İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Nedim Şener'in İBB Ayasofya'ya temizlik hizmeti vermiyor iddiasına "Ayasofya'nın sorumluluğu üzerinde olan iki kurumdan talep gelmezse, benim o hizmetleri verme hakkım yok" sözleriyle yanıt verdi.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, CHP Arnavutköy Belediye Başkan adayı Tekin Aras ile birlikte ilçe turu yaptı. CHP milletvekili Engin Altay da ilçe turunda ikiliye eşlik etti. Merkez Mahallesi’nde kısa bir esnaf ziyareti yapan İmamoğlu ve Aras, Arnavutköy’ün cadde ve sokaklarında yol alan seçim otobüsüyle vatandaşları selamladı. Vatandaşlar, İmamoğlu ve Aras’a yol boyu sevgi gösterilerinde bulundu. İmamoğlu ve Aras, selamlamanın ardından İBB Arnavutköy Yaşam Merkezi’nde, aralarında STK üyeleri, spor kulüpleri temsilcileri, anneler, çocukları ve kanaat önderlerinin bulunduğu bir toplulukla bir araya geldi.
https://tele1.com.tr/murat-kurum-bu-kez-agiz-degistirdi-imamogluna-koltuk-ayarlanmis-1016375/
Burada konuşan İmamoğlu, Nedim Şener'in "İBB Ayasofya’ya temizlik ve güvenlik hizmetleri vermiyor. Çünkü Ayasofya’nın açılmasından dolayı acı çekiyor. İnsan hiç olmazsa turist olarak ziyaret eder" sözlerine yanıt verdi. İmamoğlu, Şener'e, " Yine başladı din, iman, kitap, memleket. O meczubun bu lafı, olur ya bir yere gider. Doğrusunu söyleyeyim: Selatin camiler, Vakıflar Genel Müdürlüğü mülkiyetindedir. Diyanet İşleri Başkanlığı sorumluluğundadır. Bu iki kurum, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne temizlik, güvenlik konularında talepte bulununca, hemen belediyemiz Meclisi’ne protokol getiririz ve hizmete başlarız" yanıtını verdi.
"DİN, İMAN, KİTAP, MEMLEKET"
İmamoğlu'nun açıklamaları şöyle:
"Yine ortalığı karıştıracaklar ya, seçim geldi ya; seçim geldi yine başladı din, iman, kitap, memleket… Yani memleketini onlar seviyor. Bayrağını onlar seviyor. Bu toprakları onlar seviyor. Ben size bir şey söyleyeyim mi? Onların bu sevgileri seçimden seçime aklına geliyor. Bizim ise memleket sevgimiz, millet sevgimiz, bayrak sevgimiz her zaman var. Çıkmış bir meczup dün akşam televizyonun birinde, ‘Efendim İmamoğlu bir tek Ayasofya Camii'ne temizlik ve güvenlik hizmeti vermiyor’ diyor. Çünkü neymiş efendim?"
"CAHİLLİĞİNDEN DEĞİL KÖTÜ BİR İNSAN OLDUĞU İÇİN"
"Ben, cami olmasından ötürü acı çekiyormuşum. Yahu benim aklımı benim vicdanımı, benim kalbimi bile okuyor. Cahilliğinden değil, kötü bir insan olduğu için, meczup olduğu için Ayasofya yalanını ortaya atıyor. Bugüne kadar hiç demedim. Ayasofya Camii, sadece ibadethane değilken bile, orası müzeyken bile, caminin bir bölümünde orada imam ezan okur, bir bölümünde de namaz kılınırdı."
"BÜTÜN KÖTÜ DUYGULARI KULLANIYORLAR"
"Ben şimdi oraya kaç defa gittiğimi mi anlatayım millete? Ya bunlar kötü insanlar. Bunlar nasıl biliyor musunuz? Ben mesela, Allah rahmet eylesin, rahmetli dedemden, babamdan… Hepsi de hacıdır yani. Nerede namaz kılınır, nerede abdest alınır; kimse görmez. Namazını kılar, abdestini alır, duasını eder. Biz öyle öğrendik. Çünkü inancımız, Yaradan’la kul arasındadır. Bunlarda ise, gösteriş işi oldu. Milletin canını yakmak için, milleti birbirine düşürmek ve ayırmak için, bütün kötü duygularını kullanıyorlar."
"BİZ ÇÖZÜYORUZ DEDİLER"
“O meczubun bu lafı, olur ya bir yere gider. Doğrusunu söyleyeyim: Selatin camiler, Vakıflar Genel Müdürlüğü mülkiyetindedir. Diyanet İşleri Başkanlığı sorumluluğundadır. Bu iki kurum, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne temizlik, güvenlik konularında talepte bulununca, hemen belediyemiz Meclisi’ne protokol getiririz ve hizmete başlarız. Biz göreve geldiğimizde 39 selatin camiine bu hizmet veriliyordu. Şimdi ise, 42 oldu. Bizim dönemde talep geldi, artırdık 3 tane. Biri de hatta sıklıkla Sayın Cumhurbaşkanı'nın cuma namazı kıldığı Yıldız Hamidiye Camii’dir. Talep ettiler. Biz de verdik. Gayet doğal bir süreç. Bak; kimse suçlu değil. Ayasofya için ise böyle bir talep gelmedi. Hatta arkadaşların duyarlı davranmışlar, şifahen Vakıflar’a telefon açıp sormuşlar ve demişler ki, ‘İhtiyaç varsa, burayı da biz gündemimize alalım.’ Onlar ‘Gerek yok. Biz çözüyoruz’ demişler. Konu bu kadar basit. Ayasofya'nın sorumluluğu üzerinde olan iki kurumdan talep gelmezse, benim o hizmetleri verme hakkım yok. O kapıdan içeri giremiyoruz."
"ALLAH'IMA HAVALE EDİYORUM"
"Düşünsenize; ‘Ekrem İmamoğlu bir açılışa davet edildi mi edilmedi mi’yi bile tartışan bu insanların… Yani bir insanın, bir belediye başkanının, bir açılışa davet edilmesi kadar doğal bir şey olabilir mi? Ortada bir davetiye var. Davetiye dönmüş ateş mektubuna. Herkes de kaçıyor ondan. Herkes kaçıyor. Tamam, orası elini yakar yani; cısss! Allah muhafaza bunlardan. Allah korusun. Onun için bu tür insanlar, ne yazık ki meczup insanlar, ahlaksızlığı huy edilmiş insanlar. Bunları hep Allah'ıma havale ediyorum. Yaradan'ıma havale ediyorum"