İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) "Halk Bakkal" projesini hayata geçirdi.
Esnafın elini güçlendirmek ve İBB Sosyal Kart sahiplerinin ucuz alışveriş yapmalarını sağlamak için başlatılan projeye bin 200 bakkal dahil oldu. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, "Gelin; bakkalıyla, belediyesiyle, mahallelisiyle, sokağıyla, kadınıyla, erkeğiyle el ele verelim. Kim zordaysa, kim dardaysa, onun biraz rahat nefes almasını sağlayalım. Komşumuzdan alalım; komşumuz kazansın" dedi.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, ilk sıra seçim vaatlerinden birini daha hayata geçirdi. “Halk Bakkal” projesini tanıtım toplantısı, Yenikapı’daki Kadir Topbaş Gösteri ve Sanat Merkezi’nde yapıldı. CHP Genel Başkan Yardımcıları Fethi Açıkel ile Onursal Adıgüzel, CHP İstanbul milletvekilleri Mahmut Tanal, Sezgin Tanrıkulu, Özgür Karabat, Turan Aydoğan, Emine Gülizar Emecan ve Cihangir İslam’ın katıldığı toplantıda; ilçe belediye başkanları, siyasi parti temsilcileri, İBB üst yönetimi, CHP İBB Meclis Grup Başkanvekili Doğan Subaşı ve İYİ Parti İBB Meclis Grup Başkanvekili İbrahim Özkan da tanıtım toplantısında hazır bulundu.
"MİLYONLARIN ÇOK BÜYÜK BİR DERDİ VAR"
İstanbul’da yaşamanın hem ayrıcalık hem de büyük zorluklar içerdiğine dikkat çeken İmamoğlu, “Çünkü, bu güzel şehrin sahibi olan milyonların, özellikle son dönemde büyüyen çok büyük bir derdi var. Bu şehirde milyonlarca yurttaşımız geçinemiyor. Çalışabilecekleri bir işe, düzenli ve yeterli gelire sahip olmayanlar, işleri bozulan, işyerlerini kapamak zorunda kalanlar; yani milyonlarca İstanbullu, giderek daha yüksek bir sesle, ki hepimiz bunu sokakta yaşıyoruz- ‘Geçinemiyoruz’ diyor” dedi.
İmamoğlu, “Artık bir sağlık krizi olmanın ötesine geçip, büyük bir ekonomik ve toplumsal krize dönüşmüş olan pandemi, ne yazık ki, hayatın pek çok alanını etkilemiş durumda. Ne yazık ki pandemi yoksullukla, açlık arasında sıkışıp kalmış yeni kesimler ve yeni meslek sahipleri yarattı, yaratmaya devam ediyor” tespitlerinde bulundu.
"BAKKALLARIN TOPLAM SATIŞI YÜZDE 85 DÜŞTÜ"
Artan işsizlik ve yoksulluğun en net ifadelerinden birinin, mahalle bakkallarının veresiye defterlerinden görüldüğünü belirten İmamoğlu, şunları söyledi:
“Yaptığımız araştırmalardan, bakkallarla ve ilgili sivil toplum kuruluşlarından aldığımız verilerden açıkça görüyoruz ki, İstanbul’da pandemi döneminde veresiye alışveriş yapan kişi sayısı tam yüzde 32 artmış durumda. Daha önce mahalle bakkalına borçlanmadan da hayatını sürdürebilen bu insanların, artık başka çareleri kalmamış durumda. Pandemi döneminde İstanbul’da, veresiye defterine yazılan toplam borç miktarı ise, tam yüzde 55 oranında artmış durumda. Üstelik bütün bunlar olurken, bakkalların toplam satışları da yüzde 85 oranında düştü.
