Suç örgütü lideri Sedat Peker'in iddialarının ardından İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun gazeteciler Merdan Yanardağ, İsmail Saymaz'ın sorularını yanıtladığı HaberTürk yayını hâlâ konuşulmaya devam ediliyor.

Yapılan yayının ardından önce gazetecilerin programda hiç soru soramadığı ve sadece 1'er 2'şer dakika konuşabildikleri dezenformasyonu yayılmıştı. Bunun ardından teyit.org bu iddiaları yalanlamış ve gazetecilerin sordukları soruların sürelerini açıklamıştı. Sadece iki dakika konuştuğu iddia edilen TELE1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ'ın ise tek bir sorusunun 5 dakika sürdüğü ortaya çıkmıştı.

Gazeteciler bazı eleştirilere maruz kalırken kendileri de açıklamalarda bulunmuştu. Merdan Yanardağ, moderasyonun eksikliğinin altını çizmiş ve "Programın yönetimi ve kurgusu kötüydü. Sorularımı imkan dahilinde ısrarla sordum, sorduk. Ancak, Soylu genellikle yanıt vermedi. Başka alanlara kaydı. Sorularımız bakidir. Böyle yapacağı ihtimal dahilindeydi. Biz doğru sorularımızı sorduk.. Bakan yanıt veremedi. Olay budur. Etkisi kısa sürede görülecektir. Tekme-tokat kavga etmemizi bekleyenler çoktu. Kusura bakmasınlar, ne programı biz yönettik ne de format bize aitti. Onlar açıkça kötüydü. Haberturk TV'deki S. Soylu programında benim 2 dk 38 sn, İsmail Saymaz'ın 3 dk 17 sn konuştuğu yalanını yaymışlar. Bazıları da inanmış, Emin Çölaşan bile.. Tam ciddiyetsizlik. Benim sadece ilk sorum 5.34 sn. toplamı yaklaşık 20 dk. Tele 1'de haberini de yapıp gösterdik. Bu pis ve kasıtlı yalanın yayılmasında, Gerçek Gündem ve Odatv adlı haber sitelerinin rolü büyük. Niyetleri neydi, anlayacağız. Böyle bir yalana ne gerek var? Eleştirecekseniz eleştirin, ama yalan söylemeyin.. Şu konuya bir daha değinmeyeyim diyordum, Emin Çölaşan'ı okuyunca yazmadan edemedim" açıklamasını yapmıştı.

Gazeteci İsmail Saymaz ise "Ben bunu kabul ettiğimde kamuoyunun yönelteceği soruları aktaracak gazeteci rahatlığında hissettim kendimi. Bunun birden bire toplumsal kampanyaya dönüşeceğini ve bizim de o dalganın üzerine oturacağımızı ön görmedim. Benim hayatımda hiç denk gelmediğim bir kutuplaşma ortaya çıktı. Sanki oraya bir gazeteci olarak değil de toplum adına Süleyman Soylu’yu mahkum edip kararı verince darağacına asacak bir kimse olarak gittiğimi hissetmeye başladım. Gazetecinin rolü bu değildir ki" diyerek tepkisini ortaya koymuştu.

'SORU SORULMADI' DENİLDİ PEKİ GAZETECİLER NE SORDU?

Bakan Soylu, Merdan Yanardağ ve İsmail Saymaz'ın sorularından kaçmak için uğraş gösterse de programın doğurduğu önemli sonuçları görmezden gelemeyiz. Soylu'ya yöneltilen soruların sonucunda, Davutoğlu'nun AKP'den kopuş süreci ve parti içinde yaşananlar hakkında birçok bilinmeyen ortaya döküldü. Bunun üzerine siyaset arenasında yeni bir başlık açıldı. Davutoğlu'nun Soylu'ya teşekkür etmesi ve üzerine o süreci anlatması ise birçok soru işaretini yok etti.

Sedat Peker'den 10 bin dolar alan AKP'linin kim olduğuna dair gerek Merdan Yanardağ gerek İsmail Saymaz defalarca sordu. Yanardağ, bu kişinin Metin Külünk olup olmadığını sordu. Soylu ise bu cevabı sadece savcılara vereceğini ifade etti. Fakat bunun ardından, dillendirilmeyen ve hiç yöneltilmeyen bu soru artık herkesin dilindeydi. Programın ardından aynı soru Metin Külünk'e de yöneltildi fakat Külünk sadece hassasiyet için teşekkür ederek yanıt vermekten kaçtı.

Hatırlatalım, gazetecilikte sorunun cevabını almak kadar cevabını almamak da haberdir.

Soylu, sorulan sorulardan kaçarken bir yandan da AKP içerisindeki kavgayı da açık etti. Mehmet Ağar ve Korkut Eken ile ilgili sorulara kaçak cevaplar verse de arasının çok da iyi olmadığını belirtti. Ağar'ın Bodrum Marina'da yönetim kurulunda olmasını onaylamadığını da belirten Soylu'nun bu çıkışının ardından Mehmet Ağar da oğlu Tolga Ağar da marinanın yönetiminden istifa etti.

Soylu'nun yargıya yönelik sözleri üzerine Adalet Bakanı Abdülhamit Gül'den de yanıt geldi. Soylu birçok konuda topu yargıya atmıştı. Hukuk sistemini eleştiren Soylu'ya, Adalet Bakanı Abdülhamit Gül isim vermeden cevap verdi. Gül, "Kanunu uyguladığı için savcının, hakimin hedef haline getirilmesi hiçbir şekilde mazur görülemez. Uygulaması gereken mevzuatı uyguladığı için yargıya ithamda bulunulması hukuk devletinde alışık olunan bir durum değildir" ifadelerini kullandı. Aslında, Soylu'nun söylemediklerinin altında da birçok cevap gizliydi.

YANDAŞ BİLE GÖRDÜ: İÇİŞLERİ BAKANI CEVAP VEREMİYORDU VE ONUN ACİZLİĞİ BİZİ ÜZDÜ

Programın etkisi hâlâ daha sürüyor.  Yandaş medyanın bile gördüğü soruları gazeteciler görmezden geliyor. Ayşenur Arslan bugün Medya Mahallesi programında gazeteci İsmail Saymaz’ı konuk etti. Arslan, gazetecilerin soru sormadığını iddia ederek, program boyunca sadece bir soru sorulduğunu ileri sürdü. Arslan’ın bu tezi Saymaz tarafından çürütüldü. Saymaz, programda sorulan soruları ve yankılarını anlattığı zaman ise Arslan bu kez “Belki başka bir şey yapılabilirdi" dedi. Saymaz buna itiraz edip yöntemi sorduğunda ise Arslan bir süre yanıt veremedi. Saymaz, Arslan’ın sözleri üzerine programda sorulan soruları ve etkilerini uzun uzun anlattı.

Ama bazı muhalif medyanın görmediği soruları yandaş yazarlar gördü.  Yenişafak yazarı İbrahim Karagül "Gazeteciler mafya ağızıyla bir bakanı, devleti sorguladılar. Gazetecileri izledim, hepsi bir mafya liderinin iddia ve iftiralarından hareket ediyor ve İçişleri Bakanı’nı sorguluyordu. Mafya üzerinden devleti yargılıyorlardı. Bunun karşısında İçişleri Bakanı cevap veremiyordu ve onun acizliği bizi üzdü" ifadelerini kullanmıştı.