuriyet Halk Partisi. Halkın partisi.
"KUL HAKKI YEMEYEN BİR YÖNETİM GELECEK"
Söz veriyorum halkıma. her kuruşun hesabını veren bir yönetim gelecek. kul hakkı yemeyen bir yönetim gelecek. Herkesin iş güç sahibi olduğu bir Türkiye'yi inşa etmek için bir yönetim gelecek.
İkinci yüzyıla giderken güzel, itibarlı bir Türkiye'yi inşa edeceğiz. Bütün kurumlarıyla saygı duyulan bir Türkiye... Yargıçları adalet dağıtacak, kamu görevlileri liyakat içinde halkına hizmet edecek, verilen her kuruşun hesabı halka verilecek. Temiz bir Türkiye, güzel bir Türkiye, aydınlık bir Türkiye. Beraber, birlikte yaşadığımız bir Türkiye'yi inşa etmek zorundayız. Karanlıkları aydınlığa çevirmek gibi temel bir görevimiz var bu görevi yapacağız. Söz veriyorum bu görevi ya yapacağız ya yapacağız. Aydınlığa çıkaracağız.
"NASIL BİR FELAKET OLDUĞUNUN FARKINDA DEĞİLLER"
Bir sansür kanunu teklifi getirmişler. Vermişler milletvekilinin eline, sarayda hazırlanmış. Atıyorlar altına imzayı. Nasıl bir felaket olduğunun farkında değiller. 'Efendim kimse sarayı eleştirmesin, AKP'yi, MHP'yi eleştirmesin. Herkesin ağzına bant çekelim dünyayı güllük gülistanlık gösterelim millete.' Sanıyorlar ki bu millet bunu yutacak.
"ADALETSİZLİĞİN TARİHİNİ YAZMAK İSTEYENLER ÖNCE SİLİVRİ'YE BAKACAK"
Basın özgürlüğü, ülkeyi sağlıklı yöneten idarenin vazgeçilmez koşuludur.
Silivri bu ülkenin tarihinde önemli bir isim olarak kalacaktır. Adaletsizliğin tarihini yazmak isteyenler önce Silivri'ye bakacaklar. Bir ara Nazilerin toplama kampı gibiydi. Ya ülkenin genel kurmay başkanını bile terörist diye içeriye aldılar. O zaman Silivri'ye gittiğimde burası toplama kampı demiştim, Ankara'ya gelmeden fezlekem gelmişti.
"BİZ ÜLKEYİ YÖNETTİĞİMİZDE, HERKES İSTEDİĞİNİ YAZACAK."
Sanıyorlar ki biz bunları söylemeyeceğiz. Ya biz Kuvayı Milliyeciyiz. Siz bizi hala keşfedemediniz mi? Neyin suç olduğunu bilmiyoruz diyor Pınar Hanım, sizin bilmenize gerek yo k ki onlar biliyorlar doğru yazdığınızda da suç var diyebilirler. Çünkü yargı vesayet altında. Adalet dağıtılamıyor. Basın özgürlüğü ülkeyi sağlıklı yöneten bir yönetimin vazgeçilmez koşuludur. Biz ülkeyi yönettiğimizde medya özgürlüğü olacak , herkes istediğini yazacak.
Özgür medyanın olmadığı yerde demokrasi olmaz, düşünce özgürlüğü olmaz. Bunlara yasak getirmeye çalışıyorlar, beyler rahatsız oluyor. İstediğiniz kadar rahatsız olun biz inandığımız yolda yürüyeceğiz ve devam edeceğiz. Herkesin bunu bilmesini isterim. Diyorlar ki, 'Bu teklif yasalaştığında basın özgürlüğü daha da güçlenecek.' Bunu söylüyorlarsa tam aksini yapıyorlar demektir.
"PARLAMENTOYA BAKIN BAKANLAR BİLEM GELMİYOR"
Malum, 'sistem değişiyor' dediklerinde de 'parlamento daha güçlü olacak' demişlerdi. Buyurun parlamentoya bakın, bakanlar bile gelmiyor. Bir soru önergesine bile cevap vermiyorlar. Burası sadece 600 kişinin aylık aldığı, saraydan gelen kanun tekliflerine ise el kaldırıp indiren 19 Mayıs hareketlerinin yapıldığı, muhalefetin de inadına muhalefet ettiği yanlışı dile getirdiği bir kuruma dönüştü. Bir başkan var TBMM Başkanı var ama o da vesayet altında. Bilmeleri gereken bir şey var iyi niyetle ifade edeyim. En güçlü gazete fısıltı gazetesi. 'Yazmayın' dediğinizde fısıltı gazetesinden daha güçlüsü yoktur.