“BAKKALLIK TAMAMEN YOK OLMANIN EŞİĞİNE GELDİ”
Bu süreçte hem kendileri ayakta kalmaya çalışan hem de çaresiz kalan vatandaşın ekonomik yükünü paylaşmaya gayret eden bakkalların da gelir-gider dengesi derinden sarsıldı. Zaten her mahalle arasına giren, küçük esnafa yaşam alanı bırakmayan zincir marketler de ayrı bir dert. Bunlarla rekabet etmeye çalışan bakkallar, pandemiyle birlikte yeni sorunlarla karşı karşıya kaldılar. Pandemi tedbirleri kapsamında, marketler ile bakkalların açılış-kapanış saatlerinin de çakışması, -günün teknolojisi, elbette karşısında değiliz ama- online alışveriş alışkanlığının yaygınlaşması gibi gelişmeler, bakkalların rekabet gücünü daha da kırdı. Bakkallık tamamen yok olmanın eşiğine geldi.”
"SOSYAL KARTLARA AYLIK 30 MİLYON TL BÜTÇE"
Bakkalların yok olmasının “basit bir ekonomik mesele” olarak görülemeyeceğini kaydeden Ekrem İmamoğlu, bunun ciddi sonuçlara yol açabilecek, çok önemli bir toplumsal sorun olduğunu söyledi. “Bakkallar, mahalle hayatının ve mahalle kültürünün en önemli yapı taşlarından biridir” diyen İmamoğlu, şunları söyledi:
"Zira bakkallar, yıllardır derinleşen yoksulluğun, açlığa dönüşmesini önlüyorlar. Bu konuda aslında sivil bir hareketle, vatandaşın yanında olan mekanizmanın bireyleridir. Veresiye defterlerine baktığımızda bunu açıkça görüyoruz. Bakkallara en çok yazdırılan ürünler neler, biliyor musunuz? Ekmek, peynir, yağ, yumurta, süt, şeker, kuru bakliyat gibi temel gıdalardır. Biz, İBB olarak, İstanbullu ailelerin temel gıdaya erişim hakları konusunda, başından beri çok hassasız. İBB Sosyal Kart uygulamamız, bu hassasiyetle sürdürdüğümüz, açlık ve yoksullukla sürdürülebilir mücadelede, bizim için çok en önemli araç. Kent yoksulluğuyla mücadele de bizim için çok önemli bir araç olacak. İBB olarak Sosyal Kartlar için tahsis ettiğimiz aylık bütçe, 30 milyon TL’dir. Yani her ay, 30 milyon liralık bütçeyi, en zor durumdaki ailelerimizi desteklemek için kullanıyoruz.”
"SOSYAL KARTLARDAN 160 BİN AİLE YARARLANIYOR"
İBB’nin sosyal kartlarından düzenli olarak 160 bin ailenin yararlandığını açıklayan İmamoğlu, şu bilgileri paylaştı:
"Bu 160 bin aile, kendilerine tahsis ettiğimiz aylık 30 milyon TL ile ne gibi harcamalar yapıyor diye baktığımızda, karşımıza, bakkalların veresiye defterlerinde gördüğümüz ürünler çıktı. Burada bir tabloyla, hepimizin, devletin tüm kurumlarının yüzleşmesi gerekiyor. İBB Sosyal Kartları ile yapılan harcamaların yüzde 65’ini, bakkallardan da temin edilebilen temel gıda ürünleri oluşturuyor. Ama bir başka veri, bir başka tablo daha var ortada. 160 bin ailenin temel gıdaya ulaşabilmeleri için yaptığımız maddi yardım, ekonomik dolaşıma girdiğinde, maalesef bakkallara uğramadan, doğrudan zincir marketlere akıyor. Sosyal Kart’ın sadece büyük marketlerde geçerli olması nedeniyle, bakkallar, müşterilerinin önemli bir kısmını kaybediyor. Aylık temel ihtiyaçlarını, Sosyal Kart’la zincir marketlerden karşılayan vatandaş, sadece günlük gelişen ihtiyaçlarını karşılamak için veresiye alışveriş yapmak durumunda kaldığında mahallemizin güzide bakkalını hatırlıyor. Veresiye defterinde borçlar biriktikçe de vatandaş yaşadığı mahcubiyet hissiyle bakkallardan uzaklaşıyor. Bakkalların ekonomik koşulları daha da ağırlaşıyor.”
