İTÜ'nün 248'inci yıl birincisi Hüseyin Umutcan Ay, mezuniyet töreninde yaptığı birincilik konuşmasında, kadına yönelik şiddetten, asgari ücretle geçimin zorluğuna birçok konuya değindi.
İTÜ'nün 248'inci yıl birincisi Hüseyin Umutcan Ay, mezuniyet töreninde yaptığı konuşmadan, ekonomik sorunlara, gençlerin gelecek kaygılarına değinerek, "İstanbul'a bakın; asgari ücretle 4 kişilik ailesini geçindiremediği için intihar eden o güzel insanları görürsünüz" dedi.
Kadına yönelik şiddetin çözmek için 1 yıldır çözümler ürettiğini vurgulayan Ay, "Sorguladığınız şeyi öğrenmeye başlarsınız, öğrendiğiniz şey sizi bazen uykularınızdan da edebilir. Ben bu bedeli ağır bir şekilde ödedim. Ve şimdi sizlerle bu yükü paylaşmak istiyorum. Son bir yılım Türkiye'deki kadına şiddetin kökenini araştırmak ve buna bir çözüm üretmekle geçti. Ve sevgili arkadaşlarım ben artık haberleri takip edemiyorum. Çünkü sorunu biliyorum. Çözümü biliyor ve bu çözümü uygulayamıyorken, ben o ölen kadınların kanını elimden çıkaramıyorum. Benim bu yolda ödediğim bedel bu oldu. Fakat bu insanlığın ödediği bir bedelle kıyaslanamaz mı?" diye konuştu.
İstanbul'da asgari ücretle geçinmenin zor olduğunu vurgulayan Ay, "Sadece sorun bu mu? İstanbul'a bakın, asgari ücretle 4 kişilik ailesini geçindiremediği için intihar eden o güzel insanları görürsünüz. O kadar da uzağa gitmeyin sıra arkadaşlarınıza bakın. Sırf deneyim elde edebilmek için haftanın 5 günü 5 kuruş para almadan şirketler tarafından sömürüldüklerini görürsünüz" dedi.
Ay konuşmasının devamında şunları kaydetti:
“Bir de son olarak potansiyel geleceğinize bakın. Orada sırf iş bulamadığı için asgari ücrete mühendislik ve mimarlık yapan akranlarınızı görürsünüz. Karanlıkta olduğumuzu düşünüyoruz biliyorum. Aynı zamanda korkuyoruz da. Sorunları biliyoruz peki çözüm ne? Kaçmak mı? Belki de birileri bizim için her şeyi çözsün diye arkamıza yaslanıp beklemeliyiz. Ya da başımıza gelmediği sürece sorun yokmuş gibi de davranabiliriz.
Hayır, bunu üzülerek söylüyorum ki; bu yolda birbirimizden başka kimsemiz yok. Çünkü unutmayın ki herkes bir gün ölür. Buna sizler de dahilsiniz saygıdeğer büyüklerim. Ve geriye kalan bizler ve bizim yetiştireceğimiz çocuklar hegomanların elinde yozlaşmış bu sistemi değiştireceğiz. Değiştirmeliyiz.”