Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, tutuklu olan TİP Hatay Milletvekili Can Atalay için 'hükümlü' diyen Adalet Bakanı Yılmaz Tunç'a tepki gösterdi. Baş, Tunç'un sözlerini hatırlatarak “ Adalet Bakanı ‘Hükümlüdür’ diyor. Böyle bir şey yok. Hükümlü olsa aday olamaz” dedi.
TİP Genel Başkanı Erken Baş, TELE1'de Açıkça programına konuk oldu. Gezi davasından tutuklu olan TİP Hatay Milletvekili Can Atalay’a ilişkin konuşan Baş, "Can Atalay hükümlü değil, tutuklu. Hakkında verilmiş, kesinleşmiş bir mahkeme kararı yok. Olsaydı böyle bir karar bizim siyasi partiler kanuna göre milletvekili adayı olamazdı. Adalet Bakanı ‘Hükümlüdür’ diyor. Böyle bir şey yok. Hükümlü olsa aday olamaz" dedi. Bir lise öğrencisinin Atatürk'e yaptığı saygısız hareket hakkında konuşan Baş, "Kabul edilemez bir hareket ama Burada kindar gençlik dedikleri kavramı hatırlamak lazım. AKP'nin hayal ettiği genç böyle bir genç öfke duyan..." diye konuştu. Baş, Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik buhran için "Türkiye'de kriz yok. Bu Saray rejiminin ekonomi politikası" ifadelerini kullandı. TİP'in yerel seçimlerdeki amacının sosyalist belediyelerin sayısını arttırmak olduğunu vurgulayan Baş, " AKP'ye muhalefet üzerinden yurttaşın mecburiyetini kullanan bir muhalefet çizgisi gelişecekse bununla aramıza mesafe koymaktan tereddüt etmeyiz" dedi.
Baş'ın açıklamaları şöyle:
“Yargılama sürecinin ben neredeyse tüm duruşmalarını izlemişi birisi olarak söylüyorum. Gerçekten böyle konuşmak belki hukukçular açısından olumlu karşılanmayabilir ama başka bir şey bulamıyorum. Abuk sabuk, delil diye ortaya koyulan iddialarla hiçbir gerçekliği olmayan somutlaştırılmayan iddialarla tutuklu arkadaşlarımız. Türkiye tarihinde en fazla insanın katıldığı süreçten bahsediyoruz. Gezi dediğimizde milyonlarca insanın dahil olduğu bir süreçte AKP intikam operasyonu olarak içimizden bazı arkadaşları seçti ve onları esir tutuyor. Bu sürecin memlekete belki de tek faydası şu oldu. Hepimiz hukuk öğrenmek zorunda kaldık. Ülkeyi yönetenler defalarca kez yasaya aykırı eylemlerde bulundu değil mi? Seçim sistemi, birtakım sandık hileleri ile gerçekleştiriliyor veya bir anayasa, rejim değişiyor memlekette. Doğal olarak hepimiz belli düzeyde hukuk öğrenmek durumunda kaldık."
https://tele1.com.tr/erkan-bas-can-atalay-icin-tarih-verdi-aym-tahliye-etmezse-hataydan-ankaraya-yururuz-913652/
"CAN ATALAY HÜKÜMLÜ OLSA MİLLETVEKİLİ OLAMAZ"
"Can ile ilgili şunu söylemem lazım. Can Atalay hükümlü değil, tutuklu. Hakkında verilmiş, kesinleşmiş bir mahkeme kararı yok. Olsaydı böyle bir karar bizim siyasi partiler kanuna göre milletvekili adayı olamazdı. Adalet Bakanı ‘Hükümlüdür’ diyor. Böyle bir şey yok. Hükümlü olsa aday olamaz. Gittik, YSK’nın da denetlediği bir biçimde aday oldu. Seçildi, mazbatası verildi. Ondan sonra biz bu mazbatayı götürdük Meclis’e teslim ettik. Meclis Başkanlığı bunu kabul etti. Girin TBMM internet sitesine Can Atalay’ın milletvekili olduğu gözüküyor. Hatta milletvekillerinin üç danışman bulundurma hakkı var, Can’ın üç danışmanı da çalışmaya başladı."