"HEM ESNAFIN HEM VATANDAŞLARIN KAZANÇLI ÇIKMASINI SAĞLIYORUZ"
Halk Bakkal Projesi’yle bu kısır döngüye son verdiklerini belirten İmamoğlu, “Sosyal Kart için ayırdığımız bütçeden bakkalların da yararlanabilmesi için, böylece hem esnafın hem de yurttaşların kazançlı çıkmasını sağlıyoruz. Projeyle birlikte, Sosyal Kart sahibi 160 bini aşan aile, İBB’nin kendilerine tahsis ettiği kartlarla, yalnızca zincir marketlerden değil, ‘Halk Bakkal’ logolu mahalle bakkalından da alışveriş yapabilecek. Elbette İBB Sosyal Kart sahibi vatandaşlarımız, istedikleri yerden alışveriş etmek hakkına sahiptirler. İster zincir marketlerden ister mahalle bakkalından alışveriş ederler. Ama biz, iddialıyız. Vatandaşlarımız, Halk Bakkal Projesi’nin şartlarını yerine getirerek, Halk Bakkal logosunu dükkanlarında kullanmaya hak kazanan bakkalları, göreceksiniz öncelikle tercih edecekler. Vatandaş, burada bakkalının yanında olacak” dedi.
"HALK BAKKAL"LARA KOLAYLIKLAR SAĞLANACAK
İBB Başkanı İmamoğlu, Halk Bakkal logolu işletmelere sağlayacakları kolaylıkları ise şu sözlerle aktardı:
“Sosyal Kart kullanıcılarına bu uygulamayı duyurarak Halk Bakkallara, tanıtım desteği sağlayacağız. Müşteri akışını hızlandıracak hamleler yapacağız. Halk Bakkallarda satılan kimi ürünlerin daha ucuza temin edilebilmesi için, organizasyon desteği sunacağız. Avrupa ve Anadolu Yakası’ndaki üretici kooperatiflerimizden ürün temin ve tedarik ederek, bakkallarımıza sunulacak lojistik merkezler oluşturacağız. Halk Bakkalların kalitesini yükseltmek ve sürekliliğini sağlamak üzere; düzenli dezenfeksiyon, ilaçlama gibi hizmetler sunacağız. Halk Bakkal Projesine katılarak, Halk Bakkal logosunu kullanmaya hak kazanan bakkallarımız, bakkallığın o geleneksel, insani boyutunun yanı sıra; modern, kaliteli, güvenli ve ucuz alışveriş imkânı da sunacaklar. Halk Bakkal Projesiyle, bir yandan Sosyal Kart kullanıcılarının hayatını kolaylaştırırken, diğer yandan da küçük esnafı güçlendireceğiz. Halk Bakkal Projesiyle, mahalle hayatının dinamiklerini güçlendireceğiz, dayanışma ruhunu yükselteceğiz. Belediyenin sosyal yardım bütçesiyle, ailelerin geçinebilmek için, küçük esnafın da ayakta kalmak için verdiği mücadeleyi bir potada birleştireceğiz ve tüm tarafların amaçlarına ulaşmasını sağlayacağız.”
"HALK BAKKAL, BAKKALLARIMIZI BÜYÜTECEK"
Halk Bakkal uygulamasının sadece mahalle bakkallarını korumakla kalmayacağını, aynı zamanda onları büyüteceğini belirten İmamoğlu, “Bugün itibariyle İstanbulluların ceplerinde, 18 milyonun üzerinde İstanbul Kart var. Şimdiye kadar çoğunlukla ulaşımda geçerli olan İstanbul Kart, bundan böyle Halk Bakkal logolu mahalle bakkallarında da geçecek. Bir nevi banka kartı. Ceplerinde İstanbul Kart taşımakta olan bütün vatandaşlarımız, bugünden itibaren ‘Halk Bakkal’ logolu mahalle bakkallarında kartlarını kullanarak, alışveriş yapabilecekler. Böylelikle; İstanbullunun ekonomik gücünü, İBB’nin gücüyle birleştirerek, bakkallarımızın yanında olacağız. Çok değerli bir bağ kurmuş oluyoruz” dedi.
