Emekli 103 amiralin Montrö için yaptıkları açıklamaya ilişkin yargı süreci devam ediyor. Anayasal düzene karşı suç işlediği iddia edilen emekli amiraller arasında yer alan Atilla Kıyat,"Montrö duyurusu nedeniyle bize etmedikleri hakaretleri bırakmayanlar bugün Montrö ile yatıp Montrö ile kalkıyorlar” dedi.
Montrö Sözleşmesi ile ilgili yaptıkları açıklama nedeniyle ‘anayasal düzene karşı suç işlemek için anlaşmak’ suçlamasıyla haklarında 12 yıla kadar hapis istemiyle dava açılan 103 emekli amiral arasında yer alan Atilla Kıyat, Kadir Sağdıç ve İbrahim Akın, talimat yoluyla İstanbul’da ifade verdi. Emekli Koramiral Kıyat, “Bizim Montrö hassasiyetimiz, bazılarının alerjisi olarak devam ediyor” dedi. Emekli Koramiral Kadir Sağdıç da suçlamaları "akla ziyan" diye nitelendirdi.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop’un Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile ilgili sözleri ve Deniz İkmal Komutanı Tuğamiral Mehmet Sarı’nın makam aracıyla gittiği tarikat evinde ‘sarık ve cübbe’ ile fotoğrafının basında yer alması üzerine, Montrö’nün asla tartışmaya açılmaması yönünde ortak açıklama yapan 103 emekli amiral hakkında açılan davaya 21 Mart'ta başlanacak.
Açıklamada imzası bulunduğu için haklarında, 'anayasal düzene karşı suç işlemek için anlaşmak' iddiasıyla 12 yıla kadar hapis istemiyle dava açılan 103 emekli amiralden üçü, Ankara 20. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşma öncesi bugün talimatla İstanbul Çağlayan Adliyesi'nde ifade verdi.
Emekli Koramiral Atilla Kıyat ile emekli Tuğamiral İbrahim Akın’ın ifadesi İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesi'nde, emekli Koramiral Kadir Sağdıç’ın ifadesi ise İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nde alındı.
Emekli Koramiral Atilla Kıyat, savunmasında şunları söyledi:
BÜTÜN DARBE VE DARBE TEŞEBBÜSLERİNİ YAŞAYARAK GÖRDÜM
“Duyuruyu ve altındaki isimleri dikkatle okudum. Duyuruya destek vermem ve imzalamam istenmedi. Tamamen kendi irademle imzaladım. Bütün darbe ve darbe teşebbüslerini yaşayarak gördüm. Özellikle Ergenekon ve Balyoz kumpas davaları sırasında arkadaşlarımı görsel ve yazılı medyada savunurken bütün darbelere karşı olduğumu, darbelerin ülkeye ve özellikle Türk Silahlı Kuvvetleri'ne zarar verdiğini her platformda dile getirdim.
DUYURU İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ HAKKIMIZIN KULLANILMASIYDI
Dikkatle okuduğum duyuruda darbeye çağrı niteliğinde herhangi bir söz görmedim. Eğer böyle bir çağrı görseydim ismimin yazılmasını istemezdim. Ayrıca birkaçı hariç tamamen küçüğüm olan imza sahiplerini duyurunun yayınlanmaması için ikna ederdim. Duyuru, ifade özgürlüğü hakkımızın kullanılmasıydı. Yaptığımız duyuru keşke ülkeyi yönetenler tarafından darbe ve darbeye davet olarak, iması olarak değerlendirilmek yerine, ABD’nin Montrö’yü delme isteklerine karşı koymakta ellerini güçlendirecek bir belge olarak görülse idi.
BİZİM MONTRÖ HASSASİYETİMİZ, BAZILARININ ALERJİSİ OLARAK DEVAM EDİYOR
FETÖ-ABD ortak kumpası olan Ergenekon ve Balyoz davalarında, Deniz Kuvvetleri’nin ve onun ABD isteklerine boyun eğmeyen pırıl pırıl amiralleri mahkûm edildi. O amirallerin hemen hemen tamamının duyurunun altında isimleri yazılı. Montrö konusundaki hassasiyetimiz onları bir kere daha hâkim karşısına çıkardı. Bizim Montrö hassasiyetimiz, bazılarının alerjisi olarak devam ediyor.
ÜZERİME ATILAN SUÇLAMAYI KABUL ETMİYORUM
Ne bir darbe çağrısı ne bir darbeye davet ne de toplumun çeşitli kesimlerini hükümete karşı harekete geçirecek ifadelere rastlamadım. Bizler vesayetçi olduk, dış güçlerin ezik piyonu olduk, şerefsiz olduk. FETÖ kuyruklarından beslenir olduk, kaos simsarı olduk. Belirtmek isterim ki 43 yıl üniforma giydim. 12 yıl amirallik yaptım. Her rütbede, sorumluluk ve yetkilerim sınırları içinde birçok karar verdim. Siyasi düşüncelerle başlatılan bu soruşturmanın yüksek mahkemenizin vereceği hukuki karar ile biteceğine olan inancım tamdır. Üzerime atılan suçlamayı kabul etmiyorum. Beraatımı talep ediyorum.”
İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nde ifade veren emekli Koramiral Kadir Sağdıç da ifadesinde şunları kaydetti:
AKLA ZARAR
“Ben neyi savunacağım ve niye savunuyorum ki. Güncel gelişmeler üzerine iki konuda endişeleri olan amirallerin anayasal hakları çerçevesinde kamuoyuyla paylaştıkları bir duyuru nasıl oluyor da suç unsuru olabilecek bir ‘bildiriye’ dönüştürülmeye çalışılıyor. Akla zarar…
SAVUNMA YAPMANIN ÖTESİNDE DAVACI OLMAK DURUMUNDAYIM
Bilakis, açılan bu davaya karşı savunma yapmanın çok ötesinde, davacı olmak, müşteki olmak durumundayım. Şimdi bu yargılama sürecinde ulusal ve çevresel hukuka aykırı uygulamaları saptamamız gerekiyor. Bugüne kadar sabırla hukuk ve adaletin işlemesini bekledim. Ömrüm boyunca hiçbir suça karışmadım.
SAVCILARIN RESEN SUÇ DUYURUSUNDA BULUNMASI GEREKMEZ Mİ
Amiraller duyurusu özünde Anayasa’mızın başlangıç ve değiştirilmesi dahi teklif edilemeyecek maddeleri ile madde 26 ve 90 kapsamında ülkemizin yönetim biçimi, toprak bütünlüğü ve ulusun egemenliğini teyit ederken buna karşı ihbar ve suç duyuruları yapmaya kalkmak anayasal suç kapsamına girmez mi? Asıl bu konuda Cumhuriyet savcılarımızın resen suç duyuruları yapmaları gerekmez mi? Adım adım geleceğe doğru ilerleyeceğiz. Tarih en büyük tanıktır. Bu süreçte yaşadığım her türlü maddi ve manevi haklarımı saklı tutuyorum.”
Emekli Tuğamiral İbrahim Akın da İstanbul 32. Ağır Ceza Mahkemesi'nde verdiği ifadede şunları söyledi:
METİN, BARIŞÇIL VE DOSTANE BİR İÇERİK ÇERÇEVESİNDE HAZIRLANMIŞTIR
“Savunmamın başında belirtmem gerekir ki tarafıma isnat edilen suçlamayı kabul etmiyorum. Kamuoyunda ‘Emekli Amiraller Duyurusu’ olarak bilinen metin, barışçıl ve dostane bir içerikle ‘kamu menfaati’ saikıyla ve ‘ifade hürriyeti’ çerçevesinde hazırlanmıştır.
CUMURBAŞKANI, MİLLİ SAVUNMA VE DIŞİŞLERİ BAKANLARI MONTRÖ’NÜN ÖNEMİNE DAİR AÇIKLAMALAR YAPTI
Rusya ve Ukrayna arasında vuku bulan savaşa herhangi bir sebeple taraf olmamamızın ve bunun sonucunda ciddi tehlikelere maruz kalmamamızın yegâne kaynağı Montrö Boğazlar Sözleşmesi’nden kaynaklı güvenceler ve tarafsızlık olgusudur. Bizlerle aynı düşüncede buluştuklarını gösterir bir şekilde, geçtiğimiz haftalar içerisinde Sayın Cumhurbaşkanı da dahil olmak üzere, Milli Savunma Bakanı ve Dışişleri Bakanı tarafından da Montrö Sözleşmesi’nin önemine, sağladığı güvencelere ve bölgedeki istikrara katkısına dair açıklamalar yapılmıştır.
İKTİDAR ALEYHİNE KALKIŞMAYA TEŞEBBÜS OLARAK YORUMLANABİLECEK BİR İFADE MEVCUT DEĞİLDİR
Kamuoyu menfaatini öngören ve mesleki sorumluluğumuzu yansıtan ilgili duyuruda herhangi bir şiddet söylemi, suç unsuru veya iddia edilenin aksine iktidar aleyhine kalkışmaya teşebbüs olarak yorumlanabilecek bir ifade de mevcut değildir. Suç için anlaşma suçunun unsurları da oluşmadığından beraatıma karar verilmesini talep ediyorum.”
“ZAMAN NE KADAR HAKLI OLDUĞUMUZU GÖSTERDİ”
Emekli amiraller Atilla Kıyat ile İbrahim Akın, ifade verme işlemlerinin ardından Çağlayan Adliyesi önünde kısa birer açıklama yaptı.
Emekli Koramiral Atilla Kıyat, “Bir yıl kadar önce, gene bir Ukrayna-Rusya krizinin yaşandığı bir zamanda bu duyuruyu yayınlamıştık. Zaman, ne kadar haklı olduğumuzu gösterdi. O günlerde Montrö duyurusu nedeniyle bize etmedikleri hakaretleri bırakmayanlar bugün Montrö ile yatıp Montrö ile kalkıyorlar” dedi.
“BİZE İSNAT EDİLEN SUÇU KABUL ETMİYORUZ”
Emekli Tuğamiral İbrahim Akın da “Amiral arkadaşlarımızın davaları devam ediyor. Çok barışçıl ve dostane hazırlanmış bir kamuoyunu aydınlatma metnidir Amiraller Duyurusu. İsmi de 'Amiraller Duyurusu'dur, bildiri falan değildir. Bununla ilgili talimatla duruşmada ifademiz alındı. Bize isnat edilen suçu kabul etmiyoruz. Bu duyuruda verilen iki konu da Montrö konusu da muvazzaf bir amiralin kendi resmi arabasıyla bir tarikat evinde fotoğraf vermesi mevzusu, her ikisi de mesleğimizi ilgilendiren bir konudur. Dolayısıyla mesleki gereklilikle böyle bir duyuru yapılmıştır amiraller tarafından. Dostanedir, barışçıldır, herhangi bir suç unsuru barındırmamaktadır” diye konuştu.
https://tele1.com.tr/montro-konusunda-emekli-amiraller-hakli-cikti-573677/