"ADALET KANAYAN YARA OLMUŞ"
"Biz, Can’ı biraz da bu durumu kamuoyunun gündemine sokmak ve bu akıl dışı uygulamayı bir kez daha göstermek için TBMM Başkanlık seçimlerinde aday gösterdik. Belki de ilk defa söylüyorum. Devlet Bahçeli geçici başkandı hatırlarsanız. Biz, tutumunu merak ettik mesela. Kabul eder mi acaba? Henüz yemin etmemiş bir vekil aday olamaz diye usül tartışma konusu olursa; yapacaktık. Buna hazırdık. Hiç tartışma konusu bile olmadı. Vekil değilse nasıl Meclis Başkan Adayı oluyor? TBMM’nin İnsan Hakları Komisyonu’na Can Atalay aday gösterildi. Tek bir hayır oyu çıkmadı. Dolayısıyla teknik olarak oy birliğiyle seçildi. Bu sadece Can Atalay meselesi değil, ülkede adalet kanayan yara olmuş. Tahliye gerçekleşmezse asıl mağdur edilen Hatay halkıdır. 1 Milletvekilleri çalışamıyor. Biz Hatay'da hareketli bir milletvekili ofisi açıyoruz. Her gün Hatay'ın bir ilçesinde Can Atalay adına bir avukat arkadaşımız, partinin yöneticileri yurttaşın derdini dinleyecek. Eğer tahliye edilmemişse 1 Ekim'de vekil arkadaşlarımla Hatay'da olacağız ve Ankara'ya yürüyeceğiz"
"KAMERANIN ARKASI SORGULANMIYOR"
Baş, bir lise öğrencisinin Atatürk'ün fotoğrafına yönelik iğrenç hareketlerde bulunması ile ilgili de konuştu. Baş açıklamasında, "İktidar toplumu kutuplaştırdı. (Atatürk'ün hatırasına yapılan hakaretle ilgili) Kabul edilebilir bir davranış değil. Ama ortada bir çocuk var ve esas sorgulanması gereken şey bu çocuğu bu hale getiren anlayışın kendisidir. Görüntüyü çeken kişi o İmam hatip okulunun paylaşılmasını da istiyor. Ama kimse onu sorgulamıyor. Ekranın bizim gördüğümüz kısmında bir şey var da onu büyük bir şehvetle çeken yayan buradan bir kahramanlık destanı yaratıyormuş gibi davranan.. Bence o daha kötü durumda. Burada kindar gençlik dedikleri kavramı hatırlamak lazım. AKP'nin hayal ettiği genç böyle bir genç öfke duyan..." dedi.
"EKONOMİK KRİZ YOK BU SARAY'IN EKONOMİ REJİMİ"
Türkiye ekonomisi hakkında da konuşan Baş, "Kriz dediğiniz şey normal dışı bir durumdur. Bu sarayın ekonomik rejimidir. Saray iktidarı bunu bir model haline getirdi. Ne yapıyor? Vergiyle harçla büyün yükü vatandaşın üzerine döküyor öbür tarafta sermaye sahiplerini ihtiyaçlarına uygun bir düzenlemeyle servetlerine servet katıyor. Ortada beceriksizlik yok ortada gayet planlı sınıfsal tercihler var. Mehmet Şimşek'miş faizmiş bu şu demek 'Yurttaşta oluşan tepkiyi minimize edelim' Yerel seçime kadar bu tepkiyi aşağı çekecekler. Sonra da hepimiz biliyoruz ki inanılmaz bir yıkıma doğru Türkiye gider O yüzde faiz kararlarını değişiklik olarak görmüyorum. Ama bu nasıl bir iki yüzlülükle karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor" dedi.
"AMACIMIZ BELEDİYE BAŞKANLIĞINDA DA TEK ADAMLIĞA SON VERMEK"
Yaklaşan yerel seçimlere de değinen Baş, TİP'in seçimlerdeki amacının, sosyalist belediye sayısını arttırmak olduğunu vurgulayarak, "Genel seçimlerde kıymetli bir oy aldık. Bu bizim için yeni dönemde bir sorumluluktur. Ne yapacağız? Yurttaşla buluşacağız... Erdoğan iktidarını yenmek için yola çıktık yenemedik. Bunu değerlendirmek gerekir diye yola çıktık. Bu değerlendirmelerde gördüğümüz tablonun bizi sevindirici kısmı şu TİP'e oy verip pişmanım diyen tek bir yurttaşla karşılaşmadım. Biz en güçlü olduğumuz ilçeler de dahil olmak üzere asla genel merkez atamalarıyla belediye başkanlarını belirlemeyeceğiz. Mutlaka yurttaşın dahil olduğu diğer sol sosyalist partilerinde olduğu bir şekilde 'burada nasıl belediyecilik yapmamız gerekir' yaklaşımını ortaya koymalıyız. Bu neden önemli? Belediye başkanlığında da tek adam rejimine son verilmeli. Biz Türkiye'de sosyalist belediyeciliğin örneklerini arttırmak üzere hareket edeceğiz. Kendimiz kazanacağız iktidara kaybettireceğiz. Doğa düşmanı belediyeler AKP'li mi CHP'li mi umurumuzda değil. Akbelen'de direnenlerin yanına gitmiyorsan ne farkın kaldı? Yarın öbür gün bu arkadaşlar oy için yanımıza geldiğinde 'kusura bakmayın' diyeceğiz. AKP'ye muhalefet üzerinden yurttaşın mecburiyetini kullanan bir muhalefet çizgisi gelişecekse bununla aramıza mesafe koymaktan tereddüt etmeyiz.
İttifak konusuna da değinen Baş, "İttifaklar gündemimizde" diyerek, "Biz Emek ve Özgürlük İttifakı'nın halkın inisiyatifini güçlendirecek bir ittifakın son derece önemli olduğunu her seferinde ifade ediyoruz" dedi.