İBB’ye başvuruda bulunan bin 200’den fazla “Halk Bakkal” ile bugün itibariyle yola çıktıklarını belirten İmamoğlu, “Hedefimiz; İstanbul’un her ilçesinde, her semt ve mahallesinde, Halk Bakkal ağını genişletmek ve yok olmakta olan mahalle bakkalı komşularımıza destek olmak. Bu sayı hızla, daha da artacak. İstanbul’un bütün bakkallarını, 30 Haziran’a kadar, halkbakkal.ibb.istanbul adresine girerek, Halk Bakkal projesine başvurmaya, bu seferberliğin içinde yer almaya davet ediyorum” diye konuştu.
"KİM DARDAYSA, ONUN RAHAT NEFES ALMASINI SAĞLAYALIM"
İmamoğlu, hemşerilerine, “Gelin; bakkalıyla, belediyesiyle, mahallelisiyle, sokağıyla, kadınıyla, erkeğiyle el ele verelim. Kim zordaysa, kim dardaysa, onun biraz rahat nefes almasını sağlayalım. Komşumuzdan alalım, komşumuz kazansın. Gelin; hep birlikte iyiliği organize edelim. Halk Bakkal projesiyle, veresiye defterlerinin sayfalarını azaltalım. Esnafın da vatandaşın da yüzünün gülmesini, yine hep birlikte 16 milyon İstanbullu olarak sağlayalım” sözleriyle seslendi.
İBB olarak, sosyal adalet politikalarına çok önem verdiklerini ve bu alanda pek çok ilke imza attıklarını ifade eden İmamoğlu, bu hizmetlerini, “İhtiyaç sahibi ailelerin küçük çocukları için ücretsiz süt dağıtmak; 0-4 yaş arası çocuk sahibi anneler için, toplu ulaşımı ücretsiz hale getirmek; üniversiteli gençlere eğitim yardımı yapmak gibi pek çok, öncü uygulamalar gerçekleştirdik. Bunun vicdanını, bunun maneviyatını tarif edemezsiniz” şeklinde örneklendirdi.
"BİR AVUÇ ÇIKAR GRUBU İÇİN DEĞİL, 16 MİLYON İSTANBULLU İÇİN ÇALIŞIYORUZ"
“Benim açımdan asıl önemli olan; kimlere ne yardım yaptığımız değil, yurttaşlarımızı yardım alır durumdan çıkarmak için neler yaptığımızdır. Kalıcı olan, esas budur” diyen İmamoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
“Bizim yönetim anlayışımızın, sosyal adalet politikamızın özünü bu yaklaşım oluşturur. Hayatı, böyle toparlayabiliriz. Biz, bölgesel istihdam ofisleri kurup, İstanbulluya iş bulma konusunda inisiyatif üstlenmiş, binlerce hemşerimize, inşallah on binlercesine iş bulmada yardımcı olmuş bir belediyeyiz. İstanbul’un çiftçilerine milyonlarca fide dağıtarak, onların üretimde kalmalarına destek oluyoruz. Ürettiklerinin pazarlanmasına katkı sunuyoruz. Sunmaya devam edeceğiz. Kadın istihdamını artırmak için seferberlik halindeyiz. Şimdi de Halk Bakkal projesiyle, kent ekonomisinin işleyişine küçük ama etkili ve adaletli bir dokunuş yapıyoruz. Çünkü biz, bir avuç çıkar grubu için değil, 16 milyon İstanbullu için çalışıyoruz. Ve ne yapıyorsak; akılla, bilimle, konuşarak, uzlaşarak, sevgi ve dayanışma halkasını büyüterek yapıyoruz.”