Son günlerde yandaş basında 'Külliye sözcüsü' İbrahim Kalın'a atfen ABD Başkanı Trump'ın Temmuz ayında Ankara'ya resmi bir ziyaret yapma olasılığı dillendiriliyor. Haber tamamen Ankara kaynaklı. Washington'da bu konuda henüz gayri- resmi bir açıklama bile yok. İddiaya göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan son telefon konuşmasında Trump'ı Türkiye'ye davet etti, Trump'da bu davete icabet edeceğini bildirdi. İddiada ziyaretin önümüzdeki Temmuz ayında gerçekleşeceği de yer alıyor. ABD Başkanı Haziran ayının başında resmi bir ziyaret için İngiltere'ye gidecek. Oradan Normandiya çıkarması törenlerine katılmak için Fransa'ya geçecek. Trump Haziran ayının sonunda da Japonya'da yapılacak G-20 zirvesi için Osaka'ya gidecek. Amerikan Başkanlarının ziyaretleriyle ilgili aylar öncesi hazırlık yapılır. Bazen 'Şükran günü veya Noel zamanı' gizlice Irak yada Afganistan'daki üslere gidip asker ziyareti yaptıkları da olur. Trump'a Ankara’dan davet yaklaşık 2 yıldır yapılıyor ama bugüne kadar kabul etmedi. Yandaş medyanın sunuşuyla bu abartılı 'tarihi' diye adlandırılan ziyaret durup dururken nereden çıktı? Trump ilişkilerin çok kötü olduğu bir dönemde Erdoğan'ın davetini neden kabul etti? Son olarak damadı Hazine Bakanı Albayrak, aracılığıyla Erdoğan'a mesaj gönderen Trump, S-400 Rus füze sisteminin ilk sevkiyatının yapılacağı Temmuz ayında Türkiye'ye gelir mi? Başta Trump olmak üzere yardımcısı Pence, Hazine ve Pentagon’dan arkaarkaya gelen uyarılar ile Kongre'de Cumhuriyetçi ve Demokrat üyelerin ortak yaptırım yasa tasarısı beklerken, Trump Erdoğan'ın davetine icabet eder mi? Külliye herhalde Trump'ın S-400'den geri adım atacağını düşünmüyordur. Bu arada Trump'la Erdoğan arasında sıkıntı sadece Rus füze sistemi değil. İran-Venezüella yaptırımları ve Türkiye'de tutuklu NASA çalışanı ile Konsolosluk görevlilerin durumu da var. Ziyaret gerçekleşirse hangi başkanın taviz verdiği ve geri adım attığı anlaşılır. Trump'ın Ankara ziyaretinin doğru olup olmadığına Beyaz Saray yakında açıklık getirecektir. Gerçi Trump'ın Erdoğan'la yaptığı telefon konuşmalarından sonra yapılan 'pembe' açıklamalar krize de yol açabiliyor. 'Readout' denen bir paragrafı geçmeyen Beyaz Saray açıklamaları zaman zaman iki saray arasında ' dediydi- demedi' diye söz dalaşına neden oluyor. Umarız bu kez de birbirlerini yalanlamak zorunda kalmazlar.