Solcu ve dış mihraklı bir gazete “vidaya muhtaç kaldık” diye başlık atmış. Habere göre bir vatandaş kazaen ayaklarını kırmış. Tedavi için kemiklere tatbik edilen vida o hastanede yokmuş.
İmdi soralım. Vida yok diye vatandaş ölmüş mü? Yo.
İkinci soru vatandaş ölmediyse bu gazetenin derdi ne.
Üçüncü soru. O hastanede vida yoksa, başka hastanede vida yok mu? Var.
İmdi haddizatında ne oldu. Ne olacak, o gazete şapa oturdu.
Peki utandılar mı şapa oturdukları için. Utanmadılar.
Utanmak için hafıza lazım gelir. Bunlarda hafıza ne arar. Bizim Pamir ovasından yola çıkıp Viyana önlerinde at koşturduğumuzu bilmezler. Bundan dolayı 18 liraya çıkartılan bir doları, sert bir yumrukla 11 liraya düşürünce bilumum muhalifler eşekten düşmüş karpuza döndüler.
Hani nerde Avrupa’da, Amerika’da doktora yapmış iktisatçılarınız, bilumum sosyologlar ve dahi felsefeciler hepsi dut yemiş bülbüle döndüler. Ve iç ve dış çevrelerin tahrik ve kışkırtmaları netice vermedi. Ve bütün bunlara karşın nankörüler iş bulup çalışamıyoruz diyorlar. Bunlar nankör ve muhteris ve de yan geldicilerdir. Buna ilaveten çam ağacı kesimi bütün hızıyla devam etmektedir. Buna sebep yılbaşıdır. Sefih ve sefil eğlence uğruna çam ağaçları heder edilmektedir.
Yılbaşı nedir ve nerden ve nasıl hasıl olup bizim asil ve temiz kültürümüze duhul eylemiştir.
Cumhuriyetle birlikte Batıyı taklit hezeyanı ve ihtiyacı ol sebepten yılbaşı gibi makus bir tercihe mahal bulmuştur. Filvaki bu yılbaşı sarhoşların, fahişeleri, eşcinsellerin bayram günüdür.
Ve sual edelim ki yılbaşı örf ve adetlerimize münasip midir?
17. asrın maruf isimlerinden Solak Ahmet’in torunu müderris ve hikmet sahibi Cemazüyel Abdi Efendi buyurmuştur ki, “Ey oğul, ağzını şapırdatarak yemek yeme, büyüklerinin yanında ayak ayak üstüne atma ve dahi sen sen ol keferenin alışkanlıklarından imtina eyle.
Haddizatında Cemazüyel Abdi Efendinin ikazları çok yerinde ve makbuldür. Çünkü Noel deccal şeytanıdır. Yeni yılı kutlayanlar şeytanla işbirliği yaparlar. Bizatihi yılbaşında insanlar salonlarda toplanacak, alkol alınacak, dan edilecek. Maskeler çıkarılacak. Ayrıca LGBT ve uyuşturucalar için ideal bir gün.
Ayrıca ve bilhassa yılbaşı israf değil mi. Suni bir krizle harekete geçmeyi teşebbüs eden güruh dolara indirilen darbe ile şok ve iptal oldu.
Gribi ve varyantlarını da unutmayalım.
Mekruh yılbaşından kendini uzak tut ki günaha girme ve kefereyle işbirliği yapma. Masum ve malum ve asil halkımızı fesat hareketiyle günaha sokma.
Şimdi şu sorulabilir. Yılbaşında ne yapmalı. Acizane beni dinlerseniz, bu sıkıntılı günleri aşmak yerine, ziyafet sofralarımızı simitle canlandırabiliriz. Simit yiyerek hem kendimizi, hem ülkemizi israftan arı tutarız ve günaha girmeyiz.
Beştaş oynayıp körebeyle hoşça vakit geçirebiliriz.
Böylece satılmış kalem ve gürüha inat temiz, ahlaki, faziletli bir yeni yıla huzur ve gurur ile girebiliriz.