CHP Sözcüsü Faik Öztrak, İçişileri Bakanı Süleyman Soylu'nun Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin tutuklanmasıyla ilgili "4 LGBT sapkını gözaltına alındı" paylaşımını eleştirerek, "İçişleri Bakanı’nın yaşam tarzı ve tercihler üzerinden kullandığı 'sapkın' dil bir nefret suçudur. Bunu kınıyoruz" dedi. Öztrak, CHP'deki istifalarla ilgili de "İstifa, partimizden ayrılan arkadaşların takdiridir ama partimiz iktidara yürürken vefa duygusunu unutup giderken partimiz ve partililerimize Cumhur İttifakı ağzıyla yaptıkları ithamları ve hakaretleri asla kabul etmeyiz" açıklamasında bulundu.
Öztrak, CHP Genel Merkezi'nde düzenlediği basın toplantısında, İçişileri Bakanı Soylu'nun Boğaziçi Üniversitesi'nde açılan sergide Kabe görselinin bulunduğu eserin yere konulması üzerine başlatılan soruşturma kapsamında gözaltına alınan öğrencilerle ilgili açıklamasının tercih ve yaşam tarzına yönelik nefret dili içerdiğini belirterek, bunun kabul edilemeyeceğini ifade etti.
Öztrak, milletvekilleri Mehmet Ali Çelebi, Hüseyin Avni Aksoy ve Özcan Özel'in CHP'den istifalarına ilişkin "İstifa partimizden ayrılan arkadaşların takdiridir ama partimiz iktidara yürürken vefa duygusunu unutup giderken partimiz ve partililerimize Cumhur İttifakı ağzıyla yaptıkları ithamları ve hakaretleri asla kabul etmeyiz. Hem parti içinde kalıp hem de yeni partisinin tüzüğünün hazır olduğunu söyleyenlerin açıklamalarını etik bulmadığımızı ifade etmek isterim" dedi.
Öztrak, "İstifa eden Mehmet Ali Çelebi’nin eleştirilerine ilişkin görüşünüz neler?” sorusuna "
Bu ülkede Erdoğan’ın damadı istifa etti, gazete ve televizyonlar 27 saat haber yapamadı. Ama CHP’den 3 milletvekili istifa edince suskun medya anında, 1,5 dakika içerisinde kıyametleri koparmaya başladı" diyerek yanıt verdi.
CHP Sözcüsü Öztrak, şöyle konuştu:
“Bu ülkede Erdoğan’ın damadı istifa etti, gazete ve televizyonlar 27 saat haber yapamadı. Nevşehir Belediye Başkanı istifa ettirildi, canlı yayında dudaklarını kemirerek istifa ettiğini söyledi, 21 aylık başkanlığında bu adamın sağlığını ve psikolojisini bu kadar bozacak neler yaşandı, belediye başkanını istifaya ne götürdü, bu istifanın arkasında yolsuzluk, hırsızlık, rüşvet iddiaları var mı yok mu bunlar medyaya hiçbir şekilde yansımadı. Ama CHP’den 3 milletvekili istifa edince suskun medya anında, 1,5 dakika içerisinde kıyametleri koparmaya başladı. İstifa partimizden ayrılan arkadaşların takdiridir ama partimiz iktidara yürürken vefa duygusunu unutup giderken partimiz ve partililerimize Cumhur İttifakı ağzıyla yaptıkları ithamları ve hakaretleri asla kabul etmeyiz. Hem parti içinde kalıp hem de yeni partisinin tüzüğünün hazır olduğunu söyleyenlerin açıklamalarını etik bulmadığımızı ifade etmek isterim. Milletimiz herkesin ne yaptığını görüyor.”
“SÖZLERİ AYNEN İADE EDİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın CHP’deki istifalarda AK Parti’nin sorumlu tutulduğunu söyleyerek, “yüzsüzlük” demesi için Öztrak, “Daha yeni AK Parti Grup Başkanvekili üç milletvekilinin istifası üzerine tweet attı. Ne diyor, 'İstifalar buzdağının görünen kısmı. Bunlar CHP’nin iyi günleri'. Grup başkanvekillerinin kendilerine muhalefet eden siyasi partilere yazılan kirli senaryolar hakkındaki bilgisi nereden geliyor? 'Yüzsüzlük, pişkinlik, arsızlık' sözlerini, geldiği yere aynen iade ediyoruz” yanıtını verdi.
"KABE’Yİ PASTALARINA MAKET YAPIP KESENLER"
"Provokasyonlara ve provokatörlere izin vermemeliyiz. Biz CHP olarak inanların inançlarına yönelik aşağılamaları da insanların 'tercih' ve 'yaşam tarzına' yönelik nefret dilini ve hakareti de kabul etmeyiz. Hukukun siyasetin oyuncağı yapılmasını reddederiz. Savcıların, talimatla suçun vasfını değiştirerek öğrencileri tutuklamasını, yapılan tahrik ve kışkırtmanın bir devamı olarak görüyoruz. Ülkenin polis teşkilatının emanet edildiği İçişleri Bakanı’nın yaşam tarzı ve tercihler üzerinden kullandığı 'sapkın' dil bir nefret suçudur. Bunu kınıyoruz.
Görevleri toplumun hassasiyetlerini kaşımak değil, provokasyonları önlemek olan saray ataması şürekânın, nefret naraları, linç dili, bu işin senaryosunun belli mahfillerde yazıldığı izlenimini giderek güçlendirmektedir. Biz, oy devşirmek için toplumu bölüp, parçalayan her türlü değeri istismar etmekten çekinmeyen riyakâr bir siyasal anlayışla mücadele ettiğimizin farkındayız. Bu riyakârların niyetinin kirli olduğu açıktır. Mukaddes kitabımız Kuran-ı Kerim ile dalga geçen, rüşvetçi bir bakan eskisini, bu ülkenin büyükelçisi yapanların Kabe’yi pastalarına maket yapıp, kesenlerin, Kabe’nin etrafına oteller, AVM’ler yapılırken sessiz kalanların ne inanların kutsalını ne de Kabe’yi savunmak gibi bir dertleri olmadığını da biliyoruz. Türkiye bu riyakâr, ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı siyasetten artık çok yoruldu, çok çekti. Biz, Boğaziçi Üniversitesi öğretim görevlileri ve öğrencilerinin haklı ve barışçı direnişlerini destek vermeye devam edeceğiz."