Nihayet ‘Darbeci ve katil’ Sisi ‘geldi, gördü ve gitti’.
İktidarı ele geçirdiği 3 Temmuz 2013 darbesinden bu yana ilk kez Ankara’ya gelen Sisi farklı alanları kapsayan 17 anlaşmanın imzalanmasına tanıklık etti. Geçen günlerde bir Türk savaş gemisi İskenderiye deniz üssünü ziyaret etti ve Türkiye’den üç savaş uçağı Mısır uçak ve hava savunma fuarına katılıyor. Böyle giderse Mısır ve Türkiye stratejik müttefik olur! Ama olamaz çünkü dış politika konularında her iki ülke farklı ve bazen de düşman konumunda.
Örneğin Sisi’nin konuşmasında dikkat çektiği Libya’da olduğu gibi. Bu ülkede Mısır, ülkenin %70’i kontrol eden General Hafter ve seçilmiş parlamentoyu desteklerken Türkiye başkent Trablus ve çevresini kontrol eden İslamcı grupları destekliyor. Örneğin Akeniz’de Münhasır Ekonomik Bölge sınırlarını belirlemek için 27 Kasım 2019’da Trablus’taki hükümetle anlaşma imzalayan Ankara bu ülkede askeri üsler kurmuş ve bununla Kahire’yi kızdırmıştı. Bunun üzerine Kahire 6 Ağustos 2020’de Yunanistan’la deniz anlaşması imzalamış ve Kıbrıslı Rumlar’la daha yakınlaşmıştı. Benzer şekilde Ankara’nın Somali, Etiyopya, Sudan, Suriye, Irak ve başka yerlerdeki politikaları Kahire ile ters ve bazen de düşmanca.
İyi de o zaman Sisi neden geliyor ve 17 anlaşma imzalıyor?
Çünkü burası Ortadoğu.
Bin Zayed ve Bin Selman’la da barışan Erdoğan benzer şekilde onlarca anlaşma imzalamıştı.
Aralık 2010’da Tunus’da başlayan ‘Arap Baharı”nın ilk üç yılında Türkiye ve ABD işbirlikçisi Arap ülkeleri Suriye konusunda birlikte hareket ediyorlardı. Esad direnince ve Mısır’da Sisi Müslüman Kardeş Mursi’yi devirince işler karıştı. Mart 2015’de Körfez ülkelerinin desteğini alan Suudi Arabistan komşusu Yemen’e saldırdı. Savaş 9 yıldır devam ediyor. İki yıl sonra yani Haziran 2017’de Suudi Arabistan, BAE ve Bahreyn Sisi’nin de desteğini alarak Katar’la diplomatik ilişkilerini kesti ve savaştan söz etmeye başladılar. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ideolojik ve stratejik müttefiği Temim El-Sani’yi korumak için Türkiye bu ülkeye askerini gönderdi ve askerler hala orada. Oysa bölgenin diğer ülkelerinde olduğu gibi ABD’nin Katar’da çok büyük iki üssü bulunmaktadır.
2020’nin sonlarına doğru “Üst Akıl” Trump herkese “Bu kadar tiyatro yeter hadi barışın” dedi. Söz dinleyen Körfez’in sultan, kral, emir ve şeyhleri 5 Ocak 2021’de Suudi Arabistan çölünde El-Ula bölgesinde bir araya gelerek sarılıp kucaklaştılar.
Öncesinde Cumhurbaşkanı Erdoğan; Sisi’ye darbesinden, Muhamned Bin Selman’a gazeteci Kaşıkçı cinayetinden, Muhamned Bin Zayed’e Fetö desteğinden ve İsrail’e bildik vahşetinden dolayı ağır ifadelerle yükleniyordu.
Bölgenin Arap liderleri barışınca Erdoğan zor duruma düşmüştü. Üstelik BAE’de yerleşen Sedat Peker YouTube videolarıyla Erdoğan’ı daha da zorluyordu. Bunun üzerine Erdoğan 14 Şubat 2022’de yani Sevgililer Günü’de atlayıp Abu Dabi’ye gitti ve bu ülkenin başkanı Muhamned Bin Zayed’i 24 Kasım 2022’de muhteşem bir törenle Ankara’da ağırladı. Bununla yetinmeyen Erdoğan ‘Kaşıkçı’nın katili’ dediği Muhammed Bin Selman’la buluşmak üzere 26 Nisan 2022’de Riyad’a gitti ve iki ay sonra da Bin Selman’ı Ankara’da ‘krallar gibi’ karşıladı. Erdoğan’ın Bin Selman ve Bin Zayed dışında başka bir misafiri daha vardı o da İsrail Cumhurbaşkanı Herzog. Bu da yetmeyince Erdoğan 20 Eylül 2023’de NewYork’da yüzlerce kez katil ve terörist dediği Netanyahu ile kucaklaştı.
Geriye bir tek Sisi kalmıştı şimdi o da tamam ama sonrasında neler olur kimseler bilemez. Geçtiğimiz 14 Şubat Sevgililer Günü’nde atlayıp Mısır’a giderek Sisi ile kucaklaşan Erdoğan her nedense benzer bir adımı Esad’la atmadı ve atmaya da pek gönüllü görünmüyor. Üstelik Esad; Bin Zayed gibi Fetö’nün finansörü değil, Bin Selman gibi Kaşıkçı’yı öldürtmedi, Herzog ve Netanyahu gibi soykırımcı hiç değil, Sisi gibi Erdoğan’ın kankası İslamcı Mursi’yi devirmedi ve çok daha önemlisi 2011 öncesinde hiç bir sorunun yaşanmadığı Suriye, Türkiye’nin stratejik müttefiği idi ve iki ülke birleşmek üzereydi.
Buna da Üst Akıl izin vermedi.