Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Tümamiral Cihat Yaycı’nın Libya üzerine kaleme aldığı son kitap Yunanistan’da gündem oldu.
“
Libya Türkiye’nin denizden komşusudur” başlıklı kitap raflardaki yerini henüz almışken, Libya’dan gelen kritik adım Yaycı’nın tespitlerini doğrular nitelikteydi. Libya’da Birleşmiş Milletler’in tanıdığı Trablus hükümet, ekim ayının başında Girit’in güneybatısındaki sahalarda ExxonMobil ve Total şirketlerine hidrokarbon arama lisansı çıkaran Yunanistan’a nota verdi.
Yunan Hükümeti, Kaddafi sonrası yaşanan sıkıntılardan faydalanarak Libya’ya ait 39 bin kilometrekarelik deniz alanını sahiplenmişti. Türkiye’nin bölgedeki tezlerine uygun olarak verilen nota Doğu Akdeniz’deki gelişmeler için hayati öneme sahipti.
Türkiye’nin adımlarını yakından takip eden Yunanistan basını, bu gelişmeleri ve Yaycı’nın son kitabını gündeme taşıdı.
Bu sabah Skai TV’nin sabah programı Simera’da Türkiye muhabiri Manolis Kostidis, “Türk Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı tümamiral Cihat Yaycı’nın ikinci kitabını görüyorsunuz. Kitabın ismi Libya Türkiye’nin denizden komşusudur” ifadesini kullandıktan sonra diyaloglar şöyle gelişiyor:
Gazeteci: Nasıl yani? Türkiye’den denizden yüzlerce mil uzakta olan Libya komşu muymuş Türkiye ile?
Kostidis: Aynı yazarın daha önce yayınlanan kitabını da size göstereyim. Münhasır Ekonomik Bölge konusundaki bu kitabın arka kapağında ünlü Mavi Vatan haritası yer almakta. Bu kitabını Türk Deniz Kuvvetleri basmıştı. Şimdi ikinci kitabında ise teorisini tekrarlıyor. Ona göre Türkiye ile Libya arasında münhasır ekonomik bölge vardır. Tabii ki burada Meis yok sayılmakta.
https://tele1.com.tr/hakan-fidan-ve-mit-mensuplari-hangi-filme-gitti-101488/
Gazeteci: Evet bu kapağa bakınca Meis’in haritada olmadığını anlıyoruz.
Kadın gazeteci: Bu Türk Dışişleri Bakanlığının daha önce tekrarladığı tez değil mi? Doğu Akdeniz’de ve Ege’de deniz yetki sınırları olmadığına yönelik?
Kostidis: Adım adım gidelim size bunu tekrar anlatayım. Bakın Tümamiral Cihat Yaycı bu kitabında Libya’ya yönelik tezlerini söylüyor. Şimdi size bir fotoğraf göstereceğim, Türk Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu Libya dışişleri bakanı ile görüşüyor. Bütün bu görüşmelerin altında yatan iki ülke arasında münhasır ekonomik bölge ilan edilmesine yönelik ön görüşmelerdir. Bu konuda yetkililerin çalıştığını söylüyorlar. Bunlar muhtemelen MEB ilanının ön hazırlıkları. Gelecekte bu konunun ne şekil alacağını göreceğiz.”
Geçen ay Yunanistan’ın önde gelen internet sitelerinden Pentapostagma da Yaycı’nın çalışmalarını gündeme taşımıştı. Sitede güvenlik konularında yazan G. Matsakos, “Savaş öncesi hazırlıklar. Türkiye Libya ile MEB sınırlarını belirlemeye hazırlanıyor. Ankara GNA’yı eğitmek için subaylar gönderiyor” başlıklı bir makale yayınlamıştı.
Deniz Kuvvetleri Kurmay Başkanı Tümamiral Cihat Yaycı’nın kitabına atıf yapılan yazıda, “Türk Tümamiralin Kitabı’na göre Atina üzerine fırtına bulutları geliyor. Çünkü Türkler planlarına uygun olacak şekilde Libya ile münhasır ekonomik bölge ilan etmek için hazırlanıyorlar” denildi.
Yazar, “Türk subay kitabında Türkiye ile Libya arasındaki bölgedeki yeraltı zenginliklerinin 3 trilyon dolara varan değerinden bahsediyor” ifadesini kullandı.
“Yunanistan için en tehlike senaryo Türkiye ile Libya arasında MEB belirlenmesine yönelik imzaların atılmasıdır ki bu bölgede çok büyük gerginlikler doğuracaktır” diyen yazar, “Bu konuda ilginç bir gelişme daha yaşandı, Trablus hükümetinin ordusunun komutanı Türk ataşesi ile görüştü. Görüşmede esas olarak Libya ordusunun nasıl daha fazla eğitileceği gündeme geldi. Tabii ki Türkler bölgeye sürekli silah yığıyorlar” sözlerini kullandı.
YAYCI LİBYA KİTABINDA NE ANLATIYOR?
Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi tarafından yayımlanan Cihat Yaycı'ya ait “Libya, Türkiye'nin denizden komşusudur” isimli kitabın arka kapak yazısında şu ifadeler yer alıyor:
Doğu Akdeniz'de deniz alanlarının sınırlandırılmasında Libya'nın rolü… Soğuk Savaş'ın üzerinden yirmi yılı aşkın zaman geçmesine karşın küresel ve bölgesel ölçekteki belirsizlikler ve kırılımlar devam etmekte, denizler de bu gelişmelerden payına düşeni almaktadır.
Doğu Akdeniz'de bölgesel güvenlik ortamı, çok uzun bir süredir bu deniz alanını çevreleyen ya da bizzat içinde bulunan kara parçalarında yaşanan sorunların deniz ortamına yansımaları ile biçimlenmektedir.
Deniz ortamında keşfedilen yeni doğalgaz ve petrol kaynaklarının araştırılması ve işletilmesi, Doğu Akdeniz´de başta kıyıdaş ülke ve yönetimler olmak üzere uluslararası aktörlerin iştahlarını kabartmış, deniz yetki alanları sınırlandırma faaliyetlerinin hızlanmasına neden olmuştur. Böylece, genel eğilimin aksine ilk kez deniz kaynaklı bir sorun Doğu Akdeniz'de temel bir sorun haline gelmiştir.
Türkiye'nin, Doğu Akdeniz'deki hak ve menfaatlerinin garanti altına alınması ve gelecek nesillerinin ekonomik refahının sağlanması amacıyla, bölgedeki ülkeler ile arasında deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasına dair antlaşmaların bir an önce akdedilmesi önem arz etmektedir.
Doğu Akdeniz'de karşılıklı kıyıları bulunan ve derin tarihsel ilişkilere sahip Türkiye ve Libya'nın, denizlerde yaşanan paylaşım mücadelesindeki meşru haklarını korumak ve bölgede oyun kurucu aktör olduklarını bir kez daha hatırlatmak için bir an önce karşılıklı olarak deniz yetki alanlarına yönelik sınırlandırma yapması zaruridir.
Bu nedenle yakın dönemde Doğu Akdeniz'de meydana gelen gelişmeler, Türkiye´nin Doğu Akdeniz'deki hak ve menfaatleri, bu hakların hukuki temelleri okuyuculara sunulmuştur.