Kahramanmaraş'ta meydana gelen depremden etkilenen 10 ile ilişkin OHAL tezkeresi TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildi. HDP Grup Başkanvekili Oluç, "İktidarın elinde yeterince yetki var. Peki OHAL'i neden istiyorsunuz? İktidarın OHAL pratiğine bakarsak, bunun afet yönetimi değil, halkı baskılamak, basını susturmak ve muhalefeti engellemek gibi sonuçlar çıkaracağı kuvvetle muhtemeldir" dedi.

Kahramanmaraş'taki depremlerden etkilenen 10 ilde OHAL ilan edilmesine ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) görüşülüyor. Meclis kürsüsünden, depreme ilişkin açıklama yapan HDP Grup Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Hakkı Saruhan Oluç, yıkılan yapılardaki tedbirsizlik nedeniyle iktidarı eleştirdi. Depremde hayatını kaybeden yurttaşlar için baş sağlığı dileyen Oluç'un konuşmasından öne çıkanlar şöyle: *Üzüntümüz ve acımız büyük ama öfkemiz de büyük. Ama öfkeyle değil akılla konuşacağız. Deprem denildiğinde 5 kavramdan söz etmek istiyorum: Tedbir, hazırlık, zamanında müdahale, yurttaş dayanışması ve yerel yönetimler. *Depremler olur, şiddetli de olabilir. Depremde yıkılmayacak binalar yapmak tedbirdir. Var mı? Yok. Devletin görevi binaların uygunluğunu ve yerini kontrol etmek ve ona göre ruhsat vermek veya vermemektir. Yeterince yapılıyor mu? Hayır yapılmıyor. *Deprem olduğunda yaraları sarmak için hazırlıklı olmak gerekir, yeterli hazırlık var mı, yok. AFAD yetersiz, ayrılan bütçe komik. Hem eleman, hem ekipman eksik. Tablo apaçık ortada. Bu yetersizliğin yarattığı en önemli sonuç da ağır insanlık trajedisidir.

"ÇEYREK ASIR GEÇTİ DERS ÇIKARILMADI"

*1999 Marmara depreminin üzerinden neredeyse çeyrek asır geçti. Çeyrek asırdır ders çıkarmayan, yeterli politika ve çözüm üretmeyen, tedbir almayan bir ülke yönetimi ve yaklaşımını Maraş depreminde de apaçık gördük.

"İSTANBUL'DA YAŞANACAK BİR DEPREMİN SONUCUNU DÜŞÜNMEK BİLE İSTEMİYORUZ"

*İstanbul'da yaşanabilecek bir depremin sonuçlarını düşünmek bile istemiyoruz. Tablo ortada. İBB verilerine göre İstanbul'da toplam 1 buçuk milyon bina bulunmaktadır. Olası bir depremde yıkılacağı tahmin edilen bina sayısı en iyimser beklentiyle 190 bin civarındadır. Bugün deprem bölgesinde yıkılmış olan bina sayısı, resmi açıklamaya göre 6 bin 444'tür. Felaketi düşünebiliyor musunuz? *Defalarca sorduk, araştırma önergeleri verdik. Muhalefetin ısrarları sonucunda araştırma komisyonu kuruldu. Bu komisyon 500 sayfalık bir rapor yayınladı. 268 öneri var bu raporda. İktidar tarafından gereği yerine getirilmedi. İktidarın önceliği bu değil. Önceliğiniz rant projelerinde. Yandaş müteahhide para kazandırmakta. *En son Hatay'la ilgili milletvekilimiz önerge verdi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan cevap gelmedi. Ciddiye bile almadılar. Çok sayıda önergemize cevap gelmedi.

"BİLİM İNSANLARI BAS BAS BAĞIRIYOR AMA İKTİDAR SAĞIR"

*Bilim insanları, İzmir, Bingöl, Erzincan ve İstanbul kentlerinde büyük depremlerin eli kulağında olduğunu bas bas bağırmaya devam ediyor. Ancak iktidar sağır. Devletin 1999'dan bu yana yeterli bir hazırlığı olmadığı bir kez daha ortaya çıktı. Yöneticiler büyük ders aldık diyorlar ama göremiyoruz. Türkiye deprem ülkesidir. Deprem gibi bir afeti felakete dönüştüren ise tedbirsizliktir. Zamanında gerekli önlemlerin alınmamasıdır. Gerekli derslerin çıkartılmadığı ve organize olunmadığı görülmektedir. Çok açık ve çok yazık. Maraş depremi geliyorum dedi, geliyorum diyen bir deprem karşısında hangi hazırlıklar yapıldı? Maalesef yine aynı vurdumduymazlık yaşandı, görmezden gelindi.