Pınar Gültekin davasında yargıç 'haksız tahrik' indirimi sağladı. Müebbeti 23 yıla indirdi. Hangi vicdan, hangi ahlak kabul eder bunu? Kadınların susmaması lazım.
Bir devletin itibarı, saygınlığı vardır. Devletin şerefini, onurunu koruyacak olan yönetimdir, yönetenlerdir. Eğer İstanbul'da Suudi Konsolosluğu'nda bir cinayet işleniyorsa o cinayetin bütün ayrıntılarını sorgulamak ve halkla paylaşmak Türkiye Cumhuriyeti devletinin görevidir. Eğer siz para uğruna, dilencilik yapıp gidiyorsunuz birilerinden para istemeye, tutuyorsunuz Türkiye'de görülmekte olan bir davayı birilerinin talebi üzerine para uğruna Suudi Arabistan'a veriyorsunuz.
https://tele1.com.tr/varile-koyup-yakilmisti-pinar-gultekin-davasinda-karar-cikti-646007/
"TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİNİN BAŞINDAKİ KİŞİ, CİNAYET EMRİNİ VEREN KATİLLE KUCAKLAŞACAK."
Vicdan sahibi olan herkese sormak isterim. Para uğruna bu ülkenin itibarını satan adama ne denir bu ülkede? Sandığa gideceğiz, ben bunların tamamını emekli edeceğim söz veriyorum. Beyefendi o kadar yüksekten atıyor ki, 'Suudi Arabistan belgeleri almak istedi. Belgeleri dinletiriz ama vermeyiz. Verelim de ondan sonra bunları yok mu edeceksiniz' dedi. Verdiler. Türkiye Cumhuriyeti devletinin başındaki kişi, cinayet emrini veren katille kucaklaşacak.
O nedenle kardeşlerime sesleniyorum. Artık dur demenin zamanı. Yerde bırakılan bir Türkiye değil, ayağa kalkan, şerefli, onurlu bir Türkiye istiyorum. Onurumuzu ayaklar altına aldılar.
https://tele1.com.tr/500-milyon-dolarlik-vurgun-iddiasi-suudi-arabistan-veliaht-prensi-cozecek-646736/
TARIM POLİTİKALARINA TEPKİ
Efendim köylü milletin efendisidir. İzmir'de gittim çiftçi kardeşlerimle konuştum. Kadınlar çıktılar konuştular, dertlerini anlattılar. Rakamlarına baktık gene, bizim veriler değil Türkiye Ziraat Odası'nın verileri. Battık diyorlar. Dinledim neyi yapacağımızı da söyledim. Fakat hemen arkasından Tarım Bakanı bir açıklama yaptı biz onlara destek veriyoruz diyor. Fatma Doğan'a diyor ki '17 ayda 9 bin 14 lira destek verdik' diyor. İki torba yem parası arkadaşlar. Ne söylediğini bilmiyor. Çünkü kafası Venezuela'da! Kader Başaran, '17 ayda 23 bin 740 lira destek verdik' diyor; aylık 1397 lira o da 4 torba yem parası. Kadınlar destek vermediler demiyor yetersiz diyor. Bir verdiğine bak bir de gelen zamma bak! Biz kendi çiftçimiz için çalışacağın onları bu milletin efendisi yapacağız.
"ERDOĞAN GALİBA GEÇİNEMİYOR, MAAŞINA YÜZDE 40,4 ZAM İSTEMİŞ"
Erdoğan perişan vaziyette galiba geçinemiyor. Maaşına yüzde 40,4 oranında zam istemiş. 'O kadar çok zam geldi ki fiyatlara ben de etkilendim, asgari ücretliye vereceğiz ama bana da olması lazım' demiş. Erdoğan, ücretli rolü oynuyor. Bu rolleri bıraksın. Senin çocuklarının ne yaptığını biz gayet iyi biliyoruz. Milyon dolarlarla nasıl oynadıklarını biliyoruz. Bu millete sözümdür, bu milletten çalınan her kuruşu alıp geri vereceğim!
https://tele1.com.tr/erdogan-kendisini-enflasyona-ezdirmedi-maasina-yuzde-404-zam-646549/