Türklerin en çok yaptığı davranış ve mimikler belli oldu

Yayın tarihi: 15 Haziran 2024 Cumartesi 10:40 am - Güncelleme: 15 Haziran 2024 Cumartesi 10:40 am

Akademik çalışmalar, yüz yüze iletişimde anlamın %60’ının mimiklerden anlaşıldığını gösterirken, beden dilinin, jest ve mimiklerin kültüre, yaşa ve cinsiyete göre nasıl farklılık gösterdiğini ortaya koyan yeni bir araştırma yayımlandı. Beden dili hareketleri ve anlamları araştırmasına göre Türkiye’nin en popüler jest ve mimikleri, hayır demek için kafayı veya kaşları yukarı kaldırmak, nazar için tahtaya vurmak ve kulağı çekmek ve hesap istemek için havaya yazı yazmak oldu!

İSTANBUL İletişim alanında yapılan çalışmalar, yüz yüze iletişimde anlamın %10’unun kelimelerden, %30’unun ses tonundan ve %60’ının mimiklerden anlaşıldığını gösterirken, Türkiye’de yaygın beden dili hareketlerine ve bu hareketlerin anlamlarına ışık tutan bir araştırma, online İngilizce konuşma platformu Preply’den geldi. Dil ve kültüre temas eden konularda araştırmalar yayımlamayı sürdüren Preply’nin Türkiye’de Sözsüz İletişim: Beden Dili Hareketleri ve Anlamları başlıklı araştırması, yaş grubu, cinsiyet gibi kırılımlarda, hangi davranışların hangi jest ve mimiklerle eşleştiğini ortaya koydu.

EN POPÜLER JEST, HAYIR DEMEK İÇİN BAŞI / KAŞLARI YUKARI KALDIRMAK

30 bin nitelikli ve ana dilini konuşan dil öğretmenini tek platformda toplayan Preply tarafından binin üzerinde Türk kadın ve erkek katılımcıyla gerçekleştirilen araştırmada, Türkiye’nin jest ve mimik panoraması ortaya çıkarıldı. Araştırmaya göre katılımcıların en çok kullandığı jest ve mimikler arasında başı %14’lük oranla hayır demek için kafayı veya kaşları yukarı kaldırmak ile nazardan korunmak için tahtaya vurmak veya kulağı çekmek ilk sırayı paylaştı. Bu davranışları %13 ile hesap istemek için havaya yazı yazmak, %12 ile evet demek için kafayı aşağı-yukarı sallamak ve %11 ile tokum demek için tek eli göğüs ortasına götürmek izledi. Öte yandan katılımcıların %10’u, otomobil kornalarını selam vermek için kullandıklarını dile getirdi.

BEDEN DİLİ KULLANIMI CİNSİYET VE YAŞA GÖRE FARKLILAŞIYOR

Kariyer fırsatlarını değerlendirmek veya yurt dışında yaşamak için İngilizce konuşma pratiğine ihtiyaç duyanlara özel çözümler de sunan Preply’nin imza attığı Türkiye’de Sözsüz İletişim araştırması kapsamında, 18-24, 25-34, 35-44 ve 45 yaş ve üzeri yaş gruplarındaki kadın ve erkek katılımcılara favori jest ve mimikleri de soruldu. Buna göre 25-34 yaş arası erkekler en çok teşekkür için eli kalbe götürmek” yanıtını verirken, 35-44 ile 45 yaş ve üzeri erkek katılımcılar, en çok hesap istemek için hava yazı yazma” jestini kullandıklarını ifade etti.

18-24 yaş arası kadın katılımcılar arasında en çok kullanılan beden dili hareketlerinin başında teşekkür için eli kalbe götürmek gelirken, daha üst yaş gruplarında nazar için tahtaya vurmak ve kulağı çekmek, ilk sırada konumlandı. Araştırma yazarları, tüm bu sonuçların kültürel davranışların cinsiyet ve yaş aralığına göre değiştiğinin altını çizdiğini belirtti.

“DİLİ BİR BÜTÜN OLARAK ELE ALIYORUZ”

Araştırma sonuçlarına ilişkin değerlendirmelerini paylaşan Preply Avrupa Bölge Müdürü Mustafa Sivişoğlu, şu ifadeleri kullandı: ”Beden dilinin yüz yüze iletişimdeki rolü yadsınamaz. Bu davranışların kültürden kültüre farklılık gösterdiği de yaygın olarak biliniyor. Beden dili; gülümsemeden parmak uçlarını birleştirmeye, eli yanağa koymaktan baş parmağı kaldırmaya, evrensel ve yerel anlamlarla inşa edilen bir ortak miras. Nitelikli yabancı dil eğitimini ve çok sayıda online dil öğrenme fırsatlarını bir araya getiren küresel bir platform olan Preply olarak dili her yönüyle bir bütün olarak ele alıyoruz. Bu anlamda dili ve kültürü etkileyen konu başlıklarında niceliksel araştırmalar yürüterek topluluğumuzu dil ve kültürün derinliklerinde eğlenceli yolculuklara çıkarıyoruz. Preply olarak imza attığımız bu son araştırma da bu yaklaşımımızın bir eseri. Bir yandan dünyanın dört bir yanından 30 bini aşkın nitelikli online yabancı dil öğretmenini yüz binlerce kullanıcımızla buluşturmaya, bir yandan da araştırmalarla dil ve kültür literatürüne katkıda bulunmaya devam edeceğiz.”

Kaynak: BÜLTEN