"BU SÖZLERİ AKP GENEL BAŞKANI ERDOĞAN'IN"

*Size küçük bir paragraf okuyacağım, alıntı yapıyorum: 'Yer altında fay kırıklarından önce bağışlayın söylemek zorundayım, kırılan ar damarlarıdır. Malzemeden çalmanın arkasında ahlak hırsızlığı, demokrasiden çalmak, hukuk kapkaççılığı ve kamu yönetimi kalpazanlığı yatmaktadır. Bu olay kamu otoritesinin devlet imkanlarını nasıl kullandığını bütün çıplaklığıyla ortaya koymuştur. Olay kader diye geçiştirilemez.' Kim söylemiş biliyor musunuz bu sözleri? AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başbakan olduğu dönemde, 2023 yılında Bingöl'de yaşanan depremin hemen ardından bu sözleri etmiş.

"HATAY DEPREM ÖNCESİNDE ÇOKTAN TERK EDİLMİŞ BU İKTİDAR TARAFINDAN"

*Sorumlu sizsiniz, bu iktidardır. Önlem alınmamış vaziyette. Ne kadar pembeye boyarsanız boyayın. Bir kent nasıl yıkılır tamamen. Akıl alır gibi değil. Hatay'la ilgili raporlara baktık. Depremde yarısının yıkılmasına zaten kesin gözle bakılıyormuş. Riskli bina oranı yüzde 80 verilmiş. Hatay çoktan terk edilmiş bu iktidar tarafından.

"SOSYAL DEVLET, İBAN'LA PARA TOPLAYAN DEVLETE DÖNÜŞTÜ"

*Anayasa'da sosyal devlet tanımlaması vardır. Sosyal devlet nedir? Afette, salgında, yangında, depremde, kriz durumlarında önceden gerekli tedbirleri alan, kriz planlarını yapan, yurttaşın yanında olan, yaralarını saran, kurtaran, el uzatan sosyal organizasyonu içerir sosyal devlet anlayışı. Bizde bunun adı var kendisi yok. Selde, orman yangınlarında gördük. Yurttaş çaresizliğe sürüklendi. Yurttaşa yardımcı olması gereken sosyal devlet, halktan İBAN'la para toplayan devlete dönüştü.

"İKTİDAR GEÇ KALARAK BİNLERCE İNSANIN HAYATINI KAYBETMESİNE SEBEP OLDU"

*Bugün deprem değil, merkezin büyük bereceriksizliği insanlarımızın yaşamını alıyor. Ülke çapında, tarihte görülmemiş bir felaket karşısında devletin merkezi kurumaları geç kalmıştır. Zamanı kaçırmıştır. Devlete bağlı yerel kurumlar adeta felç olmuştur. Hiçbiri Saray'ın izni olmadan adım atamamaktadır. Oysa felaket anında sorunları hızlıca çözebilecek bir güç aynı zamanda yereldedir. Ama yerelin gücü ve kapasitesi yok edilmiş. Merkezde toplanmıştır. 10 kentin büyük ölçüde yerle bir olduğu bu depremde, iktidar devlet gücünü zamanında seferber edememiş ve geç kalmıştır. Geç kalmakla binlerce insan hayatını kaybetmiştir. Sorumlu bu iktidarın zihniyetidir. *AFAD, 24 bin personelin görev yaptığını söyledi. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay 12 bin 181 personelin görev yaptığını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise 53 bin personelin görev yaptığını söyledi. Hangisi doğru belli değil. Yıkılan bina başına 2-3 AFAD personelinin düştüğü bir depremde arama kurtarma çalışması nasıl başarılı bir şekilde yürütülebilir? İnsanlar nasıl kurtarılabilir? AFAD yeterince koordine olamıyor. Elemanları yetersiz ve büyük aksaklıklar yaşanıyor. Canla başla çalışan AFAD çalışanlarına sonsuz ve yürekten teşekkür ediyoruz. Sorun onlarda değil, AFAD'ın liyakatsiz yönetimindeki zihniyette. * Bugün hala ulaşılamayan köyler var. Enkazın altında olan insan sayısının ne olduğu belli değil. Kabahat AFAD'da değildir, iktidardadır. Tüm bu yaşananlar sosyal devlet olamamayı gözler önüne serdi. Deprem vergileri ne oldu, ranta dönüştürüldü. Bugüne kadar imar afflarında evet oyu veren herkes sorumludur. Bunu bu Meclis yaptı. *İktidarın elinde yeterince yetki var. Peki OHAL'i neden istiyorsunuz? İktidarın OHAL pratiğine bakarsak, bunun afet yönetimi değil, halkı baskılamak, basını susturmak ve muhalefeti engellemek gibi sonuçlar çıkaracağı kuvvetle muhtemeldir. https://tele1.com.tr/tele1-afet-bolgesinden-aktariyor-elbistanda-kabus-devam-ediyor-